2.kitap 4.bölüm

31 7 0
                                    

Elimdeki kahveden bir yudum alıp masaya koydum. "yokso sonoçlorono kotlonmom" adanın taklidini yapıp güldüm. Şilan bıkmış ifadeyle bana bakıyordu "Arın tamam artık yeter çok durma üzerinde. Kendince kurdu bir iki cümle salla" o kadar kolay olmuyor şilan hanım.

"ay keşke şöyle bir yere mere düşse de görse o gününü." Ellerimi açtım "allahım duy sesimi ödesin şu cezasını amin." Elimi yüzüme götürdüm.

Gelen çığlıkla ellerimi yüzümden çekip şilana döndüm. Şilan şaşkınlıkla sese doğru döndü. Ben de onun baktığı yere baktığımda alt sınıflardan birinin edanın üzerine sıcak kahve dökmüştü. Şilanla göz göze geldiğimde "keşke başka bir şey dileseydin" dedi. Ben de "keşke" dedim. gelen bağırma sesleriyle oraya doğru gittik.

"ne yaptığını sanıyorsun sen?! Kör müsün?! Temizle bunları!" eda avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Kız özür dileyerek edanın üzerini temizlemeye çalışıyordu. Kızı çalıştırması sinirime dokunmuştu. Kaza adı üzerinde azarlamaya gerek yok yani.

Öne doğru çıktığımda şilan kolumdan tuttu. "sen girme araya arın. Şimdi sana sarar." İstemeye istemeye de olsa kabul edip durdum. Kız hala temizlemeye devam ederken eda bir anda kızın elinden bezi aldı "bir işi de beceremiyorsun." Diyip kıza tokat attı. Yok bu kız çıldırmış.

Kızı yere yatırıp üzerine çıkınca direkt yanlarına gittim. "e yeter artık ada!" adayı kızın üzerinden almaya çalışıyordum ama gücüm yetmiyordu. En son etrafta izleyenlere bağırdım. "ya ne bakıyorsunuz yardım etsenize!"

Bir iki çocuk gelip adayı kaldırdılar. Ben kızı yerden kaldırdım "iyi misin?" kız sadece kafa salladı. bu nasıl bir hareketti sırf kahve döktü diye. Ada tekrar kıza doğru gelirken önüne geçtim. "yeter ada." Kıza gitmek için sağa hamle yaptı, önüne geçtim. Sola hamle yaptı yine önüne geçtim. "ne koruyorsun bunu sen?!"

Göz devirdim. "bu yaptığın saygısızlığı durdurmalısın. Kız yanlışlıkla dökmüş üzerine. Özür diledi oldu bitti. Uzatma" ada güldü iclale döndü "yanlışlıkla olmuş diyor."ve hırsla bana döndü "yalancı! Sen yaptırdın değil mi? Alamadın hırsını tabi." Ne alaka ya??

"ne diyorsun sen be? Ne hırsından bahsediyorsun? Yanlış hareketlerde bulunuyorsun. Burada zorbalık etmene izin vermem." Dedim. elini umursamıyormuş gibi salladı "öf iyilik meleğiymiş gibi davranma bana. sen tam bir şeytansın ben senin içini bilmez miyim" arkamdaki kıza doğru eğildi "sen benim karşıma çıkarsın yumurcak. Karşındakine güvenme."

"burada her zaman belli bir sınır olur. Haddini aşma." ada bana doğru geldi "aşarsam ne olur? ARIN ILGAZ?!" sabır diledim. "ada git artık."

"ah korktun mu? Babanın yanına kavga yüzünden gitmeye mi korktun yoksa arın."

Kollarımı önümde bağlayıp ağırlığımı bir ayağıma verdim. "beni babamla tehdit etmen aşağılık bir seçenek. Ama dikkat et elinde patlamasın bak geri."

"ne yapabilirsin ki. işin gücün tehdit başka bir şey yok. ailen seni nasıl yetiştirmiş. nasıl bir kızsın. tam bir şımarıksın."

"ya bu nerenin özgüveni? Sebepsiz yere olay çıkarma. Bak git kötü olacak."

Arkamı döndüm ve çıkışa yürüdüm. "çağrı da bu yüzden ayrıldı zaten senden. Gereksiz saçma kaprislerinden bıkmıştı." Sinsi nasıl biliyor yumuşak karnımı. Kapıdaki elimi indirip kendisine döndüm. "ne demeye çalışıyorsun?" etraftaki herkes pür dikkat bizi dinliyorlardı.

"yalan mı? Çağrı her yanıma geldiğinde artık senden sıkıldığını söylüyordu ki bunu kaç defa sana mesajda da demiş. Hatta bir tanesini okuyalım." Cebindeki telefonu çıkardı.

"ah bak şimdi." Etrafa da seslendi "bakın dinleyin. Bu arın hanım çağrıya ne yazmış."sesini incelterek "yeter çağrı dayanamıyorum. Bana yapılan haksızlık. Benim bir suçum yok ama hep beni suçluyorlar." Ah hayır o gün olamaz. "babamın yaptıklarına dayanamıyorum. Ben yoruldum artık ayakta duramıyorum." kahkaha atıp gözlerini telefondan bana döndürdü "ah canım. Baban sana yeteri kadar sevgi vermiyor mu? E kuzum bana g-" tokat sesiyle adanın sesi kesildi. Ne ara yanına gelip ona tokat attım hatırlamıyorum. Ama yüzü yana dönmüştü.

Parmağımı adaya doğru sallayarak "sana sesini kesmeni söylemiştim." Dedim. ada bana döndü elini havaya kaldırdı tam bana vuracakken kendisi bir anda yere düşüp ağlamaya başladı.

"arın ben gerçekten sana proje için gelmiştim. affet beni. çağrıyı bu kadar istediğini bilmiyordum. " şaşıp kalmıştım olduğum yerde. İyi de olayda çağrıyla alakalı bir şey yoktu ki.

"ne diyorsun ya. deminden beri burada benimle dalga geçen sendin."

"ben çağrıyı sevmekten başka hiç bir şey yapmadım. sırf adını dediğim için üzerime kahve dökmene gerek yoktu." Dedi ağlayarak. Anlamaz bir şekilde ona bakıyordum. "iyi de ben döktürm-"

ve o ses...

"herkes kantini boşaltsın. HEMEN!!!"

EFSANE TAYFA / TamamlandıOnde histórias criam vida. Descubra agora