-20- A Royal Servant

Start from the beginning
                                    

Beyni, önündeki 2 insanı anında birer düşman olarak kodlamıştı ve parçalara ayırarak yok etmek istiyordu onları. Kendine gelen hücreleriyle, bileklerindeki zincirlerin sabitlenmiş olduğu vidaları dahi gıcırtadıp birkaçını yerinden sökecek kadar kontrolden çıkarmıştı kurdunu nefretle.

"Biliyordum!!! Siz insanların iğrenç ve düzenbaz yaratıklar olduğunu-"

Tam bu sırada ise doktor, hazırladığı yeni bir uyuşturucu şırıngasını özel silaha eklediği gibi 3 metre geriden ateşleyerek deneği tam göğsünden vurmuştu zarar vermeden.

Bir anlığına nefesi kesilen kurt ise daha da saldırganlaşarak iğneye rağmen yatakta gürültüler koparırken köpürmeye devam ediyordu.

Başkan, bir anda gerçekleşen saldırının endişesini ne kadar farkettirmemeye çalışsa da kurt adamın çıkardığı gürültü ve ona göre korkunç olan kükremelerle beraber, alnındaki damarlar belirginleşip gerilmişti gizlice.

"Eğer işime yarayacak olmasaydın..." diyip nefeslenerek ekledi.

"Şu an o boynunu kırmıştım Alfacık..."

Sakinliğini korumaya çalışıyordu tüm heybetiyle. Yoongi de yediği iğneye rağmen zincirleri sarsıp çatırdatırken sıyrılmaya çalışıyordu hala, saniyeler sonra ise zorlukla sakinleştirildiğinde, direnen gözleri hala açıkken uyumaya da asla niyeti yok gibiydi.

Ortam nihayet sessizleştiğinde, başkana rağmen yanındaki doktor sakinliğini korumuş, hiçbir şey olmamış gibi notlar almaya devam ediyordu. Ardından da az önceki gürültü yüzünden ağıran başıyla kaşlarını çatarken iri dudaklarından dökülen heceler,

"Ah cidden... Ne karmaşa ama..." olduğunda, kendi kendine mırıldanmıştı.

Bir yandan da soğukkanlılıkla, artık tamamen hareketsizleşmiş ve uyuşan deneğe yaklaşarak elindeki lazeri onun gözüne tutup, kan örnekleri de aldıktan sonra, bitirdiği muayenenin sonuçları için seri halde bir şeyler karalıyordu gözlem defterine.

Başkan da, toparlanarak kırışan gömleğinin yakasını sıvazlarken saniyeler içerisinde elindeki defteri bırakıp onun yanına ulaşan adam, etrafta hiçkimsenin olmayışını da fırsat bilerek onun bozulan kravatına kaldırmıştı zarif parmaklarını.

Gözlerinin içine kışkırtıcı bir ifadeyle bakarak düzelttiği yakadan sonra ellerini onun omzuna flörtöz bir tutumla yerleştirip daha da yaklaşmıştı yavaşça.

"Rahatlayın biraz, zaferimiz yakındır
Bay Kim..."

İri ve vişne çürüğü koyu dudaklarını aralayıp hareketlendirmiş ve başkanın odağını bilerek oraya çekmeye çalışıyordu usul usul.

Patronu böylece oluşan çekim gücüyle bir adım daha ona yaklaşarak belini sarıp kendine doğru çekmiş onu ve genzini saran o çilek kokusuna bırakıp hararetle sıralamıştı.

"Seokjin... Benimle oynama güzelim..."

Aldığı bu hitap onu sinsice gülümsettiğinde fısıltıyla cevapladı başkanı.

"Bugün biraz yükseksiniz sanırım Bay Kim ahh..."

Uzun olanın elleri saniyesinde Doktor SeokJin'in saçlarını bularak kavrayıp kendine doğru yaklaştırarak hakimiyet altına almıştı onu.

"Bayım ha? Bana her şöyle seslenişinde gece adımla da inlemeni istettiriyorsun, yapma bunu artık yoksa..."

"Yoksa ne?"

O da bunu istiyormuş gibi kafa tutar bir edayla bakışlarını dikmişti kendinden uzun olana. Alamadığı cevap ile de daha da diretmek istiyordu.

Internity を Taekook ✓Where stories live. Discover now