13. bölüm

48 12 3
                                    

Biz birbirimize bakarken Araz yanımıza geldi. "Abi içeride biri var, ama kim olduğunu tam seçemedim." Gözlerini hepimizin üzerinde gezdirdi. En son gözleri bir bana bir Şilan'a takıldı. "Kızlar siz ağladınız mı? Ne oldu burada?" burnumu çektim. "sorun yok Araz biz sonra sana anlatırız önce şunları halledelim." Dedi Şilan.

"ee şimdi ne yapıyoruz? Öyle bir anda gelmesi kolaydı da plan yapmadık." Berk haklıydı. Hiçbir şey düşünmeden bir anda çıkıp gelmiştik. Karşımızdaki adamın silahı vs olabilirdi. Barın duruşunu dikleştirdi. "İlla plana gerek yok. İçeridekinin kim olduğunu anlayalım önce. Daha sonra biz onların icabına bakarken sen kızları alacaksın Kaan. Eğer durum kötüye giderse hemen polisi arayın."ne yani aramayacak mı şimdi polisi?

"bir dakika, siz polisi aramadınız mı?" onaylamadığını belli eden bir ses çıkardığında telefonu elime aldım. 155'i tam arıyordum ki Barın elimden çekti telefonu. "Arın, polisleri şimdi aramayacağız. Önce konuşmam gerek. Onlardan bu işin öcünü almazsam kafayı yerim." Allahım sen bana sabır ver!

"senin öcüne de böcüğüne de... kızdırma beni Barın! Ya sen neyi öcünden bahsediyorsun?! Hazır bizim işi-" kaan gelip ağzımı kapattı. Ellerimle ağzımı açmaya çalışsam da yapamadım. "ya arın bir dur! Bağırıyorsun kızım adamlar burada olduğumuzu anlayacaklar." Çırpınmayı bıraktım. Ama Kaan'ın eli hala ağzımdaydı. Muziplikle dönüp bizimkilere baktığımda ne yapacağımı anlamış olmalılardı. Kaan'ı daha uyarmalarına izin vermeden Kaan'ın elini yaladım.

Bir anda elini çekti ve öğürdü. Ben ona gülerken diğerleri de güldüler ama Kaan onlara bakınca sustular. Tam o esnada evin bir penceresinden ses geldi. Hepimiz bir anda evin duvarlarına yapıştık. "kim var orada? Hey!" bu Onur'un sesiydi. Onun gerçekten işini bitirecektim bu sefer.

Kaan elini üzerime siliyordu hala. burnumdan sesli bir nefes verdim. Cebimdeki ıslak mendili çıkarıp Kaan'a verdim. Kaan çocukluğundan beri oldu olası huylanırdı bu tür işlerden. Onu bildiğimiz için hepimiz yanımızda ıslak mendillerle gezerdik.

Kaan elini sildi. Araz "mutfaktaki kapı açık oradan girebiliriz." dedi. Herkes onayladı ve tek tek içeri girdik. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı bu yüzden saklanmakta çok zorluk çekmezdik. Üst kattan konuşma sesleri geliyordu. Hepimiz merdivenin altına saklandık.

"hayır tam inanmamış gibilerdi." Arkadan bir ses gelmedi demek ki yalnızdı ve telefonla konuşuyordu. "off bilmiyorum dedim ya sana/ hayır hayır demediler bile. Kız beni öldürecekti neredeyse/ merak etme benden iyi bir hacker bulamadıkları sürece değil seni beni bile bulamazlar/ evet evet o/ arın zaten baya dağılmış haldeydi. Geçenlerde eline bıçak verdim benim verdiğimi fark etmedi bile" nasıl ya o bıçağı bu mu verdi? "bunu ben halledeceğim. Bana karışan keserim."dedi barın. Kimse ses çıkarmadı. Bir iki saniye daha bizimkilere baktım ve onuru dinlemeye devam ettim.

"diğerleri mi? onlar biraz daha iyiler. Ama onlara da bu akşamdan itibaren yazacağım./ hayır dedim sana. Şilan benim. Ona dokunmana hayatta izin vermem duydun mu beni?" şilan'a dönüp baktım. O da anlamamıştı.

"şu kartı da yakın zamanda gönder ki olayın sana kadar gittiğini anlasınlar. Az biraz daha sürdürelim şu oyunu." Birinin eli elime değince irkildim. Ellerimi ne zaman yumruk yapmıştım bilmiyorum. Araz Ellerimi açtı. Avucuma geçirdiğim tırnaklarım auvumu kanatmıştı "sakin ol. Bu gece hepsi bitecek."dedi Araz. Kafamı salladım.

"ben seni sürdüreceğim birazdan sen dur o***** çocuğu." Barın kıpkırmızıydı. Onur "sen ne zaman geliyorsun yukarıya?"dedi. kim geliyordu? bu evde başkası da mı vardı? Hepimiz şokla birbirimize baktık. "tamam 10 dakika sonra gel. Şuan etrafı aramalıyım sesler geldi"

"hasss..." berk tam iç sesimi okumuştu. Hepimiz telaşa kapılmış bir şekilde saklanacak yer arıyorduk. Araz bir yer bulduğunu söyledi. Kapının üzerinde çatı gibi bir yer vardı. Oraya hepimiz sığabilirdik. İlk önce Barın çıktı. Sonra Şilan ve benim çıkmamıza yardım etti. Diğerleri de geldiğinde sığmıştık.

Tek bir sorun vardı, oda üstü alçak olduğu için yüz üstü uzanmamız gerekmişti. Buradan her yer görünüyordu. Birkaç dakika sonra bizim az önce durduğumuz merdiven altının yerinden bir kapı açıldı. "oha ama artık!" elimle şilanın ağzını kapadım. Yukarı çıkan kişi ile yüzümdeki kanlar çekildi.

BEREN?!

EFSANE TAYFA / TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin