7 : Canım Yanıyor, Ölüyor Gibiyim. Bu Yüzden Gelmelisin, Miniğim.

79 9 7
                                    


7. bağ : Lucas

Heyecanı dinmemiş olan genç kız, kısa eteğini düzeltip daha önce hiç içmediği içeceğinden büyük yudumlar alıyordu. Tadını beğenmişti ancak heyecandan bunu düşünecek vakti olmamıştı.

"Yuqi-ah!"

Erkeksi sesi, onu tamamlayan ağır bir parfümle kızın yanına oturdu, Lucas. Kendisine büyülenmişçesine bakan kız minicik gözüktü gözüne.

"Sonunda buluştuk, hah?" Yanına gelen garson kıza en sevdiği içeceği gösterirken aklı karşısındaki kızdaydı. Yıllardır arkadaş olmalarına rağmen ilk defa buluşuyorlardı. Belli etmesede, o da tir tir titreyen kız kadar heyecanlıydı.

"Öyle..."

...

"Dün Yoongi ile tanıştım aslında, diğer tüm herkesle beraber. O çok kırık, Luki. Çok incinmiş. Gökyüzü dışında başka sorunlarıda var ama anlatmadı bize. Hem görsen, kedi gibi. Herkes ona kedi diye sesleniyor zaten. Minicik ve masum. Eğer o çocuğa kavuşabilirse çok mutlu olur. "

Denizin dalgaları ayaklarına vuruyor, ikiside onları izliyordu. Su soğuk olsada üşütmemiş, aksine ısıtmıştı ikisini.

" O çocuğu çok merak ettim cidden de. O da tatlı olmalı. Minicikmişte zaten! "

Arkadaşının dediği şeylere seslice gülüp başını salladı. Denizin dalgaları durulmaya , güneş onlardan ayrılıp denize karışmaya başlamıştı.

"O çocuğu bilmem ama Yoongi o çocuğa deli gibi aşık. Hatta aşık demek az gelir. Minnettar hem ona. Of ya! Keşke benimde öyle bir aşkım olsa! Lucas niye benimle kimse sevgili olmuyor ya?! Güzel değil miyim ki?!"

Kaşlarını çattı, kızın incecik kolunu dürtükledi.

" Yine mi aynı konu?! "

Büyük bir azar yiyeceğini anlayan kız sustu. Azar yemek istemiyordu. Hem zaten gidecekti Lucas yine. Evi burası değildi. Onu kırmayıp buraya gelmişti ama çok kalamazdı. Akşam uçağıyla geri İtalyaya dönecekti.

"Biliyor musun, burada daha çok oturacağım gibi geliyor. Favori yerim burası oldu zaten."

"Ne?!"

Gözleri pörtlemiş bir şekilde kendisine yaklaşan yüze eline sıkıştırdığı kumları üfledi. Buruşan yüzüyle geriye çekilip yüzünü silişini izliyordu arkadaşının.

"Gıcık mısın sen ya?!"

Her gün duyduğu kelimeleri onayladı mırıltıyla. Ellerine yeniden kumlar dolmuştu.

"Nasıl yani? Yoksa burada mı kalacaksın?! Gitmeyecek misin yoksa?!"

Geriye yaslanıp gözlerini kapattı. Güneşin turuncu ışığı yüzüne, gülümsemesi kıza vuruyordu. Tüm havayı içine çekti.

"Altıncı hislerim kuvvetlidir diyelim. Şimdi gitmeliyiz. Hava kararıyor ve uçağı kaçırmak istemem."

Pek anlamasada haklı olduğu için lafı uzatmadı, Yuqi. Kalkıp kum olan kıyafetlerini silkeledi ve arkadaşının kalkmasına yardım etti. Zarfı hikayeyi anlatalı saatler olmasına rağmen şimdi veriyordu kaybetmemesi için.

𝙎𝙞𝙭 𝘿𝙚𝙜𝙧𝙚𝙚𝙨 𝙊𝙛 𝙎𝙚𝙥𝙖𝙧𝙖𝙩𝙞𝙤𝙣 | ʸᵐ ✔️Where stories live. Discover now