12

33.2K 2.8K 2.5K
                                    

-

Sabah herkesten önce uyanıp dünden kalma ılık su ile duş aldım. Gülüp duruyordum. İçime sığmaz bir sevgi vardı. Yıkanıp odama girdim ve soğuk bedenim ile Taehyung'un sıcacık kucağına çıkıp kıvrılıp orada yattım.

Islak saçlarımdan rahatsız olmuş olacak ki uyanmış kollarını bedenime sararak saçlarımı koklamıştı. Başımı kaldırıp yüzüne baktım.Bitkin ve yorgun bir hali vardı. Eğilip dudaklarını öptüm ve geri çekilip ona baktım.

Öyle güzel gülmüştü ki aklımı başımdan almaya niyeti vardı. "Çok yorgunum. Yataktan çıkmayacağım bugün. Sen de yanımdan ayrılma."

"Ama olmaz hayvanların aç kalır. Sen dinlen ben onları yediririm."

Üzerinden kalkmak için hareket etmişim ki kolları ile beni  sıkıca sararak bana sarıldı. "Jungkook dün seni zorlamadan değil mi? Canını yakan bir durum olmadı? "

"Olmadı tabii hepsini isteyerek yaptım."

Utanmadan öylece konuşmam onun her zaman hoşuna gidiyordu. Başlarda utanırım diye düşünüyordum ama sabah kalktığım da üzerimde utanç duygusu değil, eşimin sevgisini daha da çok hisseden bir kalbim vardı. İkimiz de gülüşüp durduk. Keyfimiz gayet yerindeydi, onun da kızışması devam ediyordu ama dünkü kadar baskın değildi.

"Kararlısın yani hayvanları beslemeye?

" Evett."

"Peki madem Eunwoo'ya söyle sana yardım etsin."

Eğilip yanağını öptüm ve dışarı çıktım. Saat erkendi ve hayvanları erken vakitte yedirmek gerekirdi. Eunwoo'yu uyandırmak istemediğim için tek başıma ahıra indim. Az çok kim ne yer biliyordum.

İnekler ayrı yerde, koyunlar ayrı yerdeydi ve iki tane de at vardı.

Öncelikle hepsinin yerini güzelce temizledim. Sonra sularını, yemeklerini verdim ve bir süre onlarla ilgilendim. Tabii birkaç kez düşüp bir yerlerimi vurdum ama sorun etmedim.

Üç saat sonra ahırdan çıktığımda, karnımdan gurul gurul sesler geliyordu. Eve çıktım ve üzerimi banyoda çıkarıp tekrar bedenimi yıkadım. Bu sefer soğuk su ile yıkadım çünkü suyu ısıtmaya vaktim de yoktu.

Ahıra inmeden, banyoda kendim için bıraktığım temiz kıyafetleri üzerime geçirdikten sonra banyodan çıkıp, odamın kapısını sessizce açtım. İlk gördüğüm şey yaşlı kadın oğlunun başında oturmuş, saçlarını okşuyordu.

Gülümseyerek bana döndü. "Jungkook günaydın."

"Günaydın." dedim. Taehyung derin bir uykuda gibiydi. "Bir şey mi oldu?" diye sordum. Yaşlı kadın ise, "Yok hayır, senin erkenden ahıra indiğini görünce, oğlumu görmek istedim. Dün gece kızışma yaşadığı için bedeni yorgun düşmüş olmalı. Mühürler seni sanıyordum. Fakat Taehyung beni yine şaşırttı. Sana gerçekten değer veriyor. Acele etmek istemiyor."

Yanaklarım kızardı ve bir cevap vermeden köşeye geçip oturdum. Yaşlı kadın bir süre daha durmuş ve, " Ben kahvaltıyı hazırlayayım. Taehyung ile birlikte, gelirsiniz. " dedikten sonra da çıkıp gitmişti.

Taehyung'un yanına girerek ben de biraz uyumak için gözlerimi yumdum. Bir süre sonra uyandığımda Taehyung gözleri açık tavana bakıyordu.

Çok uyumuş olamazdım çünkü saçlarım bile daha kurumamıştı. Yerimde kıpırdanıp Taehyung'a baktım. Boş bakışlarını bana çevirip öylece yüzüme baktı. " Kahvaltıya inelim." dedim gülerek.

Hiçbir tepki vermedi. Yerinden kalkıp üzerini giydi ve beni beklemeden aşağıya indi. Bana böyle davrandığı zaman kendimi çok kötü hissediyordum. Annesi sabah ona ilaç vermiş olmalıydı. Yoksa bana böyle davranmazdı.

I'm Lost - TaekookWhere stories live. Discover now