1.1

514K 16K 1.9K
                                    


Yazar notu: Selam!

Kendime not; bu bölümü 27 Haziran 2020 tarihinde, saat 22.00'da paylaştım. Sizler de okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazabilirsiniz.

Hepinize iyi okumalar.


*


BÖLÜM 11


Miray kafasını okuduğu kitaptan kaldırıp bana baktı. "Senin burada ne işin var? Bugün iş görüşmesine gitmeyecek miydin?" diye sordu, beni burada gördüğüne şaşırmış gibiydi.

"Benden kurtulmayı bu kadar çok istediğini bilmiyordum," dedim alınmış numarası yaparak.

"Hiç olur mu öyle şey? Sadece unutmadığından emin olmak istemiştim. Öyle düşünmene neden olduysam özür dilerim."

"Şaka yapıyorum be kızım," dedim gülerek. "Sen de hemen ciddiye alıyorsun. Otobüsü evde beklemek yerine sizinle birlikte bekleyeyim dedim."

"Kaçta gideceksin?" diye sordu Cenk, gözlerini bilgisayarın ekranından bir an olsun ayırmadan, robotik bir sesle konuşmuştu.

"Buçuktaki otobüse bineceğim, yani daha yarım saatim var," dedim kol saatimi kontrol ederek.

"Durağın yerini biliyorsun değil mi?" diye sordu Miray.

Gözlerimi devirdim. "İkiniz annem ve babam gibisiniz," diye homurdandım. "Evet, biliyorum. Bin kere falan gösterdiniz."

"Teklifim hâlâ geçerli, biliyorsun değil mi?" derken Cenk klavyenin tuşlarına basıyordu- düzeltiyorum klavyenin tuşlarını dövüyordu.

"Biliyorum Cengo. Ama benimle gelmene gerek yok, gerçekten. Sen keyfine bak. Ablan bu işi halleder."

"Sen öyle diyorsan..." Söylediklerim aklına yatmamış gibiydi ama itiraz etmedi. Muhtemelen söyleyeceği hiçbir şeyin fikrimi değiştirmeyeceğini bildiği için boşu boşuna çenesini yormak istememişti.

Kolumu Cenk'in omzuna atıp boştaki elimle saçlarını karıştırdım. "Sen ne oynuyorsun bakalım?"

"Hey, dikkatimi dağıtma!" diye azarladı beni ve kendini benden uzaklaştırdı. "Şu anda çok önemli bir yerdeyim ve hata yapma lüksüm yok!" İşaret parmağıyla aşağıya kaymış gözlüğünü yukarıya doğru itti.

"Sakin ol şampiyon," dedim, teslim oluyorum gibisinden ellerimi havaya kaldırarak.

"Aaa, hazır aklıma gelmişken... Bu sabah Mert yine yanıma geldi ve seninle ilgili bazı sorular sordu," dedi Miray. Mert aynı sınıfta olduğum çocuklardan biriydi ve benimle ilgileniyordu. Peki, ben ilgileniyor muydum? Hayır. Çirkin bir çocuk falan olduğundan değil, tam tersine sınıftaki, hatta okuldaki en yakışıklı çocuklardan biriydi. Miray'ın söylediğine göre zengindi. Ama benim ilgimi çekmemişti.

"Nasıl sorular?"

"Ne tür filmler izlersin, hangi yemeklerden hoşlanırsın, neleri romantik bulursun... Bu tarz şeyler işte."

"Cevap verdin mi?"

Miray bana bakarken yüzünde mahcup bir ifade vardı. "Bildiğim kadarıyla..." Gözlerimi kısıldı. "Ama ne yapayım! Çok ısrarcıydı!"

Sıkıntıyla nefesimi dışarı verdim. "Bu çocuk hiç vazgeçmeyecek mi yahu? Onunla ilgilenmiyorum. Bunun kafasına dank etmesi için onu daha kaç kere reddetmem gerekiyor?"

TENİMDEKİ İMZA (İMZA SERİSİ #1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin