Ayşe: Akşam ki şişe çevirme oyununa geliyor musun?

Ardacım: Maybe

Ayşe: Gel bence eğlenirsin

Ardacım: Kendimi hala göstermeyi düşünmüyorum ;)

Ayşe: Bu sadece senin karar vereceğin bir şey değil

Ayşe: Belki de seni bulurum

Ardacım: Gayretin gözlerimi yaşartıyor güzelim

Ayşe: Neys

Ayşe: Gel

Ardacım: Oynayan yirmi kişi olacağız biliyorsun değil mi?

Ayşe: Beni mi kıracaksın?

Ardacım:  Tehlikeli oynuyorsun.

Ayşe: Geliyorsun.

Ardacım: Geliyorum.

Ayşe: Çok eğlenceli olacak

Ardacım: Ya ne demezsin
_____

Sonunda üzerime siyah pantolonumu ve siyah tişörtümü geçirdiğimde hazırdım. Aynada kendime bakmayı kesip banyodan çıktım. Ağır erkek parfümü kokusuyla öksürdüm.

Fatih bana doğru koşup üstüme parfüm sıkmaya başladığında üzerime gelmesin diye uğraşıyordum ama nafileydi.

"Ananı..." dediğimde durup şaşırmış yapar gibi elini kalbinin üzerine koydu. "Üzüyorsun beni şekerim." dediğinde hala parfümü üzerimden atmak için debeleniyordum.

"Ağzıma kaçtı anasını satayım ya." dediğimde Fatih gülüp parfümü kenara attı ve saçlarıyla ilgilenmeye başladı. "Ne güzel işte abi, kız sana sarılınca güzel kokarsın." dedi gülerek. Dudaklarımı büzüp odadan çıktım. Arkamdan Taha ve Fatihte çıktığında hazırdık.

Kamp alanına büyük küfürler eşliğinde gittiğimizde gördüğüm şeyle kaşlarım çatılırken ağzım açılmıştı. Fatih yanımda" Bu ney lann? "diye mırıldandığında bende aynısını düşünüyordum. Ayşe ve Berranın çevresinde üç erkek onlarla konuşup gülüşüyordu.

"Bu gece menüde üç yavvşak var." diye bağıran Fatih öne doğru atlayıp hızlı adımlarla yürüdüğünde bizde onu takip ettik.

Fatih yanlarına gittiğimiz sırada "Birader hayırdır?" diye başladı. Ayşeye baktığımda ise bana ve diğerlerine en ifadesiz şekilde bakıyordu. Berraya baktığımda ise yüzünde ki siniri çok rahat görebilmiştim.

Karşımızda ki sarışın "Tatlı bayanlarla tanışıyorduk, siz gelmeseydiniz daha güzel gidebilirdi." dediğinde başımı uysalca havaya kaldırdım ve derin bir nefes alıp verdim. Sinirden tüm kaslarım gerildiğinde ellerimi açıp kapadım.

Tanışma kısmına değilde, "tatlı bayanlar" kısmına Ayşeyi de eklemiş olması sinirimi bozuyordu.

Fatih "Biliyor musunuz, ben basketbol haricinde başka sporlarla da ilgilenirim." dedi. Herkes ona soran gözlerle baktığında devam etti. "Mesela atlamak, zıplamak, kırmak, çıkarmak, öldürmek." dediğinde başımı olumsuzca salladım.

Kıskandığında kendini gerçekten tutamıyordu. Bedenini öne doğru atacağı sırada kolunu sıkaca tutup bekledim. Önümdeki kıvırcık saçlı çocuğa sadece bakıp bakışlarımı

Ayşeye döndürdüm ve" Seni bekliyorum."diye mırıldanıp oyun için toplanılan alana yürümeye başladım. İç sesim" sen nasıl bir malsın? "diye bağırırken dudağımı ısırdım. Gereksiz şov mu yapmıştım?

Kısa süre sonra yanımda hissettiğim küçük bedenle bakışlarımı soluma çevirdim. Ayşe ellerini arkasına bağlamış yanımda yürüyordu. Beyaz teni ve koyu kahve gözüyle her zaman ki gibi göz kamaştırıyordu.

Yüzünde ki keyifli ifadeyi görünce kaşlarımı çattım. Dudaklarındaki tebessüm büyüdüğünde resmen sinirden düşüp bayılacaktım. Çocuk bir şey mi demişti?

"Hoşuna gitti bakıyorum." dediğimde aniden "Çok hoştu." dediğinde olduğum yerde kala kaldım. Nefesim kesilirken neye hoş dediğini anlamıyordum. Ayşe durduğumu fark edip bana döndüğünde yüzündeki gülümseme solmuştu. Yanıma gelip omzumu tuttu. "İyi misin? Bembeyaz oldun. " diye mırıldandığında gözlerimi gözlerine sabitledim.

"Ne hoştu?"

"Ne?"

"Ne hoştu?"

"Neden bunu-"

"Ne hoştu ku-"

Ayşe tek kaşını kaldırdığında gözlerimi yumup ağzımı kapadım. Neredeyse Kusursuz diyecektim.

"Bizi oradan almanız, çok hoştu." dediğinde başımı uysalca salladım ve gözlerimi açtım. Küçük bir oh çektiğimde beni izliyordu. Başını sallayıp önüne döndü ve yürümeye başladı.

Bende onu takip ettim.
____

Resmen yazamıyorum...

kusursuz | textingWhere stories live. Discover now