0.3Here We Go

384 46 7
                                    

Durun bir dakika!! Ben ne yapıyorum böyle? Gerçekten mi Arya? Gerçekten mi!!??!

16 yıllık kısa kelebek hayatında seninle konuşan tek erkeğide kaçırıcaksın. Evde kalıcaksın Arya!! Annen turşunu kuracak!!

Harry'ye sarıldığımı fark edince hemen ellerimi göğüsüne koyup ondan uzaklaşmaya çalıştım. Ama gerçekten güçlüydü. Gözleri kapalıydı ve dudaklarında minik bir tebessüm vardı. 

"Lütfen birkaç saniye daha. Birine böyle sarılmayalı çok ama çok zaman oldu."

Geçmişe dönüş yaşamak veya Harry'nin acılar içindeki öyküsünü dinlemek istemiyorum buyüzden ona birazdaha sarıldım. Birkaç saniye sonrada dediği gibi bıraktı. Birbirimizden ayrıldığımızda yüzüm kızarmıştı. Harry ortamın havasını değiştirmeye çalışıyormuş gibi konuşmaya yine bıdır bıdır konuşmaya daldı.

"Eveeet!! Şimdi sen valizlerini boşalt. Ben koridorun sonundaki çalışma odasında olacağım. Birşey lazım olursa çekinmeden söyle. Babana sana gözüm gibi bakıcağıma söz verdim. Akşam yemeği saat 7 de lütfen o saatte aşşa da ol. Hadi kolay gelsin" dedi ve odamda beni yalnız bıraktı.

Harry'nin arkasından kapıyı kapadım ve en büyük pembe valizimi açtım. İçindeki herşeyi yatağa döktüm. Resmen Türkiye'deki odam kadar olan sözde GARDROP a yöneldim. Ayakkabı bölmesine yanımda getirdiğim 6 çiftimide koydum. Topuklular yan yana , sporlar alt rafına ve en uste sandaletler.... Dolaptaki askılıkları teker teker elbiselerimle buluşturdum ve astım. Tişört şort ve pantolonlarımıda katlayıp yerleştirdikten sonra dolabın(!) yarısının bile dolmadığını gördüm. Takılarımıda yerleştirip saç düzleştiricim çekmecelerinen birine koydum.

Sıra makyaj malzemelerime gelmişti. Hemen aşık olduğum makyaj masama yöneldim. Makyaj çantamı aştım ve herşeyi büyük bir özenle yerleştirdim. Parfüm ve deodorantları çekmeceye koydum. HEEEYY!! Benim bir büyük valizim daha vardı!!!

Hemen koşa koşa onuda açtım. İçindeki laptopumu yatağın üzerinde bıraktım.Yanımdan ayırmadığım mor köpek şeklindeki peluş oyuncağımıda yataktaki yastıkların arasına sıkıştırdım. Bu valizede birkaç elbise ve etek sıkıştırmıştım. Hepsini özenle asıp bütün valizleri yatağın altına ittim. Telefonumun saatine baktım. Saat 6.40'tı. Babam herhalde bu gece gelmeyecekti. Hala kot pantolum ve askılı tişortümle durduğumu hatırlayınca dolabıma yönelip pembe kurdeleli pijamalarımı çıkartıp giydim. Makyajımı silip saçımı uyduruk bir ev topuzu haline getirdim. Saat 7'ye geliyordu. Aşşa inme zamanı.

Odamdan çıkıp merdivenlerin başına geldiğimde aşşada birkaç kişinin konuştuğunu duydum. Kafamı biraz eğip baktığımda aşşada birkaç kişi görüyordum. Onlardan küçük olduğum belliydi. Hemen Harry'yi gözümle aradım ve mutfak kapısının onunde biriyle konuştuğunu gördüm. Hemen hızlıca aşşa inip onun yanına gittim. Havalı insanların beni pijamalarımla görmelerini istemiyordum.

Harry'nin yanına gittiğimde neşeyle konuşmaya başladı.

"Heeey Arya!! Sonunda aşşa indin. Hadi mutfaktan istediğin kadar pizza al ve yanımıza gel! Pijamaların harika!"

Dalga mı geçiyor yoksa ciddi mi ? Bilemiyorum. Şaşırtıyor beni bu çocuk.

Mutfağa girip mavi büyük tabağımın içine iki dilim sucuklu pizza aldım ve salonda yanlarına gidip kahve koltuğa oturdum.

Çakma sarışın kız konuşmaya başladı.

"Demek sen Harry ile birlikte yaşıcaksın ha?" Ben ne zamandır Harry ile birlikte yaşıyorum.

"Yo hayır. Harry babamın asistanı ben babamı yaz tatili için burdayım" dedim onu düzeltircesine. 

"Herneyse. Harry'nin patronu(babamdan soz ediyordu) eve fazla uğramaz fazlasıyla meşgul bi adam. Evde olduğu zamanlarda da Tükiye deki karısı ve kızından bahsedip durur. Tatlı bi adam parti vermemize izin veriyor" dedi

Los Angeles H.S. #auHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin