I'm Lost - Taekook

29

-

Taehyung

"Sevgilim, ahh alfamm, lütfen içime gel. Lütfen."

Tek nefes kalan altımda ki beden ile, gözlerim terden ıslanan saçları üzerinde dolandı. Gözlerinin içine bakarak, kendimi içine sertçe itip, onun arkaya doğru zevkten kayan gözlerini izliyordum. Onun her halini izlemek bile bana keyif verirken, şimdi şu an altımda bu şekilde titreyip, kırmızı yanakları ile bana bakarken, aklımı kaybedecek gibi hissediyordum.

Avuçlarımı yatağa doğru bastırdım ve yukarıdan onu izledim. Doyamıyordum, ben omegamı izlemeye, sevmeye asla doyamıyordum. Zevkin tavan yaptığı şu an da bile gözlerimi kapatmamak için savaş veriyor onun her saniyesini gözlemlemek istiyordum.

Benimdi.

Benim omegamdı.

Bir elimi yanağına çıkararak, zevkten ağladığı için ıslak olan yanağını yavaşça okşadım. Sanki bugün, her günden biraz daha farklıydı. Birbirimize derin derin bakıyor, bu zevkin hiç bitmesini istemiyorduk.

"Daha hızlı." diyerek inledi ve anında istediğini yerine getirmek için, rahatça girip çıktığım deliğini daha da hırsla ezmeye başladım.

İçinde olmak kadar iyi hissettiren hiçbir şey yoktu. Hiçbir şey onun içinin sıcaklığını bana sağlayamazdı. Hiçbir şey onun bana sıkıca tutunan ellerinin verdiği hissi de veremezdi.

Sona yaklaştığım için daha da çok hızlandım, her hızlanışımda kalçalarının dalga dalga sallanışı bile izlenmeye değer bir görüntüydü. Onun titreyen bacaları ile geleceğini anlayıp yavaşladım. Bu anlarda Jungkook'un rahat gelmesi için kendimi tutabildiğim kadar çok tutardım.

Yüksek sesle ve o güzel sesi ile inleyerek kendisini, titreyerek bırakır bırakmaz, içinden yavaşça çıktım. Bacaklarımı iki yana açarak göğsünün üzerine oturdum. Onun yüzüne, ağzına, mühür yerine boşalmayı seviyordum. Aslında onun vücudunun her yerine boşalmayı seviyordum.

Çünkü içimdeki kurdum ancak böyle rahat ediyordu. Ancak böyle yaptığımda üzerine feromonum daha da çok siniyor ve ben böyle daha da çok mutlu oluyordum.

Ağzını açarak, beni bekleyen omegama karşı dayanma gücüm hiç yoktu. Ağzına gelmemi sevmiyordu ama ben sevdiğim için yapmayacağı hiçbir şey yoktu. Kendimi inleyerek dudaklarına doğru bıraktım ve elimle penisimin derisini kaydırarak sonuna kadar boşalmak için bekledim.

Jungkook gözlerini bana çıkardı ve ağzının içine giren sıvımı seslice yutkundu. Öyle göz alıcı duruyordu ki, tekrar sertleşmem an meselesiydi.

İlişki sırasında her ne kadar içime gel dese de gerçek düşüncesi bu değildi biliyorum. Çünkü okulu vardı ve onu bitirene kadar çocuk yapmama kararımız vardı.

Kendimi yanına bıraktım ve kolumu göğsüne doğu bıraktım. İkimiz de nefes nefes nefeseydik.

"Biliyorsun..? " dedi fısıldayarak.

"Neyi sevgilim? " diye sorarken aklımda hiçbir şey yoktu. Bom boştu, sadece dakikalar önce yaşadığım zirvenin sarhoşluğu vardı üzerimde.

"Namjoon ve Jin? " dedi sessizce.

Gülümseyerek ona baktım. "Evet.. Belki ilk günler anlamadım ama üçüncü gün anladım. Benden gizli yapmana kızmadım bu arada. Sakın kendini üzme bu konuda."