24. Bölüm "Proje"

Start from the beginning
                                    

"Gerçekten de anlatılacak çok şey var Hayal," sanki bir anda dünyanın tüm yükü omuzlarını binmiş gibi omuzları çökmüştü. "Çok."

Onun bu haline karşılık kaşlarımı çattım. Ne olmuştu onu bu kadar üzen?

"Bu geceyi en kısa zaman da yapıyoruz. Bilmece gibi konuşmayı sevmiyorum." dedim huysuzlanarak. "En yakın arkadaşımı bu denle üzen şey ne bilmek istiyorum.

Irmak bir şey demek yerine usul usul başını salladı. Gözlerin de ki keder de neyin nesi oluyordu?

"Irmak eğer biraz daha bu şekilde kalırasan o geceyi bekleyemeceğim bilesin!"

"Ne şekilde?" dedi kaşlarını çatarak.

"Bu şekilde," elimle onu işaret ettim. "Boynu bübük."

Irmak sözlerimin üzerine gürültülü bir kahkaha koyverdi. Komik bir şey vardı da acaba ben mi göremiyorum diye şüphe ederek etrafıma baktım. Tuhaf tuhaf bize bakanlar hariç herkes bir şeylerle meşguldü. Neye gülüyordu madem bu kız?

"Bakma öyle," dedi. "Ben sana gülüyorum."

Ellerimi belime yerleştirdim ve çenemi havaya kaldırarak, "Benim neyime gülüyorsun pardon?" dedim kavgaya hazır bir sesle.

"Boynu bükük ne kızım ya. Yeşil cam filimleri gibi."

"Ama öylesin."

Nereden geldiğini anlayamadığım Anıl bir an da masanın başında bitti.

"Nasıl benim kuzenim?"

Elindeki paketten bir fındık alıp havaya attı ve ağzıyla yakaladıktan sonra göz kırparak sandalyeye çöktü.

"Öyle şovlarla beni geliştirebileceğini sanma Anıl Bey. Nerdesin sen?" dedim kızgınca. Ancak o benim kızgınlığım aksina gayet neşeli duruyordu.

"Kız kesiyordum." dedi bir fındığı daha ağzıyla yakaladıktan sonra.

Çatık kaşlarımı görünce kaşlarını 'ne' anlamında havaya kaldırdı. Hala hiç bir tepki vermeden ona baktığımı görünce bıkkın bir nefes çekti içine.

"Ne bakıyon öyle? Ne yapacaktım? Sizinle oturup dedikodu yapsaydım istersen?"

Omuz silkerek, "Fena fikir değil." dedim.

Anıl gözlerini açarak inanmaz bir ifadeyle bana baktı. Sonra diyeceklerini kimsenin duymamasını ister gibi masaya doğru eğildi ve sessizce bağırdı.

"Dört aydır sapım kızım ben, sap."

"Ne var yani?" dedim gayet doğal bir şekilde. "Ben dört yıldır sapım. Ben gidip erkek kesiyor muyum?"

"Sen helebi erkek kes bakayım bende seni kesmiyor muyum?" dedi bana sinirli bir bakış atarak. "Gerçi bana gerek kalmadan Umut keser orası başka."

Son anda aklına bir şey gelmiş olmalı ki kaşlarını iyice çatarak bana baktı.

"Ayrıca neyin sap lan senin? Umut bostan korkuluğumu? Fidan gibi çocuk. Daha ne istiyorsun vicdansız?"

Vicdansız kelimesini duymamla gülmeye başladım. Anıl'ın bana ikinci diyişiydi bu. Ve sanırım azarlamak konusunda da haksız sayılmazdı. Resmi olarak bir çıkma teklifi almış olmasam bile sanırım sevgiliydik. Yani evet öyleydik heralde.

Bir an için Umut'un elinde bir demet çiçekle bana çıkma teklifi ederken düşündüm.

Bir yandan terleyen avuçlarını ceketinin üstüne siliyor bir yandan da endişeyle ne diyeceğini düşünüyordu. Gözlerini benden kaçırıyor bana bakmamaya özen gösteriyordu.

Var Mı Senden Ötesi?Where stories live. Discover now