0.6

558K 20.4K 3.8K
                                    




Yazar notu: Selam!

Kendime not; bu bölümü 12 Haziran 2020 tarihinde, saat 18.45'te paylaştım. Sizler de okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazabilirsiniz.

Hepinize iyi okumalar.


*


BÖLÜM 6


Patatesleri dilimlerken, "Kahvaltı mı hazırlıyorsun?" dedi bir erkek sesi arkamdan.

"Aynen," dedim omzumun üzerinden Enes'e bakarak. Mutfağın girişinde durmuş beni izliyordu. "Patatesli omlet yapıyorum, sever misin?"

"Bayılırım," diye yanıtladı. "Babamın patatesli omleti efsanedir, parmaklarını bırak elini hatta kolunu yersin. Ben de iyi yaparım ama onun kadar değil," dedi ve ekledi: "Daha onunkinden iyisini yemedim, yiyeceğimi de sanmıyorum."

"Birazdan yiyeceksin," dedim kendimden emin bir sesle.

"İddialıyım diyorsun yani?"

"İddialıyım tabii," dedim ve ellerimle yanıma gel dercesine bir hareket yaptım. "Orada kazık gibi dikilme de gel, bana yardım et."

Gülümsedi. "Dileğiniz benim için emirdir Leydim," dedi ve yanıma geldi. "Bana hangi zorlu görevi vereceksiniz?"

"Şu yumurtaları kâsenin içine kır," diye yönlendirdim. "Sonra da baharat, süt ve tuz ekleyip çırp."

"Hay hay."

Omleti hazırlamak on dakikamızı aldı ve sıra tatma kısmına geldi. Enes tabak ve bardakları masaya yerleştirdikten sonra masaya oturdu, ben de omleti tabaklara servis edip tavayı ortaya bırakarak oturdum.

"Deneyelim bakalım nasılmış," diyerek omletten çatalıyla bir parça aldı. Lokmasını çiğnerken gözleri açıldı ve kaşları alnına yükseldi.

"Nasıl buldun?" diye sordum.

"Bu..." Devamını getiremedi.

"Eee?"

"Efsanenin de efsanesi!" diye duyurdu. Sonra birden sandalyesinden kalkıp benimkinin yanında tek dizinin üzerine çöktü ve bir elimi, ellerinin arasına aldı. "Benimle evlenir misin Alya?"

"Bu da nereden çıktı?" dedim gülerek.

"Babam hem güzel hem de güzel yemek yapan bir kız bulursan kaçırma, hemen nikâhı bas, der hep," diye açıkladı. "Evlen benimle," diye yineledi teklifini.

"Üzgünüm ama bu kızı kaçıracaksın," dedim kendimi kastederek.

Elini göğsünün sol tarafına koydu. "Kalbimi kırıyorsun ama..." dedi küçük bir çocuk gibi dudaklarını büzerek.

"Kırıla kırıla kırmayı öğrenirsin, fena mı?" dedim ve ekledim: "Kalk hadi, omletini soğutma."

"Ne sikim dönüyor burada?"

Mutfağın girişinden gelen erkek sesiyle birlikte ikimiz de başımızı sesin geldiği tarafa çevirdik. Konuşmaya dalmış Sarp'ın mutfağa girdiğini fark etmemiştik bile.

"Hiiiç," dedi Enes uzatarak. "Alya'ya evlenme teklifi ediyordum," dedi ve bir eliyle masadan destek alarak ayağa kalktı.

"Ne?"

"Yok bir şey," diye geçiştirdi Enes, sandalyesine otururken. Ardından boş sandalyeyi işaret ederek, "Kendine bir tabak ve çatal al da geç otur, birlikte yiyelim," diye davet etti.

Sarp arkadaşını dinleyerek kendine tabak ve çatal aldıktan sonra karşımdaki boş sandalyeye oturdu ve omleti kendine servis etti.

"Hayırdır, bugün erkencisin?" dedi Enes, bir yandan omletini çatallarken bir yandan da konuşuyordu. "Normalde öğleden önce kalkmazsın."

Bana bakarak, "Neden acaba?" dedi imalı imalı. "Sadece evdeki huzurumu değil, uykularımı da kaçırmaya niyetlisin anlaşılan."

"Neden bahsediyorsun?"

"Bağırışlarına uyandım. Yoksa çığlıklarına mı demeliyim?" dedi açıklayıcı bir ses tonuyla.

Kâbus görmek benim için alışılmış bir durumdu, yıllardır belirsiz aralıklarla kâbuslarla uyanıyordum uykularımdan, ne zaman ve nerede olacağı belli olmuyordu. Birkaç defa başkalarının yanında olmuştu ve onlar da uykumda bağırdığımı hatta çığlık attığımı söylemişlerdi.

Enes, "Kâbus mu gördün?" diye sorduğunda başımı evet dercesine salladım. "Ben hiçbir şey duymadım."

Sarp gözlerini devirdi. "Senin odan koridorun başında, bizimkiler ise sonunda ve yan yana olduğu için olabilir mi acaba?" dedi iğneleyici bir ses tonuyla. "Hem zaten sen bomba patlasa yine uyanmazsın." Enes ona hak verircesine başını salladığında bakışlarını arkadaşından bana çevirdi. "Sık sık kâbus görür müsün?"

Ona, bu evde kalmamı istememesi için "kız" olmam dışında bir neden, eline Enes'e karşı kullanabileceği bir koz daha vermek istemiyordum, bu nedenle yalan söyledim. "Sık olan bir şey değil. Yeni ev, yeni oda falan... Yadırgadım herhalde."

Sarp yalan söylediğimden şüphelenmiş gibi gözlerini kıstı, tam bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki Enes ondan önce davrandı. "Olur öyle," dedi, Sarp'ın aksine şüphe duymamış gibiydi.

Sarp da her ne söyleyecekse söylememeyi tercih edip omletinden bir lokma aldığında Enes gibi kaşları yukarı kalktı ve gözleri büyüdü. "Ne koydun lan buna?" dedi hemen ikinci lokmasını alırken. "Babanınkinden bile iyi olmuş. Bunu sabah akşam bıkmadan yerim şerefsizim. Harbiden eline sağlık," diye takdir etti arkadaşını.

"Takdiri hak eden ben değilim, kardeşim. Çünkü ben yapmadım, Alya yaptı," diye açıkladığında Sarp ağzındaki lokmayı çiğnemeyi bıraktı. Lokmayı midesine indirmekle tabağa geri çıkarmak arasında kalmış gibi bir hali vardı.

Sonunda birinci seçeneği seçti. "İyi bari bir işe yaramış," dedi, beni kastediyordu.

Elim çatalı daha sıkı tutarken gözlerim kısıldı. "Merak ediyorum da bu piçlik doğuştan mı geliyor, yoksa sonradan mı öğrendin?"

"Bu senin bana hakaretler ettiğin benim de sikime takmadığım kısım mı?" dedi umursamaz bir ses tonuyla.

"Hayır. Bu senin çenemi yorduğuma değmeyeceğini anlayıp sustuğum kısım," diye düzelttim.

"İsabet olur," dedi, o da gözlerini kısarak.

Enes, "Hey, hey! Beyler bayanlar ne bu şiddet, bu celal? Hem ne demiş atalarımız; savaşmayın sevişin!" diyerek ortamı yumuşatmaya çalıştı.

Ama ters etki yaptı.

"Beni bilirsin, kardeşim. Ben sevişmem, düzüşürüm. Arada fark var," diye düzeltmede bulundu. "Ayrı mesele, bu kızla düzüşmeye niyetim yok," dedi beni kastederek.

"Bu kızın," dedim kendimi işaret ederek, "seninle düzüşmeye hiç niyeti yok."

Enes araya girerek, "Sarp, Alya," diye uyardı ikimizi.

Ama uyarısını dikkate almadık.

"Ben Sarp Kunter'im. İstediğimde alamayacağım bir kız yok benim," dedi meydan okurcasına. "Ama istemiyorum," diye ekledi.

Kendimi bildim bileli erkekler tarafından beğenilen, istenilen bir kız olduğum için Sarp'ın beni istememesi garibime gitmedi dersem yalan söylemiş olurdum. Beni beğenmediği anlamına mı geliyordu bu? Beğenip beğenmemesi umurumda değildi, sadece tuhafıma gitmişti.

"Ne o yüksek standartlarına uymuyor muyum?" dedim iğneleyici bir ses tonuyla. "Dün sabahki kızda olup ben de olmayan şey ne? Silikonlu memeler mi?"


*


Not 2: Tenimdeki İmza dışında hangi kitaplarımı okudunuz, okuyorsunuz?

Ahali 1-2?

Ruhumdaki İmza?

Bende Son Durum: Servis Bekliyorum, Gözlerim Kapalı?

Not 3: Wattpad hesabımı ya da Instagram hesabımı @dem.irem takip ediyor musunuz?

TENİMDEKİ İMZA (İMZA SERİSİ #1)Where stories live. Discover now