1.7

470K 16.2K 3K
                                    


Yazar notu: Selam!

Kendime not; bu bölümü 19 Temmuz 2020 tarihinde, saat 16.25'te paylaştım. Sizler de okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazabilirsiniz.

Bu arada artık Wattpad ile birlikte Youtube hesabımdan da sizlerle buluşacağımın haberini vermek istiyorum. Hatta birkaç saat önce ilk videomu paylaştım bile! İzlemek isteyenler için videoyu bırakıyorum;



Hepinize iyi okumalar + iyi seyirler!


*


BÖLÜM 17


Çat. Çat. Çat...

Elimdeki tepsi birden elimden kayıp üzerindeki bardaklar teker teker yeri boylayıp kırıldığında çıkan sesler kulaklarımı doldurdu.

"Kahretsin!" dedim ve ardından art arda küfürler sıraladım.

Barın hemen önünde düşürdüğüm için Sarp da şahit olmuştu tabii ve yorumda bulunmaktan geri durmadı. "Aferin, güzelim."

Ambar'da çalışmaya başlamamın üzerinden bir haftadan fazla zaman geçmişti, bu sürede okulla işi birlikte yürütmeye, gece geç saatlere kadar ayakta durup sabah erken kalkmaya, uykusuzluğa, yorgunluğa ve kısacası işe alışmıştım.

Yeni patronuma ve iş arkadaşlarıma da öyle.

Enes'le olduğu gibi Giray'la da hemen birbirimize ısınmış ve kaynaşmıştık, tanışmamızdan bu yana geride bıraktığımız kısa zamanda, sanki uzun zamandır arkadaşmış gibi bir samimiyet kurmuştuk. Kubi bana karşı mesafeliydi ama aramızda Sarp'la olduğu gibi bir soğukluk yoktu, zaten o mesafe de Kubi'nin herkesle arasına koyduğu bir şeydi, bana özel değildi yani. Cihan Abi de adı üzerinde bir 'abi' gibi olmakla beraber bu zamana kadarki patronlarım arasında açık ara farkla en adaletli ve iyi olanıydı.

Sarp'la aramızdaki buzlar hâlâ erimemişti, eriyecek gibi de görünmüyordu.

İlk tanıştığımız andan beri birbirimize savaş ilan etmiştik, birbirimizi laflarla yenmeye çalıştığımız bir savaştı bu ve ikimizden biri yenilgiyi kabul edinceye kadar bitmeyecekti.

Başımı yerden kaldırıp barın arka tarafında siparişleri hazırlamakta olan Sarp'a baktım ve gözlerimi kıstım. "Laf etmesen ölürdün, değil mi?"

"Ölürdüm," diye onayladı. "Süpürge ve paspas arka tarafta, güzelim. Bir koşu git al ve temizle şuraları." Ses tonu emrediciydi.

"Emredersiniz Hünkârım. Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?" dedim iğneleyici bir ses tonuyla.

"Aslını istersen var; hayatımıza girdiğin gibi çıkman." Benim aksime o dalga geçmiyordu. "Tasını tarağını toplayıp geldiğin yere geri dönmen mümkün mü?"

Aynı tonda, "Korkarım ki bunu yapmam mümkün değil Hünkârım," diye karşılık verdim. "Beni sık sık görmeye alışsanız iyi olur."

"Yukarıdaki beni seninle mi sınıyor acaba?" Benimle değil de kendi kendine konuşur gibiydi.

"Seni bilemem ama beni seninle sınadığı kesin."

Giray sohbete dahil oldu. "Şu güzelim kızdan ne istiyorsun yahu? Sana ne zararı var?"

TENİMDEKİ İMZA (İMZA SERİSİ #1)Where stories live. Discover now