BÖLÜM 13

14.5K 781 16
                                    

Ilgaz'ın doktoruydu. Yedi gün yirmi dört saat. Ne zaman olursa olsun. Nerde olursa olsun. Ilgaz, için her şeyi yapardı adam. Ilgaz'ın küçük yaşlardan beri doktoru oydu.
Doktor Aydın Akman. Ilgaz'ın tedavi sürecinde hiç bir zaman yalnız başına karar vermemişti. Yurt içi ve yurt dışında ki bir çok doktor arkadaşıyla da görüşmeler yaparak,Ilgaz'ı tedavi ediyordu. Ve  bu günlere kadar gelmişlerdi. Ilgaz, bir çok hastalığı yenerken kullandığı ilaçlar böbreklerini bitirmişti.
Tek böbreğini kaybetmiş diğer ise pekte iyi durumda değildi.
Yıllardır da böbrek hastalığıyla mücadele ediyordu.
Doktor, Kenan Bey in yanına geldi ve
Ilgaz'ın neden rahatsızlandığını anlatmaya başladı.
Doktor ve Kenan Bey, konuşurlarken Melek, ne konuştuklarını ve Ilgaz'a ne olduğunu  merak ediyor nefes bile almadan onları izliyordu.
Biraz uzakta oldukları için konuşmalarını duymuyorudu ama gözü sürekli Kenan Bey'in yüzündeydi. Bir süre sonra adamın gülümsemesiyle tuttuğu nefesini bıraktı. "Çok şükür Ilgaz iyi " dedi Necla Hanım'a tekrar sarılarak.
"Nereden bildin kızım?" dedi Necla, Meleğe bakarak.
"Bakın Kenan Bey in yüzü gülüyor.
Ondan anladım Ilgaz'ın iyi olduğunu.
Bir süre sonra Kenan Bey, doktorla konuşmasını bitirip  Melek ve Necla Hanım'ın yanına geldi.
Yüzünde rahatlamış bir tavır vardı adamın. Sanki dünyanın yükü üstünden kalkmış gibiydi.
Karısına ve Meleğe  baktı gülerek. "Çok şükür Ilgaz  iyi. Bunu da atlattı benim oğlum"
"Çok şükür Kenan. Rabbime binlerce şükürler olsun"
Kenan Bey. Meleğe bakarak,
"Melek kızım, doktorun söylediğine göre Ilgaz, seni görmek istiyormuş.
Ağrıları geçer geçmez ilk seni sormuş" dedi. Melek, Ilgaz'ın ailesinden önce onu görmek istemesine çok şaşırmıştı.
Hala olduğu yerde dikilirken.
"Hadi kızım. Bak Ilgaz, seni bekliyor.
Yanına git. Seni çok merak etmiş"  Kenan Bey'in sözlerinden sonra.
Melek, daha fazla beklemedi.  Başını olumlu anlamda sallayarak Ilgaz'ın yanına gitmek için oradan uzaklaştı.
Hızlı adımlarla Ilgaz'ın kaldığı müşade odasına geldi.
Usulca kapıyı açıp içeri süzüldü.
Ilgaz, gözleri kapalı bir şekilde yatakta uzanıyordu. Melek, yavaş adımlarla yatağa doğru yaklaştı.
O kadar çok korkmuştu ki Ilgaz a bir şey olacağından. Bir süre nefes almayı bile unutmuştu kız.
Odaya girer girmez Adamın inip kalkan göğsüne baktı önce.
Nefes alıyordu Ilgaz. Yaşıyordu çok şükür. Aldığı her nefes Melek için huzurdu. Melek, için hayattı. Ilgaz, Meleği bırakmayacağına söz vermişti zaten. Senin için ölümle bile savaşırım Meleğim"demişti kıza.
Melek'te Ilgaz'ın bu savaşında hep yanında olmaya söz vermişti.
Belki çok acılar çekeceklerdi.
Çok yıpranacaklardı. Ama oda Ilgaz'la beraber bütün güçlüklere karşı koyacaktı.
Melek, yatağın yanına kadar gelerek orada bulunan sandalyeye oturdu.
Sonra da Ilgaz'ı izlemeye başladı.
Yüzü, gözü, burnu, ağzı,  kaşı ve kirpiğinin her bir teline kadar süzdü adamı. Hayatında gördüğü en yakışıklı adamlardan biriydi Ilgaz.
Hastalık bile alıp götürememişti adamın güzelliğini.
"Bana biraz daha öyle bakmaya devam edersen" dedi Ilgaz Meleğe bakan yorgun gözlerle.
"Bakarsam ne yaparsın Ilgaz Ağa" dedi Melek, adamın yorgun halini görmezden gelmeye çalışarak.
"Nemi yaparım? Seni öperim Meleğim. Buda benim çok hoşuma gider. "Ilgaz Ağa, ben  uyuduğunu zannediyorum. Nasılsın? Ağrın azaldı değil mi? Lütfen iyi olduğunu söyle bana. Sana bir şey olacak diye çok korktum. Ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilemedim.
Seni hastaneye nasıl getirdim, onu bile bilmiyorum."
Meleğin heyecanla ard arda söyledikleri Ilgaz'ı gülümsetmişti.
"Korkma sen gönlümün sultanı.
İyi yim ben. Sedece biraz susuz kalmışım. Başka bir şeyim yok.
Seni korkutmak istemezdim. Özür dilerim."
"Sen iyisin ya Ilgaz. Hiç bir şeyin önemi yok inan bana.
Senin yanındayım ya şu an.
Sen bana bakıyorsun ya bu bana yeter" "Ilgaz, Meleğin sözleri bitmeden yatağın üzerinde ki elini tuttu ve kendine çekti.
Sonra da kıza sıkıca sarıldı.
Ilgaz'ın onu kendine çekip sarılmasıyla afallayan Melek.
" Canın yanacak şimdi.
Dikkat et be adam"dedi Ilgaz'ın göğsünün üstünden.
"Bir şey olmaz Meleğim.
Sana sarılmak bana ilaç gibi geliyor.
Sana sarıldığımda. Seni kollarıma aldığımda yaşadığımı hissediyorum.
Onun için bırak da bu anın dadını çıkarayım."dedi.
Melek, Ilgaz'ın söylediklerinden sonra kımıldanmayı bıraktı.
Adamın göğsünün üstüne başını koyarak gözlerini kapattı.
İnsana bir yer bu kadar huzur verirmiydi acaba?
Melek, şuan yuvasını bulmuş kuş misali huzurluydu. Adamın kollarının arasında olmak kızı tarif edilemez duyguların içine sürüklüyordu.
Bir süre o şekilde kalan iki genç odaya Necla Hanım'ın gelmesiyle hemen birbirlerinden uzaklaştılar.
Necla Hanım. Meleğin yanına gelerek.
"Kızım ailen merak eder. Sen evine git istersen. Ilgaz bu gece burada kalacak" dedi.
Melek, Necla Hanımın sözleri üzerine bakışlarını Ilgaz'a çevirdi hemen.
Adamın gözlerinden geçen hüznü o zaman görmüştü.
Ilgaz, Melek'ten ayrılmak istemiyordu.
Onun yanından gitmesini istemiyordu. Melek hep yanında olsun istiyordu. Bir taraftan da onun daha fazla üzülüp yıpranmasını istemiyordu. "Annem doğru söylüyor Meleğim. Evine git dinlen. Bugün sana yeterince sorun çıkardım zaten"
Melek, Ilgaz a hiç bir şey söylemeden bakışlarını Necla Hanım'a çevirdi.
"Ben burada kalacağım Necla anne" dedi. Necla, Meleğin ona ilk defa anne demesi üzerine gözleri doldu.
Melek, oğlunu kabul etmişti anlaşılan.
Sorunlarını çözmüşlerdi.
Necla Hanım, bu duruma çok sevindi.
Oğlu artık emin ellerdeydi.
Çünkü ona çok değer veren bir eşi olacaktı. Çok yakında da oğlunu çok seven bir eşi olacaktı.
Çünkü biliyordu Necla Hanım.
Oğlunun öyle güzel bir kalbi vardı ki Melek, kısa süre sonra Ilgaz'a sırıl sıklam aşık olacaktı.
Meleğin hastaneden gitmek istememesi üzerine,
"Meleğim sen çok yorul..."
"Israr etme Ilgaz. Ben burda kalmak istiyorum. Sen oda da kalmamı istemezsen dışarda beklerim ama seni bırakıp gitmem. Son sözüm bu"
"Meleğin atar yaparak gidip odadaki koltuğa oturmasına gülümseyerek bakan Ilgaz. Annesine çevirdi bakışlarını.
"Anne siz babamla eve gidebilirsiniz .
Benim yanımda Melek, kalacak" dedi.
Bu arada odanın kapısı tekrar açıldı.
Bu sefer içeriye Kenan Bey, Kemal Bey ve Derman, girdi.
Hepsi de Ilgaz'ı çok merak etmişlerdi.
Kenan Bey, Necla Hanım'a ve Meleğe bakarak. "İki kadın ne yapıyorsunuz oğluma?" dedi. Sahte bir kızgınlıkla.
"Bir türlü dışarı çıkamadınız.
Bizde görmek istiyoruz Ilgaz'ı"
Necla Hanım, gülümseyerek baktı kocasına.
"Siz hepiniz Ilgaz'ı görün. Daha sonra eve gidelim" dedi.
Bunun üzerine Kenan Bey.
"Ilgaz bu gece burada kalacak Necla.
Yanında kalmayacakmıyız?"dedi.

"Yanında sözlüsü kalacak Kenan.
Biz yaşlandık artık. Biz eve gidelim.
Melek, kalır Ilgaz'ın yanında"
Kenan Bey, karısının söylediklerine olumlu anlamda başını salladı.
Bu arada da Dayısı Ilgaz'ın ifadesini alıyordu. Ilgaz'ın  Melek'le  ayrıldığını duyarak çok üzülmüştü adam.
Yeğeni mutluluğu daha yeni bulmuşken kaybedecek diyerek çok korkmuştu. Ama şimdi gördüğü kadarıyla araları iyiydi.
Bu durum Kemal Bey'i çok  mutlu etmişti. Ailesi Ilgaz'ın yanında yarım saat daha durduktan sonra hastaneden gittiler.
Onlar konuşurken Melek, annesini arayarak olanları anlatmıştı.
Bu gece Ilgaz'ın yanında kalacağını söylemişti. Zuhal Hanım, kızının yeni hayatının başladığını şimdi daha iyi anlamıştı. Meleğinin bundan sonra hayatı Ilgaz, olacaktı.
Zuhal, kızınında  Ilgaz'ı sevmesini istiyordu. Çünkü Ilgaz, sevilmeyi hak eden bir gençti. Meleği gerçekten sevdiği de her halinden belliydi.
Kızının da onu sevmesini, ona değer vermesini çok istiyordu.
Zuhal Hanım, Melek'le konuşup telefonu kapattıktan sonra kocası geldi işten. Zuhal Hanım, kocası işteyken arayıp olanları anlatmıştı.
O evden çıktıklarını Ilgaz'ın aldığı eve taşındıklarını söylemişti kocasına.
Ünal Bey. Bu işe karşı çıkmaya çalışsa da Zuhal Hanım'ın söyledikleri adamı ikna etmişti. Ünal Bey taşındıkları yeni eve gelmeden önce eski eve uğradı.  Evde onu ağzı burnu kırılmış halde oturan ev sahibi karşılamıştı adamı. Ev sahibi Ünal Bey'den defalarca özür dilemişti.
Ünal Bey, biriken kiraları kısa zamanda ödeyeceğini söylemesi üzerine hiç bir borcu olmadığını da söylemişti. Evin sahibi sonra da  başka da bir şey  söylemeden Ünal Bey'in yanından uzaklaşmıştı.
Ünal Bey, eve gelince olanları karısına anlatmıştı. Karısı ev sahibini bu hale getirenin Ilgaz, olabileceğini söylemişti kocasına. Adam bu duruma çok şaşırmıştı.
Ilgaz, gibi zengin bir ailede büyüyen bir gencin. Meleğin ailesini kendi ailesi gibi sahiplenmesi ne çok şaşırmıştı.
Ilgaz'ın ziyaretine gelen herkes hastaneden gitmişti artık.
Melek ve Ilgaz, oda da başbaşa kalmışlardı. Bir hemire gelip Ilgaz'ın tansiyonunu ölçüp ilaçların verdikten sonra gitmişti.
Ilgaz, yavaş bir şekilde doğrulup yastığa dayandı.
Sonra da Meleğe çevirdi bakışlarını.
Melek, ona manalı bir şekilde bakan adama,
"Ne var Ilgaz Ağa? Ne bakıyorsun öyle?" dedi.
Ilgaz, gülümsemesini genişleterek,
"Meleğim benimle kalmaya çok meraklıydın bakıyorumda.
Sana yapacaklarımdan korkmuyor musun?"dedi çapkına bir gülümsemeyle.
"Neden korkacakmışım?" dedi Melek, saçını savurarak.
"Bana ne yapabilirsin ki?"
"Ne yapabilirim Öyle mi?
Seni küçük cadı" dedi ve yataktan kalkarak Meleğin yanına geldi.
Sonra da kızın elinden tutarak onunla beraber tekrar yatağa döndü.
Yatağa kendi uzandıktan sonra kızı yanına çekip onu da yatırdı.
Meleğin bir şey söylemesine izin vermeden,
" Uyu Meleğim"dedi.

Teşekkürler ❤️
Diğer hikayelerime de bakarsanız sevinirim ❤️

CANIMI BİLE VERİRİM TAMAMLADI. #Wattsy2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin