Bölüm 94; bu benim görevim!

357 67 213
                                    


O sırada kendine gelen Evan hissettiği şeyle irkildi. Hala yerdeydi, gözleri hala kapalıydı ama onlarca adamın sevdiği kadına doğrultup gerdiği yayları görebiliyordu. Yerinden fırladı ve ellerini gri tabakaya yasladı. İzlemek sorunda olduğu şey kanını dondurmuş, sevgilisinin çektiği acıyı kalbiyle görebilmek çıldırmasına sebep olmuştu. Boğazı yırtılırcasına bağırdı.

"AMASİA!!!!!!"

Almas hüngür hüngür ağlarken Amasia oklardan birisi gırtlağına girdiği için hırıltılı sesler çıkartıyordu. Okların külleri, delik deşik olmuş, hatta yer yer yırtılmaya başlamış giysisi üzerine dökülürken başını çevirdi ve Evan'a baktı. Gülümsüyordu.

"Merak etme Evan! Biliyorsun böyle şeylere alışkınım!"

Bakışırlarken bedeninin tekrar okla kaplanmasıyla başını geri attı Evan. Okların hepsi kendi tenine saplanıyormuş gibi acı çekiyordu. Dizleri üzerine çöktü. "Kaldır!" diye fısıldadı. Amasia henüz kendisine gelememişti. Bu sebeple duyduğu bu cümleye cevap verecek durumda değildi. Evan ayağa kalktı ve "Kaldır şu kalkanı Amasia! Hepsini geberteceğim! Hepsini!" diye bağırdı. Amasia'nın gözlerinden birkaç damla yaş döküldü. Dudaklarını ısırarak başını salladı ve "Yapamam!" diye fısıldadı. "Ölürsünüz!"

Evan üçüncü kez gördüğü manzara ile, sevgilisinin maruz kaldığı işkenceyle kontrolünü kaybetmişti. "SANA KALDIR DEDİM!!" diye bağırdı ve yumruğunu kalkan büyüsüne vurmaya başladı. Elinin yumruları kan olana kadar vurdu vurdu vurdu. Bu esnada Amasia'ya oklar atılmaya devam ediyordu. Daniel dostunun omzuna girip "Evan!! Dur!!" diye bağırdı ama onu kontrol edemiyor, güç yetiremiyordu. Evan, zaten mecali kalmamış Daniel'in ellerinden kurtulup kalkan büyüsüne omuz vurdu. Amasia ağlayarak ona bakıyor, onu sakinleştirmek için "Lütfen Evan! Yapamam!" diye ağlıyordu.

"AMASİA!! DAYANAMIYORUM!! BUNU İZLEYEMEM!! BIRAK SAVAŞAYIM!! BIRAK BENİ!!"

"Kazanma ihtimalin yok Evan." dedi Jakaranda. Amasia'yı seyretmek yerine etraflarını saran askerlere ve Gargrimm'e bakıyor içinde bulundukları durumdan canlı çıkmanın yollarını arıyordu. En ufak bir umut parçasına dahi ulaşamamış olması sesindeki yitiklikten de hissediliyordu ama izah etti.

"Her tarafımız okçularla çevrelenmiş ama sadece üçte biri Amasia'ya saldırıyor. Geri kalanları bize ve çocuklara odaklanmış durumda. Kalkanlar ortadan kalktığı gibi ok yağmuruna tutulacağız. Hazırda bekleyen silahlı askerleri söylemiyorum bile. Ayrıca bizden bir kat yukarıda duruyorlar, seni bıraksa bile onlara nasıl ulaşacaksın?"

"KAPA ÇENENİ!!" diye bağırdı Evan. Hızla Jakaranda'nın yanına gelmiş ve ensesinden yakaladığı yoldaşının suratını gri tabakaya vurmuştu. Kendi kafasını da onunkine yaklaştırıp "GÖRMÜYOR MUSUN HA?! AMASİA'YI GÖRMÜYOR MUSUN?! ONA YAPTIKLARI BU ŞEYİ YANLARINA BIRAKMAYACAĞIM!! HEPSİNİ!! HEPSİNİ YAVAŞ YAVAŞ ÖLDÜRMEDEN DURMAYACAĞIM!!" dedi. Bu esnada bir ok dalgası daha Amasia'yı tanınmaz hale getirmiş, Evan acı bir vaveylayla göz yaşlarına boğulmuştu. Jakaranda'yı bırakıp kalkan büyüsünü yumruklamaya devam etti. Sıktığı dişleri arasından tükürükler saçarak "LANET OLSUN AMASİA!! LANET OLSUN!! BIRAK SAVAŞAYIM!! BIRAK SENİ KORUYAYIM LANET OLSUN!!" diyor, adeta yalvarıyordu. Kan içinde kalmış ellerini vücudunun iki yanına saldı ve kafa atmaya başladı. Tek çizik dahi atamadığı kalkan büyüsüne çarpan başı güm güm diye inliyor, alnından akan kan burnu üzerinden yanaklarına yol alıyordu. Sonunda diz çöktü ve hıçkırıklarla ağlamaya başladı.

Ne zaman uyandığı bilinmeyen Yume, elini gri tabakaya koymuştu. Dostu Amasia'nın hali kalbini yakıyordu. "Hey Amasia!" dedi. "Bunu izlemek ölmekten daha zor dostum. Bırak savaşalım ve olacak olsun!"

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin