"Hadi gidelim Andy.", diyerek arabayı park ettiğimiz yere doğru ilerledik. Andy hala, Daniel'in olduğu yere bakıyordu.

"Andy!!", diyerek ikazda bulununca bakışlarını bana çevirdi.

"Tamam ya", diyerek sitem ederek kollarını birleştirdi. Bu sırada arabanın olduğunu düşündüğüm yere varmıştık. Etrafıma bakıp, bizim eski ve külüstür arabamızı aradım. Göremeyince Andy'e dönerek;

"Arabayı buraya park etmemiş miydik?", diye sordum şaşkın bir sesle.

"Hayır abla. Burada park yeri bulamayıp, şu garip sokağa park ettin ya. Ne çabuk unuttun.", dedi gülümseyerek.

"Öyle miydi?.", dedim saçlarımı okşayarak. Kafam gerçekten çok karışıktı. Sabahtan beri o kadar fazla olay yaşamıştım ki, arabanın park yerini unutmam çok normaldi.

Andy ile beraber sokağın olduğu yere ilerlemeye başladık.Arabanın yanına geldiğimiz de sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırdım. Andy yanıma oturup, kemerini takarken;

"Nicole gelmiyor mu?", diye sordu.

"Matematik öğretmeni ona görev vermiş. Daha sonra geleceğini söyledi."

"Onu bekleyebilirdik."

"Sidney, akşam üzeri bize uğrayacağını söyledi. O yüzden gitmemiz gerek. Nicole kendi başına gelebilir zaten.", demem üzerine Andy başını sallayarak dediklerimi onayladı. Vitesi bire takıp arabayı kaldırdıktan sonra, hızıma göre vitesi yükselttim.Arabayı çok yavaş sürmeyi sevmezdim. Yavaş süren bayan sürücülere de sinir olduğumdan hiç yapmazdım. Genelde tedbirli ve normal hızda sürmeyi tercih ederdim.

10 dakika sonra eve vardığımızda, annem bizi kapıda karşılayarak Sidney'nin geldiğini söyledi.Odama çıkıp hızlıca üstümü değiştirdikten sonra Sidney'nin yanına gelip onunla selamlaştım.

"Biraz erken geldim Amy. Umarım kızmazsın."

"Yok canım niye kızayım. Asıl ben üzgünüm. Seni bekletmiş oldum." 

"Zaten geleli 20 dakika oldu. Annen ile çok hoş sohbet ettik.", dedi gülümseyerek. Annemin böyle durumlar da yardımcı olacağına hiç şüphem yoktu zaten. Sidney kısa bir sessizlikten sonra;

"Nicole yok mu?", diye sordu.

"Okulda işi olduğundan, geç geleceğini söyledi."

"Peki. Bende o gelene kadar seninle sohbet ederim.Yolda aklıma bir şey takıldı. Sizin şu dava işi ne oldu?", diye sorunca başımı yere eğdim. Henry öldükten sonra, onunla boşanmamış olduğum için soyadım Brock olarak kalmıştı.Mahkeme kararı ile onu değiştirmek istediğim de ise Brock ailesi çok tepki göstermişti. 

"Amy?", dedi Sidney üzgün bir ses tonuyla.

"Hallettik canım. Şu anda ben Amy Miller'ım", dedim üzüntümü saklayarak.

"Çok sevindim. O sıralar yurt dışında olduğum  için pek fazla yanında olamadım.". Bu sefer Sidney üzgün bir hale girmişti.

"Ben senin ne kadar yoğun olduğunu biliyorum. O yüzden canını sıkmana gerek yok.", diyerek omzunu tuttum. Sidney gülümseyerek bana bakarken, içeriye annem girerek, ikimizi de kahve uzattı. Teşekkür ederek , kahvelerimi alıp yudumlamya başladık. 

Aradan 1 saat geçmişti. Bu sırada Sidney, bazı hastalarından bahsetti. Eşi ile küçük bir kavgası için gelenlerin bile olduğunu söyleyince bihayli şaşırmıştım. İnsanların bazısı, gerçekten acı çekmedikleri için en ufak şeyleri kafalarına takar olmuşlardı.

"Abla ben çıkıyorum", diyerek yanımıza gelen Andy'e bakarak;

"Nereye?", diye sordum.

"Carter ile spor salonuna gideceğiz. 1 saate gelirim. Bu arada Nicole hala gelmedi mi?"

"Ben onu arayacağım şimdi."

"Peki.Hadi görüşürüz", diyerek yanımızdan ayrıldı. Gitmesinin hemen akabinde Sidney'den müsaade isteyek mutfağa gittim.Telefonumu çıkararak Nicole'yi aradım fakat telefonuna ulaşılamıyordu. Çekmediğini düşünerek 5 dakika ara ile 2 kere daha aradıktan sonra, pes edip Sidney'in yanına geri döndüm. Sidney, Nicole için gelmişti ama Nicole ortada yoktu.Sidney saatine bakarak;

"Amy benim çıkmam lazım. Akşam eşimle beraber bi yemeğe katılmamız gerek.", diyerek ayağa kalkınca ona çok mahcup olmuştum.

"Peki canım. " ,demekle yetindim. Sidney gülümseyerek ceketini üstüne giyip kapının önüne çıktı. Dolgu topuklu ayakkabılarını giydikten sonra annem de yanımıza gelince;

"Her şey için teşekkür ederim. " ,diyerek önce anneme sonra bana sarıldı. Sonra da "İyi akşamlar", diyerek el salllayarak yanımızdan ayrıldı. Arkasından "Görüşürüz." dedikten sonra kapıyı kapatarak içeriye girdik. Annem içeri girer girmez Nicole'yi sordu. Bende onu endişelendirmemek için telefonuna ulaşamadığımı söylemeyip, okulda işi olduğunu söyleyince annem, gidip almam için ısrar etti. Ne yaptığını merak ettiğim için annemin dediğine uymaya karar verdim. Arabanın anahtarını ve montumu alıp, apartmanın dışına çıktım. Etraf kararmaya başladığı için, içim de hafif bir korku vardı. Arabanın olduğu park yerine ilerlerken, bir kaç metre ötemde bir arabanın durduğunu gördüm. Siyah ve son model Mercedes arabanın içinden Nicole'nin çıktığını görünce, gözlerimi koca koca açarak oraya bakmaya başladım. Sürücü koltuğunda oturan kişiyi tam seçemediğimden, sadece Nicole'ye odaklanmıştım. Nicole gülerek bir şeyler dedikten sonra, sürücü arabayı geri geri sürerek, arka sokaktan yoluna devam etti. Nicole çok neşeli bir şekilde eve doğru ilerlerken yolda beni görünce, yüzünün ifadesi bi anda değişti. Tedirgin bir şekilde bana bakıyordu. Benim ona hesap soracağımı soruyordu ama yanılıyordu. Farklı bir taktik uygulama niyetindeydim.

"Ben de seni almaya gelecektim.", dedim gülümseyerek. 

"Şey... evt ama ben geldim." ,diye cevap verdi.

"Görüyorum. Peki nasıl geldin?",diye sordum yine aynı tebessüm ile. Ona hesap sorar gibi sorsaydım muhtemelen gizlemeye çalışacaktı. Daha çok genç olduğu için üstüne gitmemeye kadar verdim. Tabibu tepkim, onun yaptığını doğru kılmazdı. Çünkü ben onun yaşında iken, hiç bir erkeğin arabası ile okula gidip gelmezdim.

Nicole dudaklarını büzüp, bir süre bana baktıktan sonra;

"Daniel getirdi beni.", dedi. İşte şimdi şok olmuştum. Bunu beklemiyordum. Şaşkınca ona bakarak;

"Ne?", diyebildim. Nicole gülerek tekrar bana bakmaya başladı.

"Niye şaşırdın ki? Daniel, beni eve getiremez mi?", dedi alaycı bir şekilde. Bir şey demeden yüzüne bakakaldım. Sonra Nicole cümlesine devam etti;

"Artık bu duruma alışmalısın. Çünkü biz Daniel ile çıkıyoruz."

Saplantılı ÖğrenciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin