Bölüm 8; arada uğra olur mu?

441 84 71
                                    


Balkonundan atladığının ertesi günü Ugo'nun ayağını sarmışlardı. Bir hafta kimseyle konuşmadı, odasından çıkmadı. Yanına bırakılan yemekleri de yemiyordu. Ara ara Dlatan odasına giriyor ama büyük ihtimalle onu da görmezden geliyordu. Bu olay karşısında herkesin neşesi kaçmıştı. Lakahl o gece gördüğü şeyi aklından çıkartamıyor, gece rüyalarında bile Ugo'yu bir yerlerden atlarken ve bağırırken görüyordu.

Ugo bir gün, artık herkes umudunu kesmişken kendini gösterdi. Yemek yenilen salon onun içeri girmesiyle bir anda ayaklanmıştı. Yavaş ve topallayarak yemek kazanına doğru ilerledi ve kendine bir tabak alıp doldurdu. Aynı zorlanan adımlarla her zamanki yerine, Lakahl'ın yanına oturdu. Birkaç parça bir şey ağzına götürdükten sonra kaşığını masaya bıraktı ve başını kaldırdı, tüm insanlar nefeslerini tutmuş onu seyrediyorlardı.

Derin bir nefes aldıktan sonra, hüzünlü bir ses tonuyla "Sizi endişelendirdiysem özür dilerim." dedi.

Bu kelimeler onun ağzından çıkınca insanların kalbi duruyor gibi oluyordu. O yaşlı buruşuk demircilerin yine gözleri dolmuş, çeneleri titremeye başlamıştı. Bir haftadır çıt çıkarmayan o salon haykırışlarla dolmuştu. Tabağını kapan Ugo'nun yanında bitiyor, aynı onun buraya ilk geldiği günlerdeki gibi kendi tabaklarınkinden onunkine kaşık kaşık yemek dolduruyorlardı. Merhametli bir annenin sitemkar tavrını andırırcasına bir haftadır bir şey yemediğini göz yaşları ile yüzüne vurup duruyorlardı. Çıraklar etrafına dizilmiş onu özlediğini söylüyorlar, isterse kendilerini dövebileceklerini gayet ciddi bir şekilde dile getiriyorlardı. Lakahl, o içeri girdiği andan itibaren kendini ölesiye sıkıyor, ona göz yaşlarını da mutluluğunu da göstermek istemiyordu. Başını korkakça ona doğru çevirdi ve Ugo'nun gülümsediğini gördü. Gözlerinin altı morarmış, rengi solmuş yüzünde çok sıcak bir gülümseme vardı. Daha fazla dayanamayıp tabağını ona doğru kaydırdı ve "Benimkinin tamamını alabilirsin!" dedi. Bunu yaparken istemsizce sesini yükseltmişti.

Ugo'nun gözlerinden bir damla yaş düştü. Günlerdir korkuyla döktüğü onlarcasını silip atacak bir mutluluk göz yaşı. Kalbi bir anda akıl almaz bir mutluluk ve huzur hissiyle dolup taşmıştı. Herkese kaba davranmasına, bağırıp çağırmasına rağmen onu seviyorlardı. Dünyada sahip olabileceği en muazzam şey bu değil miydi?

Dlatan'ın içeri girmesiyle herkes tekrar bağrışmaya başladı. Ona olanları anlatmaya başlıyorlardı ki başını yavaşça sallamasıyla sustular. Aralarına girip herkes gibi eğlenceye dahil olmuştu. Lakahl gözlerini babasına değdirdiği anda bir şeylerin farklı olduğunu anladı. Bu gülümseme her zamankinden farklıydı buna emindi. Ne olmuştu? Ugo ile buraya gelmeden önce bir şey mi konuşmuşlardı? Dlatan'ın bir anda gözlerini Ugo'dan ona kaydırmasıyla irkildi. Bir süre sanki birbirlerinin ne düşündüğünü biliyormuş gibi bakıştılar.

Gülüşmeler biraz daha sürdükten sonra salonu boşalttılar. Bu gece herkes huzur içinde uyuyacaktı çünkü Ugo geri dönmüştü. Ertesi gün örsler tekrar neşeyle çınlamaya başlamıştı. Her şey eski haline dönmüş gibi gözüküyordu ama bu kez de Lakahl'ın yüzünden düşen bin parçaydı. İnsanlar ara ara ona laf atıyor ama sadece başını sallayıp işine devam ediyordu.

Bir süre sonra Ugo topallayarak merdivenden avluya indi. Çekiç sesleri durmuş, gülümseler bir bir yok olmuştu. Tüm gözler acı çeke çeke adım atan Ugo'nun sırtındaki çantadaydı ama kimse ne seslenebiliyor ne de soru sorabiliyordu. Tüm eşyalarını sırtlamış giden Ugo, avluyu ortalayınca bir an duraksadı ve "Sınır Kurtları'na katılmaya karar verdim." dedikten sonra kapıya doğru yürümeye devam etti. Onlarca insanın olduğu koca yerde çıt çıkmıyordu.

"Her şey için teşekkür ederim."

Kapı aralandı, gerçekten de çıkıp gitmişti. Herkes adeta taş heykellere dönüştüğü için bir ayağını yerde sürüyüp giden Ugo'nun adım sesleri hala duyulabiliyordu. İnsanlar yavaş yavaş önlerine dönmeye başlamışlardı ki Lakahl çekicini örse tüm gücüyle indirip bağırdı. Yeri tekmelercesine ayağa fırlayıp kapıya doğru koştu. Tüm gözler, Lakahl'ın kapıyı kırar gibi açmasıyla sırtı dönük uzaklaşan gençle tekrar buluşmuştu.

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin