hi-3

4.4K 487 172
                                    


Revirde hemşire çocukları kontrol ederken sadece yüzüne bakmıştı Jeongin'in. O sırada Hyunjin, Jeongin'i oturduğu yerde hafif geriye doğru ittirip üzerindeki gömleği açmıştı. Jeongin, ilk önce şaşkınlıktan tepki verememişti. Daha sonra üzerini kapatmaya çalışsa da, hemşire morarmaya dönmüş karnını gördüğünde kapatmasına izin vermemişti. Jeongin bakışlarıyla Hyunjin'i ezerken Hyunjin, Jeongin'in telefonunu karıştıran Minho'nun yanına gitmişti.

O bakışlar, istediği bakışlar değildi sonuçta. En azından o anlamla bakılmasını istemiyordu.

"Neye bakıyorsun?"

Minho mesajları arkadaşına doğru çevirdiğinde Hyunjin hemen okumaya başlamıştı. Bilinmeyen bir numara, Jeongin'i rahatsız edecek tarzda mesajlar yazmıştı. Başta taciz içerikli, daha sonra da tehdit tarzında gelen mesajlar.

Hyunjin'in de kaşları çatılmıştı okuduğu mesajlarla.

"Kim ki bu?"

Minho düşünceli düşünceli, Jeongin'i incelerken başını iki yana sallamıştı. Bir bilse...

"Bence bir hastaneye de götürün. Çok büyük bir şey olduğunu düşünmüyorum ama karın çevresi çok hassas. Ne olur ne olmaz, kontrol ettirin."

Jeongin üzerini düzeltip oturduğu yerden kalktı. Daha sonra kimseyi umursamadan hızla, Minho'nun elindeki telefonunu alıp odadan çıkmıştı. Minho, Chan'a döndü. Chan sanki anlamış gibi Jeongin'in peşinden çıkmıştı.

Grupta kimseyle konuşmazdı ama Minho'dan sonra Chan'ı dinlerdi en azından.

"Seungmin, şu telefon numarasını bulabilir miyiz?"

Seungmin başını sallayıp Minho'nun verdiği numarayı aldı. Minho numarayı telefonuna yazmıştı, Jeongin almadan hemen önce.

"Bulup ne yapacağız?"

"Hele bir bulalım da." diye yanıtladı sevgilisini Minho. O mesajların sahibini bulduğunda ne yapacağını o da bilmiyordu. Tek bildiği, anasının karnından çıktığına pişman edecekti.

___

"Tanımıyor musun yazanı?"

Chan sessizce küçüğünün yanında yürümeyi kesmiş ve sonunda merak edilen soruyu sormuştu. Tabii Jeongin ne kadar umursamıştı, bilinmez.

"Jeongin senin için uğraşıyoruz burada. Sen de biraz yardım etsen bize?"

Jeongin yürümeyi kesip hyunguna döndü.

"Etmeyin. Sizden hiçbir zaman yardım istemedim."

"Kendini düşünmüyorsun, tamam. Ama Minho'yu da mı umursamıyorsun? Çocuk senin için ne kadar endişeli! Hepimiz çok endişeliyiz."

Son cümlesi o kadar kısık çıkmıştı ki duymamıştı Jeongin dediğini.

Jeongin saçını çekip yan taraflarındaki duvara bir tekme attı. Chan, bir adım gerisindeydi. Müdahale etmemişti. Ederse daha çok sinirleneceğini biliyordu.

"Bilmiyorum. Sence bilsem bu kadar şey yapmalarına izin verir miydim?"

Şimdi düşününce, Jeongin yaşatmazdı ona bunları yapanı bilse. Chan başını sallayıp elini küçüğünün omzuna koydu.

"Biz de seni düşünüyoruz be oğlum. Ne düşüneceğimizi şaşırdık artık."

Jeongin hiçbir şey demeden yürümeye devam etti. Chan da Hyunjin'e kısa bir mesaj atıp Jeongin'in peşine takılmıştı. O an için kimse yalnız kalmasını uygun görmüyordu.

bir küçük hyung meselesi // -hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin