30. Bölüm

4.3K 498 769
                                    

Selaaaammm 

Ben valla Chanyeol'ün tarafını tutuyorum 


-------


Zaman geçmek bilmiyordu. Onsuz olduğum, onu sadece uzaktan gördüğüm on birinci gündü bugün. O on gün nasıl geçti, benim nasıl kalbimi delip geçti bilemiyordum. Sesini duyamamak, görüp de konuşamamak, onu kollarıma alamamak çok zordu.

Ona olan sevgimin her zaman kontrol altında olduğuna inanmıştım bu zamana kadar. Evet onu seviyordum, onun için delirdiğim zamanlar oluyordu ama her zaman bu duygularımı baskı altına almaya başarmıştım. Fakat şimdi onsuzluk o kadar kötüydü ki hislerime, hareketlerime hakim olmak benim için gittikçe zorlaşıyordu. Onu tahmin ettiğimden daha çok sevdiğimi bana onsuzluk öğretmişti.

Onu gördüğüm yerde kollarıma almak, doya doya sarılıp öpmek istiyordum.

Bana artık dokunmanı istemiyorum.

Ona dokunmamı istemiyordu. Ben onun yerinde olsam ben de bunu istemezdim. İşin komik tarafı ben de ona dokunmak istemiyordum. Onu bu kadar yaralamışken ona dokunmaya hakkım var mıydı bilmiyorum. Baekhyun'a yaklaşmaya bile hakkımın olduğunu sanmıyordum.

Ne bir azlık ne bir fazlalık vardı Baekhyun'un söylediklerinde. Onu kandırmıştım. O bana kendini tamamen açacak kadar güvenmişken ben tıpkı diğerleri gibi onu kandırmıştım. Sözleri arasında en acı verici olanı beni ona bütün bu şeyleri yaşatan adamla kıyaslaması olsa da dediklerinde gerçeklik payı büyüktü. Nasıl olduğu önemli değildi, sonuçta onu kandırmıştım.

Bir sefer değil, iki sefer değil... Onun yüzünü gördüğüm her gün onu kandırmıştım.

Televizyon izlerken, yemek yerken, alışveriş yaparken, dertleşirken, şakalaşırken, sarılırken, öpüşürken, sevişirken... Onu her fırsatta gözlerinin içine baka baka kandırmıştım.

Neden sormayın, nedeni tam olarak benim için bile aydınlık bir nokta değil. Keşke öyle olmasaydı, keşke ona neden yalan söylediğimi kendim de tam olarak bilebilseydim. Yine bir cevap sunmam gerekirse küstah bir şekilde diyebilirim ki sevgiden.

Ona karşı duyduğum bu bencil sevgi beni yalan söylemeye itmişti.

Onu seviyordum, onu ne kadar sevdiğimi sadece Baekhyun'un mum yakarak dua ettiği Tanrı bilebilirdi. Mum yakmamıştım hiçbir zaman ama Baekhyun'un inandığı Tanrı'dan Baekhyun'un kalbini dilemiştim çoğu kez.

O gün pes etmiştim. Bir açıklama kabul etmeyeceğini biliyordum. O an herhangi bir açıklama yapamayacağımı da biliyordum. Hayatımın sonuna kadar hiçbir açıklamada bulunamayacağımı biliyordum. Sonuna kadar haklıydı ve ben sonuna kadar kaybetmiştim. Bu sefer gerçekten kaybetmiştim. Bu sefer ne kadar özür dilersem dileyeyim geçmeyeceğini biliyordum.

Yapacağım hiçbir açıklama onu neden kandırdığımı anlatmaya yetmeyeceği için susmuştum. Susmuş ve onu son kez üzmemeyi seçerek hayatından çıkmıştım. Olması gereken bu değil miydi zaten? Yalancıydım ve benim mum zaten yeterince uzun yanmıştı.

Ne diyebilirdim ki ona?

Sana aşığım ve sana olan sevgim yüzünden günden güne bencilleştim, kendimi bir yalan çukuru içinde buldum mu? Peki bunun sonucu ne olacaktı?

Baekhyun'un boynuma atlamayacağına o kadar emindim ki.

Başlarda ona güvenemezdim. Ona açıkça söyleyemezdim. Her şeyin başladığı o gece, bana çarptığı o gece ona yetim olduğumu söylemeseydim bütün bunların hiçbiri olmazdı.

100th ApologizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin