2.kitap 6.bölüm

31 7 0
                                    

"ne oldu anlatın."

babam çağrı meselesini bilmiyordu. eğer öğrenseydi çok büyük bir sorun olacaktı. ada bunu biliyordu muhtemelen babama bunu derse hiç bir şey yapamazdım.

Adaya doğru fısıldadım "babama bir şey dersen seni öldürürüm."

Ada hemen bunu fırsata çevirdi. "hocam önünüzde tehdit ediliyorum resmen." Hocom ononozdo tohdot odoloyorom rosmon şeytan diyor çak bir tane

Babam sıkıntıyla nefes verdi. Gözlüğünü çıkardı "bakın kızlar. hiç öğrenciler ile uğraşamam. şuan çok zor bir dönemdeyiz. aklınızı başınıza alın lütfen. kocaman kızlarsınız. bu sene sınav seneniz sizin. gidin test çözün." Dedi.

Ada bana baktı ve babama döndü. Gülümseyerek "hocam keşke kızınızda sizin kadar nazik olsaydı." Dedi. Ben sana bir nazik olacağım şimdi...

"efendim bir şey mi dedin arın?" ben onu dışımdan mı demiştim! Off!!!! Hemen babama sevecen bakışlarımı attım "hayır babacığım bir şey demedim." Babam kafasını salladı. ada bana doğru hafifçe eğildi. "demekki mesajdaki dediklerin doğruymuş sen baban için bir hiçsin."

"kes sesini" diye tısladım. "baban hep karşıyı desteklerdi değil mi? Dur bakalım şimdi eğlence sırası bende arın hanım." Avucum acıyınca ellerimi açtım. Farkında olmadan ellerimi sıkmıştım. Ada boğazını temizledi. Babam ona dönünce kendince sevimli yüz ifadesi ile konuşmaya başladı. "hocam ben arın ile aynı sınıfta olmak istemiyorum. Sürekli bir laf sokuyor bana. Nedenini de bilmiyorum. Sınıfımı değiştirebilir miyim?" babamın gözleri direkt bana döndü.

"ne lafı sokuyor?" seni sinsi yılan. Ölümün benim elimden olacak.

"ay anlamadım hocam sürekli bir saldırı halinde. Bu kavgamızı da o başlattı. Hatta şahitlerim var." Babam kafasını salladı. eliyle koltuğu işaret etti. Ada ve ben aynı anda öne doğru atılınca babam bana keskin bakışlarını yolladı. "sen değil." Adanın gülümsemesi bir an için söndü ama babamın kast ettiği kişinin kendisi olmadığını anlayınca hemen oturdu.

"anlat ada." Ee ben ne güne duruyorum???? Ada koltuğa oturdu. Ve babama dönüp anlattı başlamaya. Kızın birine üzerine kahve dökmesini söylemişim. Kızı üzerine kahve dökmüş. Ben yanına gelmişim ne çarpıyorsun kıza demişim. Tamamen palavradan konuştu. Babamın inanmamasını diliyordum ama bu kırmızı karın yağası gibi bir şeydi. Hayatım boyunca ne zaman bir şey olsa hep babam karşıyı haklı bulur beni dinlemezdi.

Adanın anlattıkları bitince ada gülümseyerek bana baktı. Babam sessizdi ama bu sessizlik fırtına öncesi sessizlikti. "tamam." Dedi. Sadece tamam. "ada sen çık. Arın sen kalıyorsun." Ada yanımdan giderken bana güldü ve saçını savurdu. Kapıyı açtığında dışarıda bizimkileri gördüm.

Babam duruşunu dikleştirdi. Ve ayağa kalktı. Masanın bu tarafına gelip oraya yaslandı. Kollarını önünde bağladı. "arın ne demek oluyor bunlar? Sen mafya mısın? Ne demek bir kıza saldırtmak?"

başımı önüme eğdim. "özür dilerim bir daha olmayacak. Ama yalan di-" sesim babamın bağırmasıyla kesildi. "ne demek yalan söylüyor?! Kız bunca şeyi nasıl uydursun arın?! Bilmiyor muyum ben seni?!"

canıma tak etti artık. Başımı kaldırıp babama baktım. "karşıdakini biliyor musun?!" babam ona çıkışım karşısında afalladı bir iki saniye sonra devam ettim. "karşıdakini biliyor musun baba?! O kız yalan söyledi. Kızı 20 dakikadır dinliyorsun! Senin karşında oturmuş attığı yalanları dinliyorsun ama benim bir kelime etmeme dahi izin vermiyorsun!" ellerim titriyordu. Babam yaslandığı yerden karşıma geldi.

"adanın ailesini tanırım. Kız niye yalan söylesin ayrıca?"

Sinirden güldüm. "o kız yalan söylemez ama ben söylerim. ÖYLE Mİ BABA?! O değil senin kızın benim! Niye tek karşıyı dinliyorsun?! Neden başkalarına benden çok güveniyorsun!"

"saygılı ol bağırma."

"o kız senin karşında attığı taklaları izlerken sesin çıkmadı! Resmen zevkle dinledin! Beni iki saniye dinlemek bile zor oluyor sana! Ne yaptım ben sana?!" sinirden gözüm dönmüştü. Hem adanın gözüme baka baka zevkle babamı doldurması hem de babamın bu zamana kadar yaptıkları canıma tak etmişti.

Ben bağırdıkça babamın da sesi yükseliyordu. "kız tanığım var dedi!" kapıyı açıp dışarıdakilere seslendi "İÇERİ GİRİN!" titreyen ellerimle saçlarımı arkaya attım. Her iki grupta içeri girmişti. Ama ben hala konuşuyordum. "ya karşında bana bakıp gülüyor!BUNA DA MI SES ÇIKARMAYACAKSIN BABA?!"

"arkadaşlarının yanında bana bağırmayı kes arın! kavgayı ilk sen başlatmışsın! Hala suçsuz gibi üste çıkma!" barın öne doğru adım attı. Babam ona gözleriyle durmasını işaret etti.

"yetti artık. Senin karşındaki kötü biriymiş gibi davranmayı bırak. Ne zaman başıma bir şey gelse senin yanına gelmeye korkuyorum! Karşımdaki bana ağzına geleni sayan hadsizlerin karşısında beni küçümsemenden bıktım! Hep karşıyı haklı buldun. HAKLI OLDUKLARIMDA BİLE! Nereden varıyorsun bu sonuçlara ben diyeyim mi? ONLARA SORARAK! Sen hiç bana sordun mu kızım ne oldu diye?! Ben diyeyim sana SORMADIN!"

Babam kıpkırmızı olmuştu. Ben de öyleydim. Babam "arkadaşlarının önünde seni rencide etmek istemiyorum arın sus!" dedi. Sesi yüksek değildi ama bu sonradan olacakların habercisiydi.

"daha ne kadar rencide edebilirsin ki beni! Şu yüzsüzün karşısında daha ne kadar düşürebilirsin beni! Sadece derslerimi önemsedin! Senin yüzünden okul sicilimde ne cezalar var! Hangi baba yapar bunu çocuğuna!"

"arın seni son kez uyarıyorum."

"uyarma artık. kocaman kızım ben. her şeyini kendi yapan kızım ben. beni niye başkalarını sevdiğin gibi sevmedin. Onlar ve senin yüzünden hayatım kaydı benim. keşke babam olmasaydın. KEŞKE BANA O***** DİYENLERİ KORUYAN AŞAĞILIK BİR BABA OLMASAYDIN!!!"

ve keskin bir tokat sesi...

EFSANE TAYFA / TamamlandıWhere stories live. Discover now