49. Bölüm

5.6K 660 99
                                    

Fergus'ın öfkeli bakışlarından nasibimi almamak için geriye çekildim. Şu an tek odak noktası Luther olduğundan dolayı beni fark etmedi bile. Ancak Drake bunu görmüş ve endişeyle başını iki yana sallamıştı. Benim bile gerilediğim bir durumda kendisi ne yapardı, onu düşünüyor olmalıydı. Ancak bildiğim bir şey varsa, o da büyücülerin öfkesinden kaçınmanız gerektiğiydi.

"Asla! Yıllarca ona ben baktım. Şimdi gelmiş ve bana onu almak istediğini söylüyorsun! Sana onu vermem!" diyerek ciddiyetle sesini yükselttiğinde Perla elimi tuttu.

Çekingen bir tavırla iyice yanıma sokuldu. Elini sıkıp sorun olmadığını göstermek adına tebessüm ettim. Öylece yerde yatan adamların ve terk edilmiş arabaların arasında dikilmiştim. Acele etmemiz gerektiğini biliyordum. Ama Fergus'a şu an bir şey söylersem sinirini benden çıkarırdı. Ve ben bunu hiç mi hiç istemezdim.

"Seni anlıyorum Fergus." dedi ikna etmeye çalışırken Luther. "Ama o kendi türüyle olmalı. Perla'yı bizden daha iyi koruyacağını düşünmen yanlış. Lerna Elçileri onu bulsa bile artık bizim klanımıza ait olacağı için zarar veremezler."

Luther, Perla'yı yanında götürmek istiyordu. Söylediklerinde haklıydı. Fergus ise kızı olarak gördüğü bu küçük Ker'i bırakmak istemiyordu. Ona alışmıştı. Evinin daha güzel ve neşeli bir hale bürünmesini sağlamıştı. Fergus'ı güldürmeyi başarmıştı. Her durumda birlikte hareket etmişlerdi. O an fark ettiğim gerçekle moralim bozuldu. Neil'a fazlasıyla alışmıştım. Gitmek istediğinde onu nasıl bırakacaktım? Birden haklı taraf Fergus olurken Luther haksız duruma düştü gözümde.

Yine de önceliğimiz Perla'nın güvenliği olmalıydı. Bu yüzden de istemeye istemeye "O haklı Fergus." diye mırıldandım. "Lerna Elçileri'nin onu yeniden almasındansa, vampirlerin yanında olmasını tercih ederim."

"Bizim bu duruma karışmamız doğru değil Aria." dedi ve bir süredir yaslandığı arabadan doğruldu Ares. "Kendi aralarında halletmeleri gerekir. Fakat burada daha fazla kalamayız Bay Maddox."

Fergus bir süre Perla'ya baktı. Ardından da inatçı tavrını bir kenara bırakarak "Perla, onlarla gitmek ister misin?" diye sordu.

Perla elimi bıraktı ve Luther'ın yanına yürüdü. Önünde durduğunda "Fergus'ı yeniden görebilecek miyim?" dedi.

Luther sırıtarak "İstediği zaman gelip seni görebilir." dedi ve Perla'nın saçlarını karıştırdı. "Klanımdan hiç kimsenin kanını içmeyeceğine söz veriyorum Fergus."

Fergus onun bu şakasına yüzünü buruşturdu. Perla ile birbirlerine sarıldılar. Fergus onun yanına geleceğini söyledi. Perla, Luther'ın elini tutmasına izin verirken bana baktı. "Teşekkür ederim Aria."

Gülümseyip sessiz kaldım. Luther ise benim yerime "Merak etme Perla. Aria sık sık seni ziyarete gelecek." derken seni kelimesini bastırmıştı.

Drake, tüm gün boyunca olduğu gibi yine Henry'nin görevini üstlenerek homurdandı. Luther yanımdan geçerken "Sonra görüşürüz Aria." dedi ve küstahça sırıttı.

Gözlerimi bir süre yürüyen Perla ve Luther'dan çekmedim. Ares şikayet edercesine "Arabaya binmeyi düşünüyor musun?" dediğinde derin bir nefes aldım.

Arabaya atladığımız anda Henry gaza bastı. Fergus'ın bir süre Drake ve Flair ile kalmasına karar verildi. Böylece büyücü kardeşler bu durumdan faydalanacak ve birkaç büyü öğreneceklerdi Fergus'dan. Evin önüne geldiğimizde Drake'in arabadan inmesini bekledim. Arka koltuğa üç kişi oturmuştuk ve ben ortadaydım. Fergus sağda, Drake ise solumdaydı.

Arabadan indiğimizde derin bir nefes aldım. Temiz hava yüzüme çarptı. Drake arabadan inmeyen Henry'e ters bir bakış attı ve binanın bahçesine girdi. "İçeriye gelmek isteyen varsa gelebilir. Kimseyi zorlayacak değilim."

Avery: Koruyucu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin