24.Bölüm

3.2K 134 184
                                    


Çooook uzun bir aradan sonra tekrar beraberiz. Evet uzun süre bu siteye giremedim. Ve hikayeyi yazamadım maalesef. Bu kadar uzun süre sizi bıraktığım için çok üzgünüm. Bundan sonra daha sık yazmaya çalışacağım. Lütfen bana kızmayın :). Okuyup yorum yapan herkese çok teşekkür ederim. En kısa sürede devamını yazmaya çalışacağım.  


Daniel'i takip ederken yolu iyi bildiğini fark ettim. Sanırım Nicole'nin nereye gittiğinden haberi vardı. Bir süre ilerledikten sonra arka bahçedeki bir söğüt ağacının altında oturup, kafasını dizlerine yapıştırıp ağlayan Nicole ile karşılaştık. Sırtı bize dönük olduğundan arkasından yavaşça yanına yaklaşabilirdik. Ama Daniel başka bir yöntem denemeyi tercih etti;

"Nicole!", diye sesini yükselterek yanına doğru ilerledi. Nicole neye uğradığını anlamamış bir şekilde başını bize doğru çevirip, yaşlı gözlerini üzerimize dikti. Daniel ona iyice yaklaşıp elini ona uzattı. Ben biraz uzakta olduğum için gördüğümüm de yanıldığımı düşündüm. Biraz daha ilerlediğimde az önce gördüğüm sahnenin gerçek olduğunu anladım. Daniel, Nicole'ye elini uzatıyordu. Nicole bir süre onu süzdükten sonra uzattığı eli tutup, onun yardımı ile ayağa kalktı. Daniel ses tonunu iyice yumuşatarak;

"Seni o istediğin yere götürmemi ister misin?", dedi.

"Gerçekten mi? Gerçekten götürecek misin?"

"Sana ne zaman yalan söyledim ki?", dedi hafif bir tebessüm ile. Bu diyaloglardan sonra olaya müdahale etmem gerekiyordu Öyle istediklerini yapmalarına göz yumamazdım.

"Ne oluyor burada?", diyerek geldim yanlarına ses tonumun sert çıkmasına özen göstererek. Nicole göz ucuyla bana bakarken Daniel hala çok rahat gözüküyordu. Yarım saniye kadar cevap alamayınca;

"Cevap vermeyecek misiniz?"

"Nicole'yi götürüyorum.", dedi Daniel emin bir ses tonuyla.

"Nereye?", dedim şaşkınlığımı belli etmemeye çalışarak.

"Buna cevap vermek zorunda değilim."

"Peki öyleyse. Nereye Nicole?", diyerek bakışımı ona çevirdim.

"O da sana cevap vermek zorunda değil. Aslına bakarsan gelip buraya bize hesap sormaya dahi hakkın yok.", dedi Daniel yine aynı şekilde. Cümleleri sinirlenmeme sebep olmuştu. İki saniye önceki Daniel yerine bambaşka biri gelmiş gibiydi. Beni bu şekilde pıstırmalarına izin veremezdim.

"Ben sadece Nicole'ye hesap soruyorum. Yoksa senin ne yaptığın ya da yapacağın beni ilgilendirmez. Ama işin içinde Nicole olunca ilgilendiriyor.", dedim aynı ses tonuyla. Daniel'in her istediğini yapabileceğini zannetmesi beni deli ediyordu. Belki başkalarını istediği gibi kullanabilirdi ama Nicole'yi kullanmasına izin veremezdim.

Daniel hafifçe bir tebessüm ederek kötü bakışlarını üzerimde gezdirmeye başladı. Sonra alaycı bir şekilde;

"Bu kadar kuralcı biri olduğundan hiç haberim yoktu. Söylesene sen gençliğinde hiç kimse ile dışarı çıkmadın mı?", dedi. Bu sefer ses tonundan hesap sorar gibi bir ima sezmiştim. Gözlerimi iri iri açıp ona bakarak;

"Çok merak ediyorsan söyleyim. Hiçbir erkekle dışarı çıkmadım. Özellikle de ailemin haberi olmadan asla öyle bir şey yapmadım. O yüzden Nicole'nin de yapmasına izin vermeyeceğim.", diyerek Nicole'yi kolundan tutarak yanıma çektim. Daniel bakışlarını sertleştirip gözlerini Nicole'nin üstüne dikti.

"Benimle o çok istediğin yere mi gelmek istersin, yoksa ablanla eve gitmek mi? Seçimi yap hemen.", dedi kızgın ve net bir şekilde. Nicole bir anda titrediğini ve korktuğunu fark ettim. Yoksa çok mu üstüne gidiyordum? Hayır, ben yanlış bir şey yapmıyordum.

"Seninle geliyorum Daniel.", diyerek kolumdan kurtulan Nicole, Daniel'in yanına geçerek kızgın gözlerle bana bakmaya başladı. Cidden onun yanında olmak istiyormuş demek ki. Bunu tahmin ediyordum ama çekindiğinden yapamaz diye düşünmüştüm. Ama çok yanılmışım. Nicole artık geri dönüşü olmayan bir yola girmişti. Ve bu yolun sonunda kendisinin Daniel ile mutlu olabileceğini düşünüyor. Ben ise elim kolum bağlı bir şekilde onu izlemekten başka bir şey yapamıyordum...

"Pekâlâ Nicole. Öyle olsun. Evdekilere neden geç geleceğini detayları ile birlikte haber verirsin. Çünkü ben eve gidiyorum.", diyerek arkama bile bakmadan arabamın yanına doğru ilerledim.

Şu anda yaptığımın doğru mu yanlış mı olduğu hakkında hiçbir bilgim yoktu. Nicole'nin çok üstüne gitmeyim onu sıkmayım diye, Daniel ile yalnız başına bir yerlere gitmesine göz yumuyordum. İçimde tam anlayamadığım bir şekilde Daniel'e karşı güven hissi vardı. Çoğunlukla kaba ve agresif tavırlar sergilese de şu anda Nicole'ye zarar vermeyeceğinden yüzde yüz emindim. Çünkü ona karşı normal arkadaşlıktan öte bir sevgi beslemiyordu. Ona zarar vermeyecek olması biraz olsun içimi rahatlatmıştı.

Arabama binmemle evin yoluna sürmeye başladım. İçimi tarif edemediğim bir sıkıntı kaplamıştı. Nicole'nin o tavrı gözümün önünden gitmiyordu. Daniel'e karşı olan sevgisi bu kadar mı gözünü kör etmişti. Kendisini sevmediğini biliyor olmasına rağmen içinde hala ufakta olsa bir ümit vardı. Bununla en kısa sürede yüzleşmesi lazımdı.

Eve geldiğimde kapıyı açan annem Nicole'yi sormayınca bir açıklama yapmış olduğunu anladım. Ben ne olduğunu merak ederken annem;

"Nicole'yi almaya gideceksin değil mi?", dedi. Şaşkın bir şekilde ona bakarken durumu idare etmeye çalışarak;

"Şey..Evet.", dedim tökezleyerek.

"Tek başıma gelirim dedi ama ben senin alman konusunda ısrar edince kabul etti."

"Tek başına gelmesin zaten.", dedim sessiz bir şekilde. Tek başına olmadığını çok iyi biliyordum ama ne yazık ki annem şu anda onun benim bile bilmediğim bir yerde olduğunu zannediyor. O esnada Andy içeri girerek;

"Nicole nereye gitti ki?", diye sordu. Ben bilmediğim sorunun cevabını veremezdim o yüzden cevap vermesi için annemi bekledim. Annem yarım dakika sonra soruya cevap verdi;

"Okullarının yakınında ki bir kütüphane de proje ödevi için notlar alacakmış."

"Hangi proje ödevi? Bildiğim kadarı ile proje ödevleri daha başlamadı.", dedi Andy.

"Başlamadı mı?", dedi annem şaşkın bir şekilde.

"Yani bizimkiler başlamadı.", dedi Andy.

"Onların sınıfına Biyoloji öğretmeni ödev verdiğini söylemişti.", dedim. Gerçekten de söylemişti. Ama Nicole'nin bunun için gitmediğine adım gibi emindim. Anneme bir şeyler söyle derken yalan söyle dememiştim.

"Demek öyle.", dedi Andy başını iki yana sallayarak. Sonra içtiği su bardağını tezgâha bırakarak oturma odasına geçti. Bende üstümü değiştirmek için odama çıktım.

Saat akşam 8'e doğru gelmeye başladığında Nicole için artık endişelenmeye başlamıştım. Telefonunu iki kere aradığım halde cevap vermemişti. Bu kadar geç saate kadar ne yaptığını çok merak ediyordum. En başından Daniel ile gitmesine izin vermemeliydim. Suç benim diyerek başıma vurduğum sırada telefonum bir anda çalmaya başladı. Yatağın üzerinden alıp arayana baktığımda bir numara olduğunu gördüm. Telefonu açıp;

"Efendim?", dedim.

"Abla?". Bu ses Nicole'ye aitti ve çok endişeli çıkıyordu.

"Nicole.Ne oldu?", dedim aynı şekilde panik ederek.

"Abla çok kötü bir şey oldu."

"Ne oldu?"

"Abla Daniel.... Hemen buraya gelmelisin.

"Nereye? Ne diyorsun NİCOLE!", diye bağırdım.

"Thomas'ın dükkânının oradayız hemen gel! Acele et!."


Son kez size bir sorum var;

"Sizce Daniel'e ne oldu?"

Yorumlarınızı çok merak ediyorum. Bakalım bilen olacak mı? :D

Şimdilik bu kadar. Tekrar teşekkürler :)

İyi okumalar :D

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Saplantılı ÖğrenciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin