Zengin, şımarık ve akıl almayacak derecede çılgın olan Pera verdiği büyük parti sonucu kendini dedesi ve babaannesinin yaşadığı köyde, çiftlik evinde bulur. Gündüzlerin rutininden öyle bıkıp usanmıştır ki geceleri dışarı çıkıp ormana gider ve macera...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Selam! Bölüme geçmeden önce yeni kapağımız nasıl olmuş? (Yapay zekanın eseri)
Bir de şey ben bölüm yazmayı unutmuşum azıcık. Mezuniyet telaşesinden hiçbir şeyi hatırlayamıyorum. Bu bölüm de öyle kaynadı arada. Gecikme için özür dilerim. Keyifli okumalar.❤️
~
Ev bir kez daha dolup taşmıştı. İnsanların merakını anlayabiliyordum çünkü en az onlar kadar, hatta daha fazla, meraklıydım ben de. Neler olduğu bir yana, bu kızın kendi sürüsünü terk etmesi çok kafa karıştırıcıydı. Kurtların sürü kavramına verdiği değer göz önünde bulundurulduğunda gerçekten çok garip bir durumdu ve muhtemelen benzeri çok nadir yaşanan bir şeydi.
"Başka bir şey ister misin kızım?" diye sordu Derya Teyze, Sıla'ya. Kızın zayıf bedenine buruk bir tebessümle bakıyordu. Oysa benden daha iyi biliyordu onun bir kurt olduğunu ve çok çabuk toparlanacağını ama anaç tarafı bunu reddediyordu. Sabahtan beri o kadar çok şey yedirmişti ki ona biraz daha yerse kusacağı izlenimine kapılmıştım ister istemez. Bahanesi de şuydu; günlerdir uyuyor oluşu.
"Teşekkür ederim," dedi Sıla. Nasıl reddedeceğini bilemiyor gibiydi. "Çok doydum."
Ağlanacak haline güldüm ister istemez. Yemek yemek iyi güzeldi ama bu kadarı da insana mide fesatı geçirtirdi.
"Derya, tamam hayatım," diyerek araya girdi Samet Dayı. "Kızı sık boğaz etme."
"Ama o kadar zaman uyudu. Enerji toplaması lazım."
Derya Teyze'nin itirazı çok tatlıydı. Gözüme küçük bir çocuk gibi görünmüştü.
"Annem kızı yedirerek öldürmeyi planlıyor galiba," diye fısıldadı Dağhan bana doğru eğilip. Fısıltısını herkesin duyduğunun farkındaydı ama çok da umurunda görünmüyordu. Öyle ki ona dönen bakışlara omuz silkti sadece. Bense başımı eğmiş, dudağımın üstünü kaşıyor gibi yapıp gülüşümü saklamaya çalışıyordum. Haklılık payı olduğunu söylememek için kendimi zor tuttum.
Samet Dayı onaylamaz bakışlarla baktı ona. Olumsuzca iki yana salladığı başıyla Sıla'ya döndü. "Tam olarak nereden geldin?" diye sordu.
Sıla'nın bakışları bana döndüğünde, yorgun görünen mavi gözlerine baktım doğruca. Dağılmış sarı saçları gelişi güzel toplanmıştı başının üstünde. Teni de solgundu. İtiraf etmem gerekiyordu ki Derya Teyze onun için endişelenmekte haklıydı çünkü gerçekten hasta görünüyordu. Buna rağmen omuzlarını dikleştirip kısaca Samet Dayı'ya baktı. Salondaki doluluktan rahatsız olup olmadığını merak ettim o an çünkü bu kısa bakışın ardından yeniden ellerine çevirmişti gözlerini.
