0.7

599K 20.9K 4.4K
                                    


Yazar notu: Selam!

Kendime not; bu bölümü 13 Haziran 2020 tarihinde, saat 16.15'te paylaştım. Sizler de okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazabilirsiniz.

Hepinize iyi okumalar.


*


BÖLÜM 7


"O kızı da istemedim. Ben hiçbir kızı istemem. Kızlar beni ister, ben de keyfime göre onlara istediklerini veririm.''

''Ah, ne kadar da iyilik seversin,'' dedim iğneleyerek.

Beni duymazdan gelerek devam etti. ''Silikonlu, silikonsuz, güzel, çirkin... Benim için hepiniz aynısınız. Bazılarınızın ambalajı daha iyi ama hepinizin içi aynı... Hatta genelde ambalaj ne kadar iyiyse, içi o kadar kötüdür."

"Ben Alya Esendemir'im, diğer kızlara benzemem."

"Eminim öyledir güzelim."

"Ben senin 'güzelin' değilim. Bana öyle seslenme."

"Nasıl istersen güzelim," dedi kelimenin hatta kelimenin her bir hecesinin üstüne basa basa.

Dirseklerimi masaya, çenemi de avuçlarıma yaslayıp tek kaşımı kaldırarak, "Oyunu böyle oynamak mı istiyorsun? Nasıl istersen Kunter," dediğimde dişlerini sıktı ve çenesini sağa sola hareket ettirerek birbirine sürttü.

Gözlerini kapatıp burnundan yavaşça bir nefes aldı, bir süre tutup hızlıca verdikten sonra göz kapaklarını araladı. "Bana adım haricinde bir şeyle hitap edilmesinden hoşlanmam, güzelim."

"Duygularımız karşılıklı, Kunter," dedim kelimeyi vurgulayarak.

Yine dişlerini birbirine sürttü, masanın üzerinde duran elini sıkıp gevşetti. Sonra da aynı eliyle önündeki tabağı iteleyerek, "Ben doydum," diye duyurdu. Ayağa kalktığında, "Sana afiyet olsun," dedi Enes'e bakarak, beni görmezden geldi ve mutfağın çıkışına yöneldi.

Sarp mutfaktan çıktıktan kısa bir süre sonra salondan gelen televizyon sesi duyuldu, o televizyon izledi, biz de Enes'le muhabbet ettik. Konu konuyu açtı ve iş muhabbetine geldi.

"Bugün okuldan sonra iş aramaya başlarım." Kaybedecek vakit yoktu; ne kadar çabuk iş bulursam o kadar iyiydi çünkü o kadar çabuk para kazanmaya başlardım. Buraya gelmeden önce de hem okuyup hem çalışıyordum, burada da aynı şekilde devam edecektim.

"Daha önce hangi işlerde çalıştın?" diye sordu, meraklı bir tonda.

"İlk işim tezgâhtarlıktı, sonra garsonluk ve barmenlik yaptım. Bir ara, kısa bir süreliğine dövmecide de çalışmıştım."

"Ne kadar çok işte çalışmışsın böyle," dedi, yüzünde takdir eden bir ifadeyle.

"Alt tarafı dört işte çalıştım, neresi çok?"

"Senin yaşında biri için çok. Kaç yaşındasın? Yirmi bir? İki?" diye tahminde bulundu.

"Yirmi bir," diye yanıtladım. "On sekizimden beri çalışıyorum."

"İş hayatına erken atılmışsın," diye yorumda bulundu.

"Başka şansım yoktu ki... Para kazanmak zorundaydım ve hâlâ zorundayım," dedim ve o anda aklıma bir şey geldi. "Para demişken, kirayı ne zaman ödemem gerekiyor? İstersen hemen ödeyebilirim."

TENİMDEKİ İMZA (İMZA SERİSİ #1)Where stories live. Discover now