23

25.6K 2.1K 1.8K
                                    

-




Üç ay sonra

Hani olur ya, hayatın istediğin gibi yolunda gider. Hiçbir pürüz yoktur ve sanki bir masalın içerisindeymiş gibi kusursuz yol almaya devam edersin. Fakat içinde seni küçük küçük yemeye başlayan, bir böcek gibi hareket eden karamsar duygularında vardır. Ya bir şey olursa? Ya mutluluğum bozulursa?

Taehyung ile evleneceğimi ilk duyduğum da öyle farklı hislere kapılmıştım ki. Artık bitti demiştim. Hayatımın sonuna kadar, o köyde kalacağım ve bir sürü çocuk yaparak eşimin altına yatmak zorunda kalacağım. Planlarım vardı ama hiçbirine karşı güvencem yoktu. Taehyung yanımda olmasaydı bu hayatı yaşamak, bu okula gitmek benim için çok ama çok zor olacaktı.

Evlenme düşüncesi o zaman için sadece kaçış planımdı. Taehyung’u bana öyle bir anlamışlardı ki, konuşamıyor, düşünemiyor, aklı dengesi yerinde değil sanıyordum. Başlarda düşüncem, kendim için onu kullanacak, sonrada çekip gidecektim. Onu gördüğüm ilk dakika, onun benim hayatımda asla basit bir yeri olmayacağını anlamıştım. Ve şimdi Taehyung ile hiçbir evliliğe benzemeyen, - bana kalsa nadir -bir beraberlik yaşıyorduk.

Tartışmalarımız o kadar azdı ki, ikimizin  sesinin yüksek çıktığı tek an seks yaptığımız zamanlardı. Her açıdan Taehyung beni mutlu ediyor ve benim de onu mutlu ettiğimi hissettiriyordu.

Üç aydır ailesinin aramalarına rağmen oraya gitmiyor ve beni yalnız bırakmayacağını her defasında söylüyordu. Onlar aradığında öyle diken üstünde oluyordum ki, gidecek diye ödüm kopuyordu. Ona nasıl bakıyordum bilmiyorum ama telefonunu kapatır kapatmaz, bana sıkıca sarılıyor, öpülmedik yerimi bırakmıyordu.

Ona çok bağlandım. Ona öyle çok bağlandım ki, moralsiz ya da yorgun olduğum bir an, onun gülen yüzünü görmek bile bana mutluluk veriyordu.

Yine beni deliler gibi kıskanıyordu ama bunlar açıkçası hoşuma gidiyordu. Bazen yakası açık bir gömlek ya da dar bir pantolon giydiğimde, oflayıp pufluyor nasıl başarıyorsa o evden onun istediği şekilde giyerek çıkıyordum. Beni güldürüyor ve mutlu ediyordu.

Rüya gibiydi. Hep istediğim ama umudumun çok az  olduğu bir sevgiyi yaşıyorduk ve biz gerçekten çok mutluyduk.

Veteriner kliniğini arkadaşı ile açmıştı. Çok yoruluyordu ama sevdiği işi yaptığı içinde pişman değildi. Seneye de okuluna devam etme kararı almıştı. Diyorum ya, her şey yolundaydı, hiçbir neden yoktu mutsuz olmamız için, belki sadece azalan cinsel birlikteliğimiz için Taehyung surat asıyordu ama onun haricinde her şey yolundaydı.

-

Hafta sonu gelmiş, bilgisayarımı alarak bu sefer çalışma odasına değil de, yatak odamıza girdim. Sanki bu evde yıllardır yaşıyor gibi rahat ve mutluydum.

Üzerimde büyük, gri sweatshirt, altımda beyaz iç çamaşırımdan başka bir şey yoktu. Evde böyle olmayı seviyordum. Bıraksalar dışarıda da böyle dolandırdım ama şu anlık, Taehyung'un delirmesine müsaade etmek istemiyordum.

Yatağın baş tarafına ayaklarımı uzattım, yüzüstü uzanarak, laptopumu açarak önüme aldım. Bacaklarımı sallandırıyor, arada bir ayaklarımı yatak başlığına vuruyor ve gözümdeki gözlükler ile oynayıp duruyordum.

Hiç sevmediğim ama bir şeyler okurken devamlı ağzıma koyduğum, kalemimin ucunu ısırırken, etrafımda dolanan Taehyung ile dikkatim dağıldı. Onun kızarmış yüzüne baktım.

Aceleci tavrı gözümden kaçmadı. İçeriden bir şeylerin yanık kokusu geliyordu ve son zamanlarda sıklıkla deneyip ama yine  beceremediği bir yemeği yaktığını hemen anladım.

I'm Lost - TaekookWhere stories live. Discover now