Ruh Eşim{23}Aynı Yıldızın Altında

432 23 17
                                    


🎵Jasmine Thompson 🎵 Like I'm gonna lose you🎵

Keyifli okumalar

"Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?"

Gözyaşlarım elimdeki kitabın sayfalarını ıslatırken koca bir iç çekip içinde kaybolduğum dünyayı sorgulamaya başladım.

Sorgulamadan, anlamadan, anlamlandırmadan her anında onunla yaşamak isteği, kendinden önce onu düşünmek...

"Sana beni asla tanımamış olan sana." bu cümleyi her okuduğumda ruhum, kalbim sıkışıyor.

Bu nasıl bir sevgi nasıl bir aşk nasıl bir sabır, umut, bekleyiş?

Son satırlarını okuduğum kitabı göğsüme bastırıp yatağa sırt üstü uzandım ve gözlerimi kapattım. Stefan Zwing psikolojimi alt üst etmişti yine. Günlerce etkisinden çıkamayacağım her saniye içimi acıtacak olan bir görünmezliğin mutlak aşkın öyküsü.

Göğsüme bastırdığım kitaba son bir kez bakıp yan tarafıma yatağın üzerine  koydum.
Bir aşkı görememek mümkün müydü? Sinan'ın bana olan aşkını göremeyen ben. Bu soruyu soramazdım. Görememiştim.

Peki ya böyle bir aşk mümkün mü? Karşılıksız, masum ve umut dolu bir aşk.

Tıpkı Sinan'ın çocuk kalbiyle başlayan aşkı gibi. Çocuk kalbiyle sevmişti beni, o kalple birlikte büyüttü bu sevgiyi.

Deli gibi Sinan'ı görme istediği düşmüştü yüreğime. Boynuna sımsıkı sarılmak kulağına "iyi ki" diye fısıldamak istiyordum.

Yavaşça doğrulup yatağın üzerinde bağdaş kurdum. Telefonumu elime alıp "uyanık mısın?" yazdım ve Sinan'a gönderdim. Birkaç dakika sonra "Pencereden dışarı bak" diye cevap geldi Sinandan.

Neler olduğunu anlayabilmek için yataktan fırlayıp pencerenin önüne koştum.

Koyu renk kot pantolonu siyah deri ceketiyle penceremin önünde dikilmiş bana gülümseyen bir doksanlık oğlanı görünce kalbim yerinden çıkacak kadar hızlı atmaya başladı.

Bunu yapmayı nasıl başarıyordu. Her ihtiyacım olduğunda, her aklıma düştüğünde bir şekilde yanımda oluyordu.

Saat neredeyse gece yarısını gösteriyordu. Bu saatte burda onu annem görecek olursa tüm kasabayı ayağa kaldırabilirdi.

Büyülenmiş bir şekilde onu izlerken telefonuma mesaj geldi.

"Oraya geliyorum."

"Buna izin vermem. Tam olarak iyileşmedin benim yüzümden acı çekmene asla dayanamam."

RUH EŞİMWhere stories live. Discover now