Otuz Dört | Part İki

8.3K 905 252
                                    

- Okunma sayısı parlak kırmızı olmuş, teşekkür ederim. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum bu bölüme de. :) Bir de bölümlere spoiler içerikli yorum yapılmamasını rica edeceğim. Başta belirtmiştim ama unutanlar olmuş sanırım. Yapanları engellemek zorunda kalacağım. İyi okumalar. :) -

Elimde ağır çerçeveyle dükkana girdiğim kapı hafifçe ses çıkardı. Kızıl saçlı bir kadın tezgahın ardından bana bakıp gülümsedi.

'Clyde'ın Cam Dükkanı'na hoş geldin. Sana nasıl yardım edebilirim?' dedi çözdüğü bulmacayı kenara bırakırken.

'Bir aynam var. Tabi artık ayna sayılmaz çünkü kırıldı.' dedim ve devam ettim.

'Onu daha önce tamir edip etmediğinizi soracaktım, arkada etiketinizi gördüm de.'

Gösterdiği yere etiket gözükecek şekilde aynayı bıraktım. Başıyla onayladı.

'Evet daha önce tamir etmiştik, yine etmemizi ister misin?'

Tereddüt ettim.

'Belki bugün değil. Fakat birkaç sorum olacaktı.' dediğimde kadın dudaklarını büzdü.

'Peki.'

'Onu daha önce tamir ettiğinizi hatırlıyor musunuz?'

Yaka kartında Nora yazan bayan patronluk taslarcasına gülümsedi.

'Tatlım burada bir sürü ayna tamir ediyoruz.'

'Fakat üzerinde..' derken kurumuş kan açıkça gözükecek şekilde aynayı çevirdim. Gerilmemeye çalıştım.

Kadının ifadesi küçük korkunç lekelere bakarken değişti.

'Ah. Bu ayna hakkında eşimin daha fazla bilgisi olabilir.' dedi ve içeriye seslendi.

'Clyde!'

İçeriden boğuk bir ses cevap verdi.

'Efendim?'

'Buraya gel.'

Kalbim heyecanla atarken sessizce kenarda bekledim. Biraz sonra içeriden uzun boylu, kır saçlı ve sakallı biri çıktı, bana arkadaşça bir tebessüm gönderdi.

'Merhaba. Nasıl yardım edebilirim?'

'Bu aynayı daha önce tamir etmiştik. Hanımefendi hatırlayıp hatırlamadığımızı öğrenmek istiyormuş.' dedi Nora eşine.

Clyde, aynaya bakmak üzere eşinin etrafından dolandı. Aynadaki lekeleri fark ettiğinde gözleri kocaman açıldı ve hafifçe geri çekildi.

'Ah.' dedi yavaşça.

'Hatırlıyorum. O gün sabah sekizde getirmişti bir çocuk. Acelesi var gibiydi.'

Mide bulantıma aldırmamaya çalışarak sordum.

'Kim? Kimin getirdiğini hatırlıyor musunuz?'

Clyde kaşlarını çattığında nefesimi tuttum. İşte buydu.

'Ben hatırlıyorum.' dedi Nora eşinin arkasından.

'Dedektifin oğluydu. Adı neydi, Aidan?'

'Ian.' dedim.

'Ian Whitmore.'

'Evet. Ian Whitmore.' dedi Clyde onaylarcasına.

'Dediğim gibi, sabah erkenden gelmişti. Aynanın mümkün olabildiğince hızlı tamir edilmesi gerektiğini söylemişti.'

Dedektifin oğlu, Ian Whitmore.

Nora ve Clyde'ın konuşması Ian'dan uzaklaşırken benim için de bulanıklaşıyordu.

Phantom (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin