1.5

445K 15.6K 2.4K
                                    


BÖLÜM 15


Mutfakta ikimiz kaldığımızda Enes bana döndü. "Film izleyelim mi?" diye sordu.

Yapacak başka bir şeyim olmadığı için, "Olur," dedim omuz silkerek.

"Gel hadi," dedi ve mutfağın kapısına yöneldi. Ben de arkasından gittim ve birlikte salona geçtik.

Enes televizyonun altındaki sehpanın çekmecesini açtı ve oradaki DVD'leri gözler önüne serdi. "Bugün boktan bir gün geçirdiğin için hangi türde izleyeceğimize sen karar ver. Aksiyon mu? Dram mı? Romantik mi?" Romantik kelimesini söylerken yüzünü buruşturmuştu.

Hiç düşünmeden, "Aksiyon," diye yanıtladım.

"Oh be," dedi rahatlamış gibi bir nefes alarak. "Neyse ki romantik seçmedin."

"Niye ki? Romantik film sevmez misin?" diye sordum.

Yüzünü buruşturdu. "Hayır," diye cevapladı.

"E, o zaman evinde neden romantik filmler var?"

Bana bir bakış attı. 'Aptal mısın? Yoksa aptal taklidi mi yapıyorsun?' diyordu gözleri. "Tahmin et bakayım, sence neden olabilir?" dedi manalı manalı.

Birden dank etti. "Eve kız attığın zamanlar için mi?"

Uzanıp köpek sever gibi başımın üstünü okşarken, "Aferin sana Alyacık, zehir gibisin," dedi takdir edercesine.

Gözlerimi devirdim. "Sen de şu 'bana gel, film izleriz'cilerden misin yoksa Enesçik?"

Sırıttı. "Evet," diye itiraf etti.

"O replik hâlâ işe yarıyor mu yahu? Hadi lise çağlarında falan tamamdı da... Hâlâ?"

"Evet, hâlâ," diye tekrarladı. "Üniversiteden kızları eve çağırmak için o repliği kullanıyorum ve geliyorlar." Sırıtışı yüzüne iyice yayılırken dişleri daha da ortaya çıktı.

"Bu arada, kız çağırmak dedin de aklıma geldi. Ben evde kaldığımdan beri eve hiç kız getirmedin. Sarp da öyle... Gerçi öyle uzun bir zaman olmadı ama sizin seks hayatınızın aktifliğini bilmediğim için sorayım dedim. Benim yüzümden mi? Benden mi çekiniyorsunuz?"

"Seninle alakası yok," diye yanıtladı ve devam etti. "Dürüst olmam gerekirse kızların peşimde koştuğu söylenemez. Anlayacağın öyle aman aman bir seks hayatım yok maalesef. Sarp'a gelince... Onun aktiftir. Ama illa eve getirmez o kızları, onlara gittiği de olur. Geçtiğimiz haftalarda gitti mi bilmiyorum. Gitmedi galiba... Getirmemesi senden çekindiğinden değildir. Bazen olur ona öyle. Bir veya iki hafta inzivaya çekilir. Çıkınca da kış uykusundan uyanmış ayıya döner. Emin ol, uyanmamasını tercih edersin. Hele yan yana odalarda olduğunuz düşünülürse..." Cümlenin ucunu açık bıraktı.

"O ne demek?"

"Bu evin duvarları yeterince kalın değil demek," diye açıkladı. "Uykun ağır mıdır?"

"Hayır," diye yanıtladım ve hemen ardından ekledim. "Hem de hiç..."

Acıyan gözlerle baktı bana. "Olmasını dileyeceksin," dedi halime üzülür gibi. "Neyse ki ben ölü gibi uyuyorum da hiçbir halta uyanmıyorum. Aksi takdirde Sarp'ın partnerlerinin sesleri beni bile uyandırırdı."

Yüzüm tiksintiyle buruştu. "Anlaşılan kendime kulak tıkacı almam gerekecek."

"Akıllıca, bence de öyle yap," dedi sırıtarak. "Neyse, Sarp'ı ve partnerlerini boş verelim. Ne izliyoruz?" Eliyle DVD'leri gösterdi. "Seç, beğen, al Alyacık."

TENİMDEKİ İMZA (İMZA SERİSİ #1)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora