2

31.3K 3.1K 3.2K
                                    





-

Akşam yemeğinde herkes sessiz, sakindi. Gelen kişilerin getirdiği hediyeler, paketler bir köşeye bırakılmış ve hiç açılmamıştı. Yarın onlar gelince büyük ihtimal geri verilecekti.

Herkes bana sinirliydi. Ortam fazla gergindi. Bu benim hayatımdı biriyle evlenmeye, ya da evlenmemeye karar verme hakkım yok muydu yani?

Abilerimden en büyüğü söze girdi. "Baba bu işin bozulmasını istediğine emin misin? Onlar uzun yıllardır iş yaptığımız bir aile. Bizden çok daha iyi durumları var. Ayrıca geçen ay onlardan borç almamış mıydın sen? Resmen iş yapamaz olacağız. Sırf şu oğlun içi-.."

"Kes sesini Jion, kardeşin evlenmek istemiyor ise zorla onu oraya yollayamam. İş yapacak başka kişileri bulurum. Borcumu da en yakın zaman da ona öderim."

"Nasıl ödeyeceksin baba? " Şimdi konuşan ise iki numaralı abim, Hansu idi. ''Jungkook çocuk gibi davranıyor. Eninde sonunda evlenmeyecek mi zaten. On-yedi yaşında olabilir ama ben de eşimi on altı yaşında aldım. Sonuçta omega ve evlenmek zorunda. Kızgınlığa girince kapı kapı dolaşıp ona alfa mı bulacağız. Hem hem burada bir yardımı yok bize hiç değilse öyle hali vakti yerinde bir aile gidip bizim de işlerimizi yoluna koyabilir. Adam bize daha çok yün verecek ve eski ücretinden daha aza satacaktı. Hepimiz bununla geçiniyoruz. Neden bunları düşünmüyorsun?"

Babam oflayarak ayağa kalkmış ve montunu giyerek dışarı atmıştı kendini. Önümde ki yemekten tek kaşık bile almamıştım. Abilerimin öfkeli bakışları altında yemek yemek çok zordu.Babamı ise zor duruma soktuğumu anlıyordum. Evlenmek istemiyordum ama aileme yük olmak ise hiç istemiyordum.

O sırada cılız bir ses duydum. Babamın gitmesinden cesaret alarak konuşan büyük abimin eşiydi.

"Jungkook ben evleneceğin alfayı, yani Taehyung'u tanırım. Ufakken ailem onların ailesi ile çalışırdı. Oradan tanıyorum. İyi biridir, sessiz sakin. Alfadır ama alfa olduğunu belli eden tek bir şey bile yapmaz. Fazla sessiz, hasta bir alfadır, ailesi böyle derdi. Devamlı ilaç içtiğini biliyorum. Başka da bir şey bilmiyorum. Yaşı da Yirmi-iki falandır. Aslında iyi anlaşırsınız gibime geliyor. "

"Anla işte, seni alfaya eş değil, bakıcı istiyorlar. Seninle yatmaz bile. İki çift laf eder konuşur, sıcak odanda karnını doyurur okuluna gidersin. O adamın çocuğu bile olmaz, sana dokunmaz. Rahat rahat yaşarsın. "bunları söyleyen ise en küçük abim Jan 'idi.

Gözlerim doldu. Hem anlattıkları şeylere, hem de bana uygun gördükleri hayata karşı, gözlerim doldu taştı.

Anneme baktım. Bana bakmıyordu. Başını eğmiş, buz gibi olmuş çorbasına bakıyordu. Çaresiz kaldım. Sanki bunca insanı evlenmeyi istemeyerek aç bırakacak tek kişi bendim. Hiçbir şey söylemeden kalkıp odama girdim. Yorganın altına girerek sesli sesli ağlamaya başladım.

Tabii ki zamanı gelince biriyle evlenmek istiyordum fakat bu böyle değildi. Böyle istemiyordum. Evleneceğim kişinin hasta olması, zekasının az olması ya da her neyse hiçbiri umurumda değildi. Ben seveceğim, aşık olacağım biriyle olmak istiyordum. Üzüldüğüm şey ailemin bana bunu zorunlu kılmasıydı.

Bir süre daha ağladım. Düşündüm. Annemi, babamı istemesem de kardeşlerimi.. Yaptığı işi, babamın aldığı borcu.. Abimin eşinin söylediği şeyleri..

Aklımda oluşan düşünceler ile planım hazırdı. Gidecektim. O eve gidecek, bana uygun görülen alfa ile olacaktım. Eğer anlattıkları gibiyse zaten bana dokunmazdı. Onunla ilgilenirdim ve sonra üniversiteyi kazanınca da yolumu ona göre çizerdim. Benimle gelmese bile, sorun yoktu. Ona geri döneceğimi söyler ve giderdim. Eğer mühürlenmezsek ki, anlattıklarına göre öyle şeyleri düşünen biri  de değildi o zaman işim daha da kolay olurdu. Hayallerime gideceksem bu yolu seçebilirdim. Onu tanımaya çalışırdım. Belki de onu severdim, bilmiyorum. Üniversite için bir yılım vardı ve bu bir yılda eğer yapabilirsem ona hayallerimi anlatır bana eşlik etmesi için yalvarırdım. Belki de beni anlardı. Bana yardım ederdi..

I'm Lost - TaekookWhere stories live. Discover now