(17) Karanlığın Gizlediği Korkular.

95.8K 9K 15.2K
                                    

"Aynı anda birçok şeyle mücadele eden insanlar güçlü görmeyi bırakın çünkü kendi içlerinde çok kırılgan ve hassaslardır."

Sonunda hep kaçtığım kabuslarımdan biriyle karşı karşıyaydım. Bu kadın yirmi dört yıl boyunca Itır ile beni annesiz bırakmıştı. Ailemi dağıtmış, bizi parçalanmış bir aileye mahkûm etmişti. Çoğu zaman babam ve abilerime de kızıyordum çünkü gerçeği saklayarak yıllar boyunca bizi bir iblisle aynı evde yaşamaya mahkûm etmişlerdi. Başta Sıraç olmak üzere hepsi çok ısrar etmişti konaktan ayrılmamız için hatta Itır bu yüzden bana çok kızmıştı. Ancak şöyle bir durum vardı ki ben annemin içindeki canavardan bîhaber olduğum için kalmakta ısrarcı olmuştum. Saklamak yerine gerçeği anlatsalardı o evde kalmazdım.

Gerçeği gördüğüm an hemen Itır ve kızları alıp oradan kaçmaya çalıştım ancak gerçeği çok geç görmüştüm. Gerçekleri öğrenince hep istedikleri gibi geç olmadan ayrılabilirdim ama babam ve abilerim gerçekleri öğrenmeme hiç izin vermediler. Başımıza gelecekleri hissetmiş gibi onlara yalvardım. "Korkuyorum baba koru kızını," diye babama yalvardım. Babam ve Sıraç yalvarmama rağmen sessiz kalıp bizi konaktaki iblise kurban verdiler.

Gerçekler bizden gizlendi, başımıza gelecekleri bile bile en başta ailem bunu yaptı. Ve biz dört Kalkan bu cehennemin içine düştük. Meliz'e kızgınım ama babam ve abilerime kırgınım. Bir şeyleri değiştirme şansları varken susarak bizim ölüme ittiler. Evet, ölüme çünkü onlar Meliz'in bizi geçit için kurban ederek öldüreceğini biliyorlardı. Meliz'de böyle sanıyordu ama beklenmedik bir şekilde Asil o gece bizi kurtaracak büyüyü yapmıştı. Yaşıyorsak bunu Asil'e borçluyuz.

Benimkilerden daha açık yeşil gözleri tuzağına düşürdüğü avını ürkütücü bir şekilde inceliyordu. Etrafında uçuşan sarı saçlarının her bir telinde yılan sesini andıran tıslama sesleri çıkıyordu. Yine uzun, siyah bir elbise giymişti ve çok genç görünüyordu. En fazla benden beş veya altı yaş büyük gösteriyordu. Bu kadın otuzundan daha büyük göstermiyordu. Ancak iki yüze yakın bir yaşta olduğunu tahmin etmek zor değildi. Şeffaf bedeninden arkasındaki şeyleri görebiliyorum. Bir bedeni yok çünkü bedenini bizzat ben öldürmüştüm. "Doğa, sende onu görüyor musun?"

Başını sallayarak korkuyla koluma yapıştı. "Görmemek elde değil." Ruhlar kimseye görünmezdi ama Meliz bir iblis olduğu için kendini istediği kişiye gösteriyordu.

Doğa'dan çok beni hedefine aldığı için sırıttı. "Ne o, beni gördüğüne sevinmedin mi?" Bize doğru adeta süzülürken pek sevindiğimi söyleyemem.

Sakın korktuğunu belli etme.

Hemen bu durumdan kurtulacak bir taktik geliştir.

Karşımda bir iblis varken kolaydı sanki!

Doğa'nın elindeki kandili alarak ilk olarak karanlık korkum için küçük bir önlem aldım. Daha sonra gözlerimi hızla bize yaklaşan ruhtan ayırmadan derin bir nefes alarak korkumu hapsetmeye çalıştım. "Doğa, ben onu oyalarım sen hemen kaç." İstediği bendim çünkü onun intikamın intikam listesinin başında geliyorum. Benimle işi bitmeden Doğa'nın peşine düşmeyecektir.

"Ya-yapamam." Korkudan her an bayılmak üzereyken bu inadı niye, anlamıyorum. "Ya birlikte ölürüz ya da birlikte kurtuluruz ama yalnız değil birlikte." Kararlı sesiyle boğazımda bir düğüm oluştu, yutkunamadım. Bu kız tüm hayatı boyunca dışlanıp herkes tarafından hor görülmüştü. Bu yüzden ona uzanan ilk yardım eline körü körüne bağlanmıştı. Ondan iki yaş küçük olabilirdim ama onu himayeme alıp koruduğum için bana ölümüne bağlıydı.

"Dinle." Gözlerimi Meliz'den ayırmadan elini son kez tuttum. "Benden kurtulmadan senin peşine düşmez çünkü onun için fazla kolay bir hedef olduğunu düşünüyor. Onu şaşırt güzelim hatta beni de şaşırt. Hemen şimdi koşarak uzaklaş ve yeterince uzaklaştığında dur ve üç kere Yıkım'ın gerçek ismini haykır. Adına yaptığı lanetten dolayı nerede olursan ol seni duyar. Üç Silahşorlara ihtiyacımız var." Asil, Doğa'nın başının belada olduğunu duyduğu anda buraya gelecektir.

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin