2 : Sana Olan Yaşlarımdan Anladım, Sana Olan Aşkımı.

89 12 35
                                    


2. Bağ : Jeon Somin

Özellikle seçilmiş lacivert bir zarf. Üstünde özenli ve korkak olduğu belli olan şu yazı.

"Gökyüzünden gökyüzüne."

"Lütfen açma ve diğerlerinin açmaması konusunda uyar, Somin. Bu Yoongi için çok önemli. Ona aşık. Hatta aşktan da öte. Onun gözlerinin parıldadığına şahit oldum, ilk defa bu kadar. Gözleri kırık ama nasıl da sevgi dolu!"

Gülümsemiş, bakışlarını arkadaşının elleri arasındaki zarfa çevirmişti.

" Yoongi benim değerlim, Somin. Onun mutlu olmasını istiyorum. Gökyüzü gökyüzüne kavuşmalı. "

Siyah, uzun saçlarını geriye taradı, elindeki zarfı özenle küçük çantasına koydu. Yanındaki kızın konu sevdikleri olunca böyle güzel konuşması hoşuna giderdi. Normalde ağzı bozuk olan bu kız, sevdikleriyle şiirler yazardı onlar için.

Onları severdi, onları korurdu.

Özellikle bu beş ahmak onun ailesiydi. Ailesi için her şeyi göze alacak kadar gözü karaydı. Cesurdu ve gözü pekti. Onlar için tüm gücünü kullanırdı.

"Yoongi'yi pek tanımıyorum ama iyi biri olduğunu anlayacak kadar tanıdım onu. Bu yüzden merak etme, bu mektubun o çocuğa ulaşması için ne yapmam gerekiyorsa yaparım. Arkadaşım çok fazla yurt dışına çıkmış biri. Çokta bağlantısı var. O çocuğu bulacağız. O çocuğu Yoongi için bulacağız. "

Önündeki çilekli içeceği olabildiğince içine çekti. Heyecanlıydı gri saçlı. Onun bu heyacanı karşısındaki kızı da heyecanlandırmıştı.

" Minik bir boy, minik eller, gülünce kapanan gözler... "

Arkadaşının anlattığı şeylere gülüyordu Somin. Tatlı gelmişti gözüne. Kime tatlı gelmezdi ki?!

"Bu tatlılığının yanında renkli saçlar, takılar ve bir dövme..."

Elini yanağının altına sıkıştırırken bembeyaz dişlerini gösterdi.

"Bu çocuğu çok merak ediyorum. Gökyüzü Gökyüzünü bulsun diye kıçımı yırtacağım hatta!"

Kendisi gibi ağzı bozuk arkadaşına kahkahasıyla eşlik etti.

"Gökyüzü gökyüzüne kavuşacak!"

"Gökyüzü gökyüzüne kavuşacak…"

...

Elindeki kupayı ağzına dikerken gözünü gökyüzünden çekmedi. Bugün kendini kötü hissettiği için işe gitmemişti.

Patronu onu azarlayıp en sonunda pes ederek iyi olmasını söyleyip kapatana kadar yalvarmıştı.

Eğer işe gitseydi bir yerlerde bayılacağını çok iyi biliyordu. Patronu bunu deneyimlemiş biri olarak çok da üstüne gidememişti. Başka birisi olsa, her ne olursa olsun işe getirtirdi. Ya da kovardı. İki seçenekten başka seçenek yoktu diğerleri için.

𝙎𝙞𝙭 𝘿𝙚𝙜𝙧𝙚𝙚𝙨 𝙊𝙛 𝙎𝙚𝙥𝙖𝙧𝙖𝙩𝙞𝙤𝙣 | ʸᵐ ✔️Where stories live. Discover now