Var Mı Senden Ötesi?

43. Bölüm "Duygular"

Yeni bölüm ve yeni kapak! Kapağı nasıl buldunuz?

Başlamadan önce ufak bir hatırlatma: Hayal'in ablası hamile.

İyi Okumlar!

&&&&

1 Ay Sonra (9 Ocak)

"Siz nereye gidiyorsunuz?"

Arabadan inip çantamı koluma taktıktan sonra sormuştum bu soruyu Umut ve Atakan'a bakarak. Umut beni okula bırakır bırakmaz Atakan koşarak yanımıza gelmişti bir yere gidecekleri söylemişlerdi. İkisinin de haraketler garipti. Sanki tedirgin ve telaşlı gibiydiler. Bir yere yetişmek ister gibi bir acele vardı üzerlerinde.

"Soru sorma Hayal," dedi Umut beni omuzlardan tutup okula doğru çevirirken. "Hadi derse."

Sıkıntıyla omuzlarımı düşürdükten sonra son bir kez arkamı döndüm. Gözlerim kısık ikiliye bakarken onlar çoktan arabaya binmişlerdi. Umut bir kez kornaya bastıktan sonra gaza bastı ve okulu terk etti.

Moral bozmak yok. Geri gelecek.

Başımı iki yana sallayarak düşüncelerimden uzaklaşmaya çalıştım. Her zaman için bir şeyin fazlası zarardı. O yüzden fazla düşünmek istemiyordum.

"Hayal?"

Okulun merdivenlerinden koşarak inen Anıl'ı görünce sırıttım.

"Efendim en iyi kankacığım?"

Yanıma geldikten sonra onunda telaşlı olduğunu görünce kaşlarımı çattım. Neden bugün herkesin üzerinde telaş vardı? Anıl gergin bir şekilde yüzüme baktıktan sonra elini omzuma koyarak ciddi sir sesle, "İyi misin?" diye sordu.

Bu ciddiyetine anlam veremezken kaşlarımı daha fazla çattım.

Bu da ne demek oluyordu?

"Neden olmayayım?"

"Ah!" dedi elini hızlıca omzumdan çekerek. Bir kaç kez alnına vurduktan sonra kendi kendine anlayamadığım bir şeyler mırıldandı. Daha sonra sanki durumu toparlamak ister gibi konuşmaya başladı.

"Imm, tabiki iyi olacaksın canım. Neden olmayasın ki dimi?" dedi yapmacık bir şekilde gülümsemeye çalışırken. Ama o kadar tedirgindi ki onu bile beceremiyordu. "İyisindir herhalde."

"Anıl asıl sen iyi misin? Neyin var senin?"

"İyiyim canım. Maşallah turp gibiyim." dedi beni geçiştirmeye çalışarak.

"Yalan söyleme bana. Ne oldu?" dedim ısrar ederek. Kaşları çaresizce çatılırken bakışlarını kaçırdı. "Anıl?" diye uyardım bir kez daha. "Ne oldu dedim?"

"Of ya neden ben? Hayır yani neden?" dedi kendi kendine konuşmaya devam ederken. "Sanki kendi verip defolup gidemiyor!"

"Kim nereye defoluyor ya?" dedim en sonunda isyan ederek. "Neler oluyor Anıl Allah'ını seversen?! Anlatacak mısın artık?"

"Of!" dedi derin bir nefes vererek. "Bak bana soru sorma sakın tamam mı? Ben sadece aracıyım. Kesinlikle cevap vermem."

"Ya ne soracağım? Neye aracasın? Neye cevap vermiyeceksin? Kafayı yiyeceğim Anıl. Anlat artık!"

"Tamam." dedikten sonra elini arka cebine attı. Tam bir şey çıkaracağı sırada zil çaldı.

"Aha! Zil! Vallaha da zil billahada zil!" diye bağırdı ve sevinçten beni kucağına alarak döndürmeye başladı. "Allah'ım biliyordum beni kurtaracağını. Teşekkür ederim Ya Rabbi!"