“Tarık’a birkaç gündür ulaşamıyorum da. Nerede acaba, hiç haberin var mı?”

     “Tarık bu zamanlarda sürekli gizli yerine gider. Ve bir süre orada kalır. Eğer iyi olup olmadığını merak ediyorsan gayet iyidir. Sadece bir süre uzaklaşıyor.”

     “Peki, nerede olduğunu bilmiyor musun?”

     “Hayır bilmiyorum. Sana bu konuda maalesef yardımım dokunmaz.”

     “Tamam, çok sağ ol.”

     Elim boş bir şekilde dönerken aklıma evi geldi. Ama evini bilmiyordum. Sonra aklıma harika bir fikir geldi. Öğrenci işlerinden öğrenebilirdim. Adımlarımı hemen o yöne çevirerek ilerledim.

     Öğrenci işlerinin önünde dururken beni caydırmak üzere olan şey öğrenci işlerindeki kişilerdi. O kadar soğuk olmayı nasıl beceriyorlardı? Ayrıca çoğunluk böyleydi. Arada elbette güler yüzlü ve tatlı insanlar vardı. Ama karşımdakilerin öyle oldukların sanmıyordum. Yavaşça onlara doğru yaklaştım. Masaya omuzlarımı yaslarken bana atılan bakışlarla kendimi topladım.

     “Buyurun hanımefendi.”

     Duyduğum soğuk sesle gözlerimi kapatıp yutkundum. Galiba konuşma yetimi kaybetmiştim. Sırtımdan akan soğuk terimi hissediyordum. Bunu yapabilirdim. Derin bir nefes aldım yüzüme tatlı bir gülümseme koydum.

     “Ben bir öğrencinizin adres bilgilerine ulaşmak istiyordum.”

     “Maalesef hanımefendi. Bunlar gizliliği korunan bilgiler.”

     “Ama çok önemli. Ona ulaşamıyorum. Ya dağ başında yuvarlanıp kaldıysa? Ya kurtlar onu yemek üzereyse? Ya da bir mafya onu kaçırmışsa? Ne yaparız ha? Hiç mi kalbiniz sızlamadı?”

     Öğrenci işlerindeki adam tek kaşını kaldırırken ajitasyonumun işe yaramadığını anladım. Bugüne kadar ailevi itibarımı işlerimde hiç kullanmamıştım. Ama galiba bu seferlik kullanabilirdim. Bunu yaparken gerçekten utanıyordum.

     “Bakın beyefendi ben Ayla AKSEL ve arkadaşım Tarık DEMİRKAN’ın adresini öğrenmek istiyorum.”

     Adam bilgisayarda dediğimi doğrulamak için internette birkaç resme bakarken bana kocaman olmuş gözleriyle döndü. Hadi ama gerçekten bu kadar etkili miydi?

     “Özür dilerim efendim. Sizin olduğunuzu çıkaramadım. Hemen istediğiniz bilgiyi size ileteceğim.”

     Adam bilgisayarda birkaç şey yaptıktan sonra adresi verdi. Tekrar bir taksi bularak adrese gittim. İç ısıtan bir mahalleye gelmiştim. Etrafta birkaç çocuk koşuşturuyordu. Tekrar adrese bakarken karşımdaki üç katlı apartmanın aradığım yer olduğuna kanaat getirdim. İçeri girip daire numaralarına bakarak ilerledim. İşte doğru kapının önündeydim.

    Vursa mıydım kapıya? Ah, aptal kafam! Tabii ki de vuracaksın. Telepati yöntemiyle kapıyı açabileceğimi sanmıyordum. Elimi kaldırırken çok heyecanlıydım. Sonunda kapıya birkaç defa vurup hemen geri çekildim.

     Kapı yavaş yavaş açıldığında çok tatlı bir teyze kapıyı açtı. Galiba Tarık’ın annesiydi çünkü ona benziyordu.

     “Merhaba teyzeciğim ben Ayla. Tarık’ın arkadaşıyım. Birkaç gündür ulaşamıyordum da belki evdedir diye geldim.”

     “Ah, demek Ayla kızım sensin! Sen gelmeden seni tanımış kadar olduk. Ben de Zeynep kızım.”

     Kaşlarımı çatmış olanları anlamlandırmaya çalışıyordum. Zeynep teyze bu halime bakıp güldü.

Venüs'ün Afrazesi (Tamamlandı)Where stories live. Discover now