sittun ve vahid

18.8K 2.1K 948
                                    

"Görüyor musun biz sıkıştırmasak bir şey anlatacağı yok. " dedi Ahsen.

Beni aldıkları gibi okul aşağı caddesinde olan bir parka sürüklemişlerdi. Son yarım saattir soru yağmuruna tutmuş ve her ne olduysa hepsini öğrenmişlerdi.

"Mutlu musunuz artık ?" dedim.

O sırada Nilüfer söylendi. "Vayy be Efnan. Sen de az değilmişsin. "

"Kusura bakma Nilüfercim senin gibi benim için havai fişek patlatan bir sevgilim yok. "

Nilüfer gözlerini büyüttü. "Nee sevgili mi? Yalana bak. "

"Valla bi o eksik. Sevgiliden farkınız yok. "

Ahsen o sırada ikimizin atışmasını hayretler içerisinde dinliyordu. "Size bahar dalı, bana şemsiye sapı. Güzelmiş. "

"Bu da nankör he." dedi Nilüfer. "Fırat adam olmaya başladı farketmiyor musun ? Eski hallerini gördün mü hiç? Çocuk namaza bile başladı. "

Ahsen göz devirdi. "Fırat ve adam olmak. Hadi canım. "

Konuya hemen ben girdim. "Onu kaybettiğin zaman çok arıyacaksın biliyorsun değil mi? "

Güldü. "Ben mi? Yok daha neler."

"Bana hala Miraç Safa'yı sevdiğini söyleme." dedim imalı bir şekilde.

"Hee o mu." dedi üzülerek. "O nişanlıymış ya."

Nasıl yani biliyor muydu?

"Ne! " dedi Nilüfer.

Bunu bildiğim için tek tepkisiz kalan ben olmuştum.

Şaşırmaya çalışarak "Nasıl yani? Ne ara ya? " dedim.

"Bayağı bayağı nişanlıymış yeni öğrendim. Gitti erik gibi çocuk."

"Eee şimdi ne olacak? " dedim gülerek. "Fırat'a kaldın sanki. Ha? "

"Yoo başka birini buldum."

"Kim? "

"İki dakika yerinde durmuyorsun sen de kızım. "

"Söylüyorum sıkı durun... " dedikten sonra bize baktı. "İlyas."

"Kimmiş bu çocuk." dedim kaşlarımı çatarak, "Tanıyor muyuz? "

"İnsatgramdan yazdı. Ben pek konuşmuyorum ama ısrarla konuşmaya çalışıyor."

"Nasıl bu kadar rahatsınız ya. Üstelik benim başıma böyle bir şey gelmişken. " dedim sitem ederek. "Ahsen direk kesiyorsun yazışmayı. Ya  başına bir şey gelirse? "

"Yok, merak etme. Güvenilir bu. Kursta okuyor. "

"İnanmıyorum ya. Fotoğrafı var mı bari? Yalan da olabilir."

"Fotoğrafı yok ama çok iyi biri."

"Hiç içime sinmedi Ahsen. Dikkatli ol."

"Merak etmeyin hiçbir şey olmaz."

*

Bütün bu olanlardan sonra ertesi gün olmuş beden dersi için dışarı çıkmıştık.

"Kızlarla voleybol oynayacağız spor salonunda geliyor musun ? " dedi Ahsen.

" Yok arka bahçedeyim ben. Kitap okuyacağım. "

"Tamam. Hava soğuk dikkatli ol. Çıkışta görüşürüz."

Ahsen ile ayrıldıktan sonra kolumun arasına sıkıştırdığım kitap ile birlikte arka bahçeye yürümeye başladım.

Bahçeye girdikten sonra direk her zaman oturduğum o yere doğru ilerleyerek banka oturdum.

Kolumdaki kitabı elime alarak açtım ve kaldığım yeri aradım.

Bir kaç dakika geçmemişti ki başka bir ses dikkatimi dağıttı. Biri uyurmuşcasına sesli bir şekilde nefes alıp veriyordu.

Buğra mıydı acaba. Daha öncede burada karşılaşmıştık.

Elimdeki kitabı banka koyarak ayağa kalktım ve etradı süzdüm. Artık yalnız kalmaya da korkar olmuştum.

Sessizce bir kaç adım ilerleyerek çardağa doğru göz attım. O ses şimdi kesilmişti ve evet, biri orada yatıyordu.

Usulca çardağın yanına gelip yatan kişiye baktım. Tam da tahmin ettiğim gibi yatan kişi Buğra'ydı.

Çantasını yastık olarak kullanmış, uzun gelen bacaklarını havaya dikmiş ve ellerini karnında birleştirmişti. Üstünde her ne kadar montu olsada dışarı soluduğu duman üşüdüğünü gösteriyordu.

Kısa bir süre yüzüne baktım. Uyandırmak ve uyandırmamak üzerine düşünüp duruyordum.

Gözleri birden açılıverdi. "Demek böyle hissettiriyormuş." dedi.

"N-ne? " dedim şaşırarak.

Biran da nasıl böyle uyanmıştı.

Doğrulmaya çalışarak oturur konuma geldi.

"Uyurken izlenmek. Hissediyorsun yani birinin baktığını." dedi gülerek.

"Hiç de bile." dedim kaşlarımı kaldırarak. "İzlemedim ki."

"Hı hı öyledir."

"Valla ya. "

"Tamam bir şey mi söyledik. Allah Allah. " diyerek söylendikten sonra geri yattı.

"Uyuyacak mısın? " dedim.

"Evet, bir zararı mı var ?" dedi tek kaşını kaldırarak.

"Yok yani de hava soğuk."

"Eee? " dedi  gülerek.

"Ne eeesi hasta olursun."

"Sen şuan beni mi düşündün? "

Şu tavrı gerçekten sinirimi bozmaya başlsmıştı. Her seferinde beni utandırıp duruyordu.

Daha fazla bir şey demeyip bankın yanına geri döndüm.

"Sinirlendin mi? " diyerek yokladı.

Cevap vermedim.

"Hey.."

Sessizliğime devam ediyordum.

"Tamam, uyumuyorum. Kızma."

"Banane. Uyu. " dedim sitem ederek.

"Kitap okuyacağım, gel sen de oku." dedi.

"İyiyim ben böyle." dedim. "Gerek yok."

"Son vakitlerimiz. Bir daha görüşeceğimizi düşünüyor musun ?" dedi kısık bir sesle.

"Ne, nasıl yani? " dedim.

"Basbaya."

"Görüşmeyecek miyiz? O zaman neden beni sevdiğini söyledin? " diyerek kendimce söylendim.

"Duyuyorum bu arada." dedi. "Kulaklarım iyidir."

"Banane." dedim. "Duyarsan duy."

"Tamam." dedi sadece.

"Sinirimi bozmaya başladın." dedim.

"Bu iyiye işaret."

Kitabımı kapatıp ona sinirli bir şekilde baktım. "Gidiyorum ben. "

"Nereye."

"Bilmem. Görüşmeyeceksek pek de bir manası yok. "

*

Selamünaleyküm Brolar...

Şu aralar nedense hiç ilham gelmiyor sanki öylesine yazıyormuşum gibi... İnşallah beğeniyorsunuzdur.

Şaka maka final baya yaklaştı yaa..

Neyse oy vermeyi unutmayın.

Selametle.

Haram Bro |TextingWhere stories live. Discover now