8. bölüm

75 24 3
                                    

Berk elini önümde sallayınca ona döndüm. "Ne düşünüyorsun civciv?" dedi. Şimdi Berke dönüp Araz'ın ihanet edebileceğini söylersem Berk'in bunu direk bizimkilere yetiştireceği belliydi, bu yüzden ona yalan söylemek en iyisiydi "Onursuz Onuru nasıl alt edeceğimi düşünüyordum çok önemli değil." Dedim. Berk kafasını sallayıp kapıya yöneldi.

"hadi aşağı inelim bizimkileri çok bekletmeyelim." Dedi. Ne yani benim Barına olan kızgınlığımın bir anda geçeceğini mi düşündü? "benim Barına karşı olan sinirimin bir anda geçeceğini mi düşündün Berk? Ben o aşağıya inmem, git o sarı marula da söyle benim yanıma falan gelmesin. O kim köpek bana bağırıyor?!"

berk elini teslim olur gibi kaldırdı. "sakin ol şampuan, sen nasıl istersen ben aşağı iniyorum o zaman. Yalnız Barına bir daha söveceksen içiden söv bağırarak değil tamam mı civciv?" dedi ve saçımı karıştırıp çıktı.

Saçlarımı sinirle düzeltip yerdeki yastıkların üzerinden zıplayıp yatağa atladım ve uyumak için gözlerimi kapadım.

**

Çalan alarm sesinden kaçmak için yastıkla kulaklarımı kapadım. Allahım bu nasıl bir işkence? Bu nasıl ses? Alarm sesleri niye bu kadar rahatsız edici oluyor?

Kafamdaki yastık bir anda çekilinde kafamı yorganın altına soktum. "Barın beş dakika daha uyuyup uyanacağım git başımdan." Dedim. Dışarıdan ses gelmeyince kafamdaki yorganı gözlerimin altına kadar indirip beni uyandıranın kimin olduğuna baktım.

Barın bana "yok öyle bir şey çirkin ördek, annem birazdan çıldıracak yoksa." Dedikten sonra yüzüme yatığı fırlattı ve odadan çıktı. Of ya of! Nefret ediyorum okuldan!

Söylene söylene hemen formamı giydim. Dışarısı biraz soğuk olduğundan dolayı Barın'ın dolabından üzerime uyacak bir sweat geçirip aşağı indim. "günaydın gençler ve kendini genç sananlar" diyerek içeri girdim.

Annemi ve babamı öpüp hemen yemeğe oturdum. Yemeğimiz bitince Arazı da alıp Kenan Abinin arabasına binip okula yol aldık. Bizimkiler sanki bir şey yokmuş gibi okulla ilgili konuşuyorlardı.

Arabadan inip hemen bizim her zamanki banka doğru yürüdük. Ben Berk'in yanına oturup kafamı omzuna yasladım. Berk, gruptaki en aptal gibi görünse de aslında hepimizden daha akıllı ve güvenilirdi, ne zaman bir sorunum olsa hep ilk o benim yanıma gelir hep ilk o fark ederdi.

Berk saçımı karıştırıp "Hayırdır? Karadeniz de gemilerin mi battı?" dedi. "Berk, hiç halim yok biraz uyusam ne olur?" Berk'in kafasını salladığını sallanan vücudundan anladım ve gözlerimi kapadım. Aslında gözlerimi kapamam sadece biraz düşünmeye ihtiyacım olmasıydı, bu psikopat gizli numaranın kim olduğunu anlamak istiyordum ama o kadar iyi hareket ediyordu ki bir türlü kesinleştiremiyordum.

"Aha geldi pezevenk." Kaan'ın kimi kast ettiğine bakmak için gözlerimi kısıp baktım. Onur kapıdan içeri girmiş arkadaşlarının yanına gidiyordu. Gözlerimi açıp oturduğum yerdi dikleştim ve direk Onur'a baktım. Gerçekten o olabilir miydi?

"Arın biraz daha çocuğu incelersen bir şeyler olduğu anlaşılacak." Kafamla onayladıktan sonra bizinkilere döndüm. "eee bugün hangi dersler var?" Kaan'ın konuyu değiştirmek için ders konusu açması biraz iyi olmuştu.

"Kaan gerçekten şuan ders mi konuşacağız?" Kaan derin bir nefes alıp Barın'a döndü " Ne konuşalım kardeşim? Yaklaşık bir haftadır bu olayı konuşuyoruz. Ders çalışamadınız hiç biriniz. Ne konuşmamızı istersin aslanım de onu konuşalım."

"Bence artık konuşmayıp direk harekete geçelim." Barın olduğu yerden kalkıp Onur'a doğru yürümeye başladı. Barın'ın kalkmasıyla hepimiz birden ayağa kalkıp arkasından koşmaya başladık.

"Barın dur!, ya Abi nereye gidiyorsun, her şeyi bozacak mal çocuk ya, olum dursana!" Barın bizimkilerin dur ikazlarına uymuyordu. "Barın o değil! Kimin olduğunu biliyorum!" Barın benim sesimle durdu ve bana döndü. "Ne demek biliyorum Arın?"

Kolundan tutup okula çekiştirmeye başladım. "benimle gelsene sen." Barın'ı okuldaki müzik odasına götürdüm. "Arın kim olduğunu diyecek misin?" kapıyı kilitleyip anahtarı eteğimin cebine koydum. "bilmiyorum." Barın anlamamış gibi bana baktı bir süre, ne dediğimi anlayınca sinirle elini masaya vurdu. " Beni niye durduruyorsun sen?! Gidip öğreneceğim ver anahtarı Arın" ya of mal bu çocuk!

"ya sen salak mısın yoksa tipin mi öyle gösteriyor? Oğlum bak bana eğer şimdi gidip o çocuğun ağzını burnunu kırarsan daha kesin olmayan bir şey için hem ceza alırsın hem de karşıdakinin istediğini verirsin anladın mı kardeşim? Şimdi kapıyı açacağım ve seninle birlikte sınıfa gidip deneme için hazırlanacağız. Onur konusunu sen de bırakacaksın tamam mı?"

Barın kafasını salladığında kapıyı açtım ve sınıfa doğru yöneldik. Etraftakilerin çoğu bana bakıp bakıp fısıldıyordu. Onları çok takmadan sınıfa girdim ve yerimi aldım. Kaan ve Araz gelince Kaan'a benim yanıma oturması için işaret ettim. Deneme vardı ve ben ders çalışmamıştım bu yüzden aşırı zeki arkadaşımı yanıma çağırdım.

"evet çocuklar herkes sıraları biraz ayırsın. Arın, yavrum gene sınav düzenini kurmuşsunuz. Rahat mı bari?" öf sevmiyorum bu kadını ya. "Evet hocam rahat sağ olun sorduğunuz için ne kadar düşüncelisiniz." Sırf babamın gözüne girip gözde öğretmen olmak için her yağı çekiyordu bu kadın hiç sevmiyorum o yüzden.

"herkes kitapçık türünü ve bölümünü yazmayı unutmasın. Sınavınız 11.10'da bitiyor. Başarılar." Hadi bismillah.

**

selaammm. uzun zaman sonra bölüm attım beklettim biraz kusura bakmayın sınav hazırlıkları falan yoruyor ama artık biraz daha aktif olmaya çalışacağım söz.

 hepinize iyi okumalar canlarımm <3 

EFSANE TAYFA / TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin