Dondurmak İstediğim Saniye

10.7K 487 57
                                    

"Teknik olarak artık bakire sayılmam."

"Annie sen delirdin mi?" Kükreyişi odanın içinde yankılanınca yüzümdeki gülümseme silindi. Pekala, en azından denemiştim. Anlatmak için ağzımı açmıştım ki,

"Kahretsin konuşma... Canın acıyor mu?" diye sözümü kesti. Yüzünde dehşetten bir maske vardı.

Onu yatıştırmak için "Hayır." Dedim elini sıkarak. Aslında gerçekten de acımıyordu, sadece ufak bir yanma vardı.

Durumu ölçüp biçmeye çalışıyormuş gibi gözleri üzerimde dolanıyordu. "Tamam, üzerine bir şey ört." Eli ayağına dolaşmış bir halde beceriksizce yorganı üzerime örtmeye çalışırken gülmemek için kendimi zor tutuyordum. O kadar ciddi ve korkmuştu ki. "Canını yakmak istememiştim."

"Önemli değil Jett... İyiyim." Bu sefer gülümsedim ve yorganın üzerimden kaymasına izin vererek doğrulup kollarımı boynuna dolayarak kendime çektim.

Elleri kollarımı kavrayıp tuttu ve boynundan çekti. Yüzünde acı çeker gibi bir ifade vardı.

"İyi. O halde Bree'nin annesi kim?" Şimdi boku yemiştim. Evet ne diyecektim? Gerçek dışında söylediğim her şey daha kötü olacaktı. O yüzden derin bir nefes aldım ve aylardır ağzıma almadığım gerçeği söyledim.

"Annem." Jett'in ifadesiz yüz hatlarına şaşkınlığın çizgileri eklenmişti.

"Yani Bree senin kardeşin mi?"

"Evet." Diye onayladım onu. Gerçekleri söylemek beni endişelendiriyordu ama Jett'e güveniyordum. Bir şekilde ona anlatmanın kabul etmek istemediğim rahatlatıcı bir etkisi vardı.

"Peki neden Bree seninle?"

"Çünkü annem öldü."

"Peki neden kaçıyorsun?" Has siktir.

"Ben... Hiçbir şeyden." Harika zayıf ses tonum yalan kokuyordu. Boğazımı temizleyip tekrar denedim. Bu sefer sesim daha öz güvenli çıkmıştı. "Hiçbir şeyden kaçmıyorum."

"Yalan söyleme Annie!" Onu bu işe karıştıramazdım.

"Yalan söylemiyorum!"

Gözlerinde bir ışıltı oluştu ve alaycı gülümsemesiyle dudakları kıvrıldı. "O zaman neden daha ucuz ve daha güvenli evinde oturmak varken buraya geldin? Neden manyak gibi herkesten sırlar saklıyorsun?" Has siktir. Gözlerini gözlerime dikince gümüşi dalgaların içindeki tehlikeli gölge beni olduğum yere mıhlamıştı. "Annie, peşinde kim var?"

"Ki-kimse..." diye kekeledim son bir kez. Onu gerçekten bu işe sokma düşüncesinden nefret ediyordum.

"Annie peşindeki kim? Sen söyleyene kadar devam edebiliriz." Gözlerimi kapattım. Bakışlarından kaçmaya çalışsam da çaresizdim. Sonunda mideme giren bir sancı eşliğinde mırıldandım.

"Babam." Bir dakikalık sessizlik oldu Jett'in gözleri kısılmış kaçları çatılmıştı. Kulağa tuhaf geldiğinin farkındaydım. Ama evet, gerçek buydu; babamdan kaçıyordum.

"Baban mı?"

"Evet."

Durdu ve nefes aldı. "Baban tam olarak neden peşinde?" Tamam, bunun siz istediniz bay Morano. Derin bir nefes aldım ve ona istediğini vermek üzere ağzımı açtım.

"Pekala, babam her zamanki gibi anneme fahişe diyordu o akşam" diye mırıldandım o gecenin anıları acı vererek zihnime dolarken. "Hep böyle kavga ederlerdi, ciddiye alınacak bir şey olmadığını sanmıştım. Ama sonra annemin tek bir haykırışını duydum;

KaçakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin