2. kitap 5.bölüm

32 6 0
                                    

herkes kantini boşalttı. kantinde sadece ben,ada ve çağrı vardı. çağrı çok sinirli görünüyordu. hemen ada ile bana döndü. "ne oluyor? Neyi paylaşamıyorsunuz?" ada hemen yerden kalkıp Çağrı'nın yanına gitti. Onun koluna sokularak ağlamaklı bir sesle "sevgilim benim üzerime durduk yere kahve döktü. ben ne yapacağımı bilemedim." Dedi.

Çağrı adayı kendisinden uzaklaştırdı. "Ada sıkıldım bu sevgili işinden. Seni sadece iclal için gruba aldık. Geri dur artık." Nasıl yani sevgili değiller miydi?

Ada ondan uzaklaşıp bağırdı "ya sana diyorum ki kız üzerime kahve döktürdü! Sen bana sevgili oyunu diyorsun!"

Adaya doğru atıldım. "yalan söyleme. bir tane kız yanlışlıkla üstüne kahve döktü diye kızı tokatladın. ne yapsaydım? oturup kızı hırpalamasını mı izleseydim? Onu çok beklersin." Dedim.

"bırak yalanı. ben senin ile ilgili konuşurken bir anda bana saldırdın. herkes gördü ne olduğunu. proje olayında alamadı ya hırsını. böyle almaya çalışıyor."

İnanamaz b,r şekilde ona baktım. "ne hırsından bahsediyorsun sen. hırsımı almak için bile yeterli seviyede değilsin."

Çağrı ikimizin arasına girip kollarını aramızda açtı. "yeter artık kızlar."

Ada çağrının elini tuttu. " bizi kıskanıyor. yediremiyor kendine, seninle olmamı."

Güldüm. Pardon yanlış olmasın kahkaha attım. Elimle onu göstererek. "seni. ben mi kıskanıyorum." Diyip tekrar güldüm.

Ada hala ciddi ciddi doğru olduğunu savunuyordu karşımda.

Gülmemi zor durdurdum. Boğazımı temizleyip tekrar ciddileştim. "bak çağrı ile nesiniz bu beni ilgilendirmez tamam mı. ayrıca ben kıskançlıktan sevgilimin, eski sevgilisi ile olan konuşmalarını ortalıkta okumuyorum." Çağrıya dönüp adayı işaret ettim. "sevgiline dikkat et."

Çağrı adadan uzaklaştı "biz sevgili değiliz arın." Ada çağrının yanına gitti. "hayır öyleyiz." Çağrı adanın gözlerine bakarak "biz sevgili değiliz arın! Ada iclalin arkadaşı! Sadece iclal için yanımızda!" diye konuştu. İkisi de gözlerini birbirlerinden ayırmadan konuşuyorlardı. "ne yani sen benimle bu yelloz için mi konuştun?"

"hoop düzgün konuş ada. Almayayım altıma." Ada bana döndü ve üzerime yürüdü. Ben de ona doğru yürüdüm. "ne o? Öyle değil misin arın?"

"bak ada kaşınıyorsun."

sesler tekrar yükselmeye başlayınca kantin dolmaya başlamıştı. bizimkilerde geldikten sonra her şey tamamdı. artık bu kıza gönül rahatlığıyla saldırabilirdim. ben adanın üstüne yürürken berk ve kaan bahis toplama peşindeydi.

"arkadaşlar, ada diyenler kaana. arın diyenler bana para verebilirler. bahisleri 10 liradan açıyorum."

ben adaya tam saldıracakken iki kişi kollarımdan tuttu. baktığımda kollarımdan tutanların araz ve çağrı olduğunu gördüm. adayı ise iclal ve efe tutuyordu. sanki tutmasalar bir şey yapacaklar. kendimi kurtardıktan sonra adaya tekme attım.

***

şuan müdürün yani babamın odasının önündeydik. ende pek bir şey yoktu ama ada mahvolmuştu. kendimi hazır hissettikten sonra kafamı kapıdan içeri sokup babama baktım.

"girebilir miyim babacım?" babam masada ilgilendiği dosyadan kafasını kaldırmadan gelmemi işaret etti.

Babamın işretiyle Adanın yakasından tutup içeri çektim "düş önüme" ada yakasını kurtarıp üzerini düzeltti. Babam önce bana sonra adaya baktı. İkimizi inceledi, kaşlarını çattı, kollarını önünde bağladı.

Babamın kötü yanını görmeye hazır mısınız?

EFSANE TAYFA / TamamlandıWhere stories live. Discover now