3. BÖLÜM - KURTLAR

64.2K 3.4K 1.4K
                                    

Selam canımlar! Yb yb dediniz buyurunuz geldi. Bu bölüm için teşekkür etmeniz gereken kişi ben değilim bu arada. Şu arkadaş. 👇

Kendisinin sabahın 06

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kendisinin sabahın 06.30'unda beni uyandırmak gibi hobileri var. Tanımayanlar için kendisi benim kedim olur. Leydi'm, aşkım, balım, peteğim, pamuğum, böceğim... 🙃

Bir maşallahınızı alırım. 😅

Sayesinde gün içinde çözmem gereken soruların neredeyse yarısını sabahtan çözüyorum ve öğleden sonraya çok soru kalmıyor. Bu vesileyle bölüm düzenlemeye vaktim de oluyor. Leydi sağ olsun alarm kurmayı bile bıraktım artık. Canım kızım tam bir alarm görevi görüyor sjsjsjjs.

Hadi okuyun bakalım. ☺️

Keyifli okumalar dilerim. ❤️

~

Ertesi gün evden çıkmamıştım. Sabah erkenden kalkmış, rutin işlerimi halletmiştim ve çiftlikteki angarya işlerle ilgilenmiştim.

Öğleden sonra dedemle birlikte merkeze gitmiştim. Yol uzundu ve ben de bir süredir araba kullanmadığımdan dolayı paslanıp paslanmadığımı bilmiyordum. Bunu test etmek için kamyoneti ben kullandım. Eh, sonucunda gördüm ki araba kullanmak benim için vazgeçilmez bir tutku, unutmak gibi bir ihtimalim yok bunu.

Akşama doğru çiftliğe döndüğümüzdeyse yine aynı şekilde iş görmüş, akşam yemeği yemiş sonrasında da çok fazla geçe kalmadan uyumuştuk. O gece bir farklılık yaparak ben de uyumuştum. Bütün gece deliksiz bir uyku çekmiştim. Haftanın kalanını aynı rutinde geçirmiştim.

Geçen bir haftada çiftlikte değişen en büyük detay şüphesiz Dağhan'ın varlığıydı. Gün içinde buraya geliyor ve işlerde yardım ediyordu. Genellikle ağır işleri üstlendiği gözümden kaçmazken tek bir damla bile ter dökmediği detayı kafamı karıştırmıyor değildi. Normal olmadığını hissediyordum içten içe ve daha onu ilk gördüğümde içimde filizlenen merak duygusu günden güne büyüyordu. Onda farklı bir şey vardı ancak bu öylesine bir farklılık değildi. Mantığa oturtamadığım bir şeydi. Altıncı hissim alarm veriyordu onu her gördüğümde. Zihnimin bir köşesini meşgul eden Alacakaranlık senaryosuna kapılmamak için kendimle verdiğim mücadele zorluydu.

Yeni bir haftaya başlarken sabah uyanmam bu kez zor olmadı. Buradaki üçüncü haftayı devirmiş, dördüncü haftaya geçiş yapmıştım. Bugün kendimi yorgun hissetmiyordum. Geceyi çiftlikte geçirmiş olmamın bunda büyük faydası vardı. Geçen bir haftada ormana gitme sıklığım da azalmıştı ve ben yalnızca iki kez evden kaçmış ve keşfe çıkmıştım.

Nispeten enerjik bir şekilde uyandıktan sonra doğruca banyoya gittim. Hızlıca elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Neden bilmiyorum ama bugün kendimi fazlasıyla mutlu hissediyordum. Benim gibi maskeler takmaya alışmış, o maskelerle gülümseyip arkalarında gözyaşlarını saklamış bir kız için maskelerini atıp kocaman gülümsemek çok farklıydı. Uzunca bir süre olabileceğine inanmadığım bu farklılığı, Eskişehir'in küçük bir köyünde bulmak... İşte buna denecek laf yoktu.

DOLUNAY ||DÜZENLENİYOR||Where stories live. Discover now