64. Bölüm

5.9K 632 160
                                    

Sabahın yedisinde uyanmış, üzerime elbisemi giymiş ve banyoya girip işlerimi halletmiştim. Akan göz makyajımı temizlemek biraz zor olmuştu. Evin sessizliğine bakılırsa Ares ve Mason henüz uyanmamıştı.

Ancak salona girdiğimde koltukta yayvan bir şekilde oturan Ares'i gördüğümde bu düşüncem yok oldu. Yanına gidip oturdum ve ayakkabılarımı yere bıraktım. "Gece uyumadın mı sen?"

Başını iki yana sallarken gözlerini açıp beni inceledi. Sehpadaki boş içki şişesine ve kadehe göz attım. "Kâbus mu gördün?"

Onaylar mırıltılar çıkardığında "Neden yanıma gelmedin?" diye sordum bu kez.

"En son beni kovmuştun, unuttun mu?" derken yüzü ifadesizdi ama sesi alaylı çıkmıştı.

Gözlerimi devirerek "Ciddi değildim." dediğimde gülümsedi. "Biliyorum."

Üzerime ve yerdeki ayakkabılara baktı yavaşça. "Kaçıyor muydun yoksa?"

"Mestra'ya gitmem gerekiyor." diyerek omuz silktim.

Salona giren Mason bizi gördüğünde gözlerini ovuşturarak koltuğa oturdu. "Burada kalmayacak mısın?"

Sorusunu doğrudan bana yönelttiğinde gülümsedim. "Ares ile yalnız konuşsanız daha iyi olur diye düşündüm. Ayrıca bazı işlerim var."

Ares'e hızlı bir şekilde göz atıp yeniden bana döndü. "Bana ne olacak?"

"Bunu benimle konuşman gerekmez mi ufaklık?" diye kinayeli bir sesle söylendi Ares. "Kurt olan benim, Aria değil."

Mason kaşlarını çatarak "Biliyorum ama ikinizin burada birlikte yaşadığını sanıyordum." dediğinde kaşlarım havalandı.

Ares ise gülerek bana baktı. "Ah, hayır. Bu Koruyucu ile aynı evde kalacak kadar delirmedim."

Mason'a gülümsedim ve yanımdaki kurdu gösterdim. "Kendisi katlanılmaz derecede itici biri. Onunla birlikte yaşasaydım muhtemelen sinirden pençelerini tek tek sökerdim."

"Tabii, bende bunu yapmana izin verirdim." diye alaylı bir sırıtışla cevap verdiğinde Mason aramıza girdi. "Anladım! Birlikte yaşamıyorsunuz!"

Eğilip ayakkabılarımı giydim. Ayağa kalktığımda Ares de ayaklandı ve başıyla kapıyı gösterdi. "Bugün tekrar gelecek misin?"

Salondan çıkarken Mason'ın meraklı bakışlarını hissettim üzerimde. Kapıyı açarak "Sanmıyorum." dediğimde Ares kapıyı tuttu ve geçmemi engelledi. "Benden yine kaçmazsın değil mi?"

İmalı sesini duyduğumda gözlerimi kısarak "Neden kaçayım?" diye sordum.

"Dün gece seni öptüm farkında mısın?" diye dalga geçerken sırıtıyordu. "Normalde hançerini çıkarıp karnıma saplaman gerekiyordu."

Geçmemi engelleyen kolunu iterek dışarıya çıktım ve ona baktım. "Sanırım bunun için ortada bir sebep göremedim."

"Yani bu kızmadığın anlamına mı geliyor?" dedi ve gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. "Beni şaşırtıyorsun Koruyucu."

Bahçe kapısına ilerlerken ona tekrar dönmeden "Emin ol bazen ben bile kendime şaşırıyorum." diyerek güldüm.

"Aria!" diye seslendiğinde durup ona döndüm. Elindeki anahtarı bana attığında havada yakaladım. Çenesiyle arabayı gösterdi. "Yürümek istemezsin diye düşündüm."

"Sen ne yapacaksın?" diye sorduğumda omuz silkti. "Garajda onlardan birkaç tane daha var."

Gözlerimi devirdim ve arabaya bindim. Kapının önünde beklemeyi kesip içeriye girdi. O kapıyı kapatırken ben de motoru çalıştırmış ve sokakta ilerlemeye başlamıştım.

Avery: Koruyucu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin