61. Bölüm

5.7K 609 124
                                    

Başarmanın en etkili yolu tekrar tekrar denemektir, derdi babam. Ona göre başarıya ulaşmak için pes ettiği anlarda bile içten içe umut etmeliydi insan. Acetes ile uzun, fazla uzun süredir, uyanmam için çalışıyorduk. Fakat bir türlü zihnimin içindeki bu yerden çıkıp, gözlerimi gerçekliğe açamıyordum.

Ta ki, en sonunda sinirlenip öfkeyle kendimi zorlayana ve gözlerimi aralayana kadar. Kulağıma dolan sessizlikle, Acetes'in yumuşak sesi zihnimi terk etti. Başarmıştım. Beyaz tavana bakıp gözlerimi kırpıştırdım. Sonsuza kadar orada sıkışıp kalacağımı düşünmeye başlamıştım. Yerimde doğrulurken revirde yalnız olduğumu gördüm.

Yataktan inip, komodinin yanına bırakılmış ayakkabılarımı giydim. Üzerimde salaş, siyah bir tişört ve tayt vardı. Göğsümün üzerinde bir bandaj olduğunu hissediyordum. Tişörtü çekeleyip bandajı çıkardım. Yara izi tamamen geçmemiş olsa da, iyileşmişti. Bandajı çöpe atıp revirden çıktım.

Koridorda ilerleyip kolonlara ulaştığımda koltuklarda uyuklayan Henry dikkatimi çekti. Kapıdan içeriye giren ay ışığı ve koridorlarda yanan meşale şeklindeki lambalardan, gece vakti olduğunu anladım. Onun yanına ilerlediğimde birinin yaklaştığını anlamış gibi gözlerini açtı.

Beni gördüğünde hızla ayaklanıp "Aria!" diye mırıldandı uykulu bir sesle.

Gerçekten endişelenmiş olmalıydı. Bana sıkıca sarıldığında gülümsedim. Çocukluk anılarımız aklıma düşerken bende ona sarıldım. "Ne zamandır baygınım?"

"Bir hafta oldu." diyerek geriye çekildi ve yüzüme baktı. "Uyanmayacağını düşünmeye başlamıştım. İyi misin?"

Bir haftayı Acetes ile geçirmiş olmamın şaşkınlığını atlatmaya çalıştım. "İyiyim. Annemle babam nerede?"

"Annemi odasına gönderdim, dinlenmesi gerekiyordu." dediğinde başımı eğerek gülümsedim. Bu bir hafta onların arasını tamamen düzeltmiş olmalıydı. Henry'nin onları benimsediğini anlamış ve de mutlu olmuştum. Fakat o bunu görmezden geldi. "Babam odasında. Diğerlerini bilmiyorum ama Nerissa, Fergus'ın yanında kaldı. Seni uyandırmak için çözüm bulmaya çalışıyorlardı."

Fergus'ın, zihnime girmeye çalıştığı anı hatırlayarak başımı salladım. Hiç olmadığım kadar iyi hissediyordum ve bu Acetes sayesinde olmuştu. Henry'nin yüzünü inceledim. "Gidip uyumalısın, yorgun görünüyorsun."

"Ares bir saat önce Reignon'a gitti. Babama iyi olduğunu haber verdikten sonra onu da aramalısın." dedi ve alaycı bir sırıtışla kaşlarını kaldırdı. "Senin için endişelendi."

Bunu tahmin etmesi zor değildi. Henry'nin suratındaki imalı sırıtıştan rahatsız olarak babamın odasına ilerledim. "Git ve uyu Henry."

"Kaçıyorsun!" diye seslendi arkamdan. Gülüş sesini işittim. "Neden kaçıyorsun?"

Acetes'in söylediklerini hatırlayınca kaşlarımı çattım. Önünde durduğum koyu kahve kapıya yumruk şeklindeki elimi yaklaştırdım ve parmaklarımla iki kez tıklattım. İçeriden gelmemi söyleyen komutu duyduğumda kapıyı araladım. Babam beni gördüğü anda koltuğundan kalkıp yanıma adımladı. İçeriye girdiğimde beni kollarının arasına aldı.

"Bizi korkutmaktan keyif aldığını düşünmeye başlayacağım." diye alay barındıran sesiyle konuştuğunda istemsizce kıkırdadım. "Sanırım düşüncelerin doğru."

Gülerek geriye çekildi ve dikkatle beni süzdü. "İyisin. Feronia'ya haber verelim."

"Bırakalım uyusun. Sabah uyandığında öğrenir." dediğimde gülümsedi ve beni koltuğa çekti.

Avery: Koruyucu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin