12. Bölüm "Korku"

8.5K 320 33
                                    

Arkadaşlar açıklamayı bölümün başına yazmayı düşünüyordum ama önce bölümü okuyun sonra açıklamayı okursunuz. Bu yüzden bölümün sonuna yazdım. Okumadan geçmeyin lütfen.

Şimdi İyi Okumalar!

&&&&&

Erkeklerden uzak durmak.

Bu zamana kendime verdiğim onca sözün arasından tutabildiğim tek sözdü. Taki Umut hayatıma girene kadar.

O hayatıma girdiğinden beri anlayamadığım bir şekilde kendimi hep onun yanında buluyordum. Ondan uzak duramıyordum. Neden uzak duramadığımı ise bende bilmiyordum.

Garip olan ise bana dokunmasından rahatsız olmuyordum. Hatta ben dokunuyordum. Ona sarılmıştım, elini tuttumuştum ve en önemlisi onu öpmüştüm.

Bunları yıllar önce tacize uğramış o yaralı küçük kızın yaptığını hiç sanmıyordum. O yaralı kız birini öpmeği bırakın hiç bir erkekeği yanıma bile yaklaştırmazdı ama Umut'un hayatıma girmesiyle o yaralı kızda ortadan kaybolmuştu. Aslında Umut'un hayatıma girmesiyle değilde, Umut'un yanında olmasıyla kayboluyordu. Çünkü Oğuz'un bana dokunmasıyla yine yaralı küçük ruhum pençelerini göstermiş ve Oğuz'a dersini vermişti. Ancak yanımdaki Umut'sa, bana dokunan Umut'sa pençelerini geri çekerek ortadan kayboluyordu. Takii Umut'un yanından ayrılana kadar geri gelmiyordu.

Yine pençelerini çekerek ortadan kaybolmuştu. Çünkü şuan elimi sımsıkı tutan adam O'ydu.

"Bir daha Hayal'e bırak el kaldırmayı yanına yaklaşırsan kız falan dinlemem canını okurum Ceyda. Şimdi siktir ol git!"

Umut'un bir kıza karşı ettiği bu lafı kınayabilirdim. Ne olursa olsun karşısındaki bir kızdı. Ama bunu beni korumak amaçlı dediği için hoşuma bile gitmişti.

Umut'un beni bu kadar koruması, sahiplenmesi hoşuma gidiyordu. Sonuçta bunların hiç birini yapmak zorunda değildi. Ne Oğuz'a karşı korumak zorundaydı ne Ceyda'ya ne de başka bir şeye karşı. Ama o her zaman benim kahramanım olmakta seviye atlıyor ve beni kurtarmaya devam ediyordu.

Ceyda bana son bir kez 'bu iş burada bitmedi' bakışları atarak arkasını dönüp hızla uzaklaştı. Ondan hiç bir şekilde korkmuyorum. İstediğini yapabilirdi.

"Hadi sınıfa çıkalım." Umut'a bakmamaya çalışarak sessizce, "Tamam" diye mırıldandım.

Yapatığım şeyden şuan da çok utanıyordum. Nereden de gelmişti o cesaret? Nasıl onca insanın içinde öpebilmiştim onu? Ah, kendime inanamıyordum! Babaannem şimdi yanımda olsa ar damarınız çatlamış sizin diye dövünüp dururdu. Haksız da sayılmazdı.

&&&&

Dersler bittiğinde yine Irmak'la pintilik yapmış sınıfta en son biz kalmıştık.

"Vallahi yüzümü kara çıkardın kızım. Korkak falan değilmişsin sen. Cesaret eksikliği varmış biraz ama gazı verdim mi eksiklik falan kalmıyormuş. Çözdüm ben seni."

Irmak'ın gülmekten kızaran yüzünün aksine benimkisi utançtan kızarmıştı.

"Ya yeter Irmak valla ya. Maskara oldum he!"

"Ay iye be. Bir şey demedim hadi yürü."

Yalan. Sakın inanmayın. Gülmekmek için öyle bir mücadele veriyorki yani survivordekiler oyun kazanmak için bunun kadar mücadele verse oyunu kesin almışlardı.

Arabasının önünde bekleyen Anıl'ın yanına giderken onun da Irmak'la aynı durumda olduğunu gördüm.

"Naber dişi kız?" dedi ve gülerek yanağımdan makas aldı. Yanaklarımın kızarmamasını umarak "Ya Anıl bari sen yapma!" diye çıkıştım. Ama nafile. İkiside mücadelelerine devam ediyordu.

Var Mı Senden Ötesi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin