48. Bölüm "Acı"

4.6K 213 15
                                    

Bölüm şarkısı: Cem Özkan - Dön Bana
Sözleri bölümle uyumlu olduğu için değil duygusal bir müziği olduğu için seçtim.

Keyifli okumalar!

&&&&

Bu sefer her şey farklıydı. Geçen seferkinden her şey çok farklıydı. Farklılıklar, en başında başlamıştı.

Gizli numarandan aranmamıştım. Tehdit almamıştım. Beni evimden almaya gelen adamlar değil Berkay olmuştu. Bu sefer bayıltılmamıştım. Bembeyaz bir odaya değil kasvetli siyah duvarların içine atılmıştım. Kocaman yumuşak yatakta değil sadece yaydan ibaret olan yatağın üstündeydim. Koyu mavi masa, çekmece, perdeler ve gardırop yerine sadece iskeleti kalmış bir sandalyeye karşı karşıyaydım. Oda da bulunanlar bu sefer bunlardan ibaretti. Sadece yaydan oluşan bir yatak ve iskeleti kalmış bir sandalye. Başka hiçbir şey yoktu.

Bu sefer her şeyin daha zor olacağının farkındaydım. Bunu biliyordum. Ama ne kadar zor olacağını bilmiyordum. Bu sefer alınacak bir intikam vardı. İntikam, her şeyi nefrete boyamıştı. Berkay'ın bana bakan yeşil gözlerini, siyah duvarları, hatta iskeleti kalmış sandalyeyi bile. Çevremde ki her şey benden nefret ediyor gibiydi. Aslında bunun sadece benim kuruntum olduğunu da biliyordum. Ama kafamda kurmadan edemiyordum. İyi şeyler düşünemiyordum. Etrafımda ki her şey beni kasvete ve mutsuzluğa itiyordu.

Gözlerimi kapatıp renkli şeyler düşlemek ve biraz da olsa olumlu düşünmek istiyordum. Ama gözlerimi her kapattığımda karşımda duran sandalye göz kapaklarımın altına sızıyor ve bana kötü kötü sırıtıyordu. Gözlerim kapalıyken onu görmek daha zordu. En azından böyle karşımda dururken daha masumdu. Bana sırıtmıyordu.

Bu sefer bana neler yapacağını kestirebiliyordum. Koca bir bilinmezliğin içinde değildim. Kötü şeyler olacaktı. Bu sefer canım yanacaktı. Peki ama ne zamana kadar yanacaktı? Ne kadar devam edecekti? Biri beni bulup kurtaran kadar mı? Berkay'ın intikam ateşi sönene kadar mı? Peki biri beni ne zaman bukacaktı? Ya da Berkay'ın ateşi söner miydi?

Ya ben? Ben bu iki seçenekten biri için umut etmeliydim? Ama ya kurtulamazsam hayal kırıklığına uğramaz mıydım? Aslında umut etmek hayal kırıklığının ilk adımı değil miydi? Bunu bildiğim halde yine de umut beslemili miydim?

Ama ne olursa olsun umut, bir insanı ayakta tutan duygu değil miydi? Bazılarına göre yaşama sebebi, bazılarına göre hayal etmek değil miydi? Ne şekilde olduğu fark etmezdi. Her insan için umut mutlaka vardı. Aslında umut zaten olmalıydı. Kimin ne zaman ne olacağını kim bilebilirdi?

Hem benim umudumun herkesten daha güçlü olması gerekirdi. Daha fazla inanman gerekirdi. Çünkü herkesin umutları soyutken, benim Umut'um somuttu.

&&&&

Karanlığa alışan gözlerim birden ışığı görünce kısıldı. Işığa alışmak için bir kaç kez açıp kapatmak zorunda kaldım. Alıştıktan sonra içeri giren kişiye baktım.

"Ayağa kalk."

Emir veren ses tonuna karşılık dediğini yaptım ve ayağa kalıtım. Ona itaat etmemim sebebi ondan korkmam değildi. Sadece bu işin sonu yoktu. Eninde sonunda dediğini yapmak zorunda kalacaktım. Sadece bunun farkındaydım.

Bana iyice yaklaşıktan sonra yüzüme tükürükler saçarak, "Senden de sevgilinden de nefret ediyorum." diye bağırdı. Elimle yüzümü silereken, "Kalp kalbe karşı derler." dedim.

Gözünün döndüğünü biliyordum. Bunu anlamamı sağlayan şuan da yüzümde patlayan tokat değildi. Ya da beni ilk almaya geldiğinde attı tokatta değildi. Bunu yüz ifadesinden, gözlerinden, ses tonunda anlamıştım. Artık bana karşı yumuşak değildi. Artık yumuşak davranmak yoktu.

Var Mı Senden Ötesi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin