sittun

18.7K 2.1K 669
                                    


"Kimse plan için heyecanlı değil mi ya ?" dedi Enes. "Çok az bir vakit kaldı."

Nilüfer konuşmaya yüzü asık bir şekilde konuşmaya başladı. "Plan bir şekilde hallolur. Ben olacaklardan korkuyorum."

"Neden ki? " dedi Ahsen.

"Ya bir daha buluşamassak? "

"Ya öyle demeyin ya. 80 yaşında yaşlı bir nene de olsam sizinle görüşürüm." dedikten sonra durup Fırat'a baktı. "Biri hariç tabii."

Fırat sıkkın bir şekilde gözlerini devirdi. "Çok meraklıyım ben de sana zaten."

Enes kafası kalabalığa dönük bir şekilde baka kaldı "Gençler."

"Ne oldu ?"

"Baran geliyor."

Buğra yaslandığı çardaktan doğrularak Baran'ın geldiği yöne baktı. "Hazır mısınız ? Planın birinci aşamasını gerçekleştiriyoruz."

"Hazırız reis." dedi Fırat.

"Doğal davranın, dikkat çekmeyin."

Baran kısa bir süre sonra hiçbir şey olmamış gibi yanımıza gelmiş ve gülümsemişti. "Nasılsınız gençler."

"Aa Baran nasılsın ya !" dedi Enes.

Gerçekten bu dediğiyle hiç dikkat çekmemişti.

"Sesiniz çıkmıyor hiç pes mi ettiniz? " dedi Baran

O sırada Buğra araya girdi. "Aslında bir planımız var ama sana ihtiyacımız var. "

Baran kaşlarını yukarı kaldırarak şaşırdı. "Nasıl yardımcı olabilirim plan nedir? "

"Şimdi şöyle. Muaz en son Ahsen ile uğraştı. Biz de düşündük ki dönemin geri kalanında Muaz'a yapabildiğimiz her şeyi yapalım. "

"Mesela ? Yani size nasıl bir yardımım dokunabilir ?"

"Bilgisayar işlerinden anladığını söylemiştin. "

"Evet abi. "

"Diğerlerini boşver de, dönem sonu karne töreninde okulun hoparlörüne bağlanmak istiyoruz yapabilir misin ?"

"Kolay iş. Canlı mı olacak, hoparlörü birinin telefonun bağlayabilirim. "

"Evet canlı olacak."

"Plan ne? "

"Plan basit. Efnan Muaz'ın yanına giderek ona her şeyi bildiğini söyleyecek. Muaz zaten öter anında her şeyi. "

"Basit ama etkileyici. Bütün okula rezil etmek. Çok iyi. " diyerek güldü Baran.

Asıl olacak şeylerden haberi yoktu ve planı böyle yanlış gösterek asıl hedefimize ulaşıyorduk.

"Karne törenine ne kadar var ?" dedi Ahsen.

"3 hafta falan var. Az kaldı." dedim.

~

Dün olanlardan sonra Buğra ile tekrar konuşma fırsatımız olmamıştı. Açıkcası ben bu fırsatın oluşması imkan tanımıyordum. Sürekli kaçma girişiminde bulunuyor, benimle konuşmak istediği zaman konuyu değiştirip duruyordum.

Durum şimdi de aynıydı.

Kimseyle görüşmeden okuldan kaçıp gidecektim. Ve çoktan okuldan çıkış yapmıştım. Son sürat otobüs durağına doğru koşturuyordum.

Buğra'ya yakalanmadan durağa kadar gelmiştim. Elimi duraktaki cama doğru yaslayarak nefes almaya çalıştım. Hızlı gelicem derken soğuk havayala birleşen ciğerlerimi öldürmüştüm.

O sırada durağın iç kısmındaki biri elimi yasladığım yere doğru parmaklarıyla tıklattı.

"Napıyorsun burda ?" diyerek güldü.

O kadar kaçmaya çalışmama rağmen yine kendi ayaklarımla ona doğru gelmiştim. Benden önce gelmeyi nasıl başarmıştı.

Kaşlarımı çatıp hüzülü bir şekilde Buğra'ya baktım. "Nasıl ya?" diyerek söylendikten sonra camdan elimi çektim ve saata baktım.

"Ne? " dedi duymarak.

"Sen ne zaman geldin?  Daha yeni dersler bitti. "

"Belki ışınlanmışımdır." diyerek tekrar güldü.

Ne var bu çocukta neden gülüp gülüp duruyor. Hem de olaylar böyleyken.

"Sen de hızlısın, birinden mi kaçıyordun? " diyerek ekledi.

"Yoo, yoo ne alaka. Yok öyle bir şey." diyerek gözlerimi kaçırdım.

"İnşallah öyledir." dedikten sonra kısa bir süre durdu. "Şu vereceğin cevap var ya hani. "

O konuyu açma işte. Zaten utanıyorum yerin dibine girdim şurada.

"Dün olanların ben-" diye başladığım sırada sözümü kesti.

"Ben cevabımı aldım." diyerek tekrar güldü. "Artık cevap vermene gerek yok."

Gülme işte ya. Gülme.

"Ben gitsem iyi olacak." dedim ne diyeceğimi bilemeyip.

"Otobüs beş dakikaya gelecek. Nereye gidiyorsun. "

"A-Ahsen'e söz vermiştim.. şimdi aklıma geldi." dedim. "G-gitsem iyi olacacak. "

"Pekii."

Arkamı döndükten sonra son sürat okula doğru koşturmaya başladım. Şu geçen diyologlara gerçekten inanmıyordum. Resmen rezil olmuştum ve olmaya devam da ediyordum. Gerçekten çok utandırıcıydı.

Soğuk havanın ciğerlerimle oynaşmasıyla birlikte tekrar okula geri döndüm. Neyseki Ahsenlerin arabası hala burdaydı.

Hatta Ahsen ve Nilüfer birlikte okuldan çıkıyordu. Uzaktan beni görümce ikiside el sallamaya başladı.

Koşturup yanlarına kadar geldiğimde ikiside bana şaşkın şaşkın bakıyordu.

"Ne oldu ya? " dedim nefes nefes kalmışken.

"Asıl sana ne oldu ha? " dedi Ahsen göz kırparak. "Ha, ha? "

"Anlamadım. "

"Bak bir de anlamadım diyor." dedi gülerek.

Bugün ben hariç herkes gülüyor ne harika.

"Ne ya ?" dedim sitem ederek.

"Anlamaya canımızı mı zannettin? " dedi Ahsen. "Sevgili olmadan, sevgili olmak hayırdır ?"

"O öylesine bir soruydu." dedim.

"Herkesten kaçar ama benden kaçmaz." dedi Ahsen. "Ben mal mıyım? "

"Bilerek yaptın değil mi ?" dedim o gün Buğra'ya sorduğu soruyu kast ederek.

"Evet. " dedi. "Ve sen.. Şimdi bizimle gelip her şeyi anlatıyorsun. "

İkisi birden koluma girip beni iteklemeye başladılar.

"Kızlar ne yapıyorsunuz." dedim şaşırarak

"Sus konuşma."

"Aaaa. Adam kaçırıyorlar. " dedim gülerek.

"Spreyim hala yanımda biraz daha konuşursan sıkabilirim. "

~

Selamün Aleyküm brolar..

Yavaş yavaş sona yaklaştığımızın farkında mısınız 10 bölüm geçmeden final geliyor olabilir..

Aslında sadece bir başlangıç..

Oy vermeyi unutmayın..

Selametle.

Haram Bro |TextingWhere stories live. Discover now