22. Bölüm (M)

6.1K 491 434
                                    

Selam 

Bence bölüm çok güzel oldu ama sizi şiddetle uyarıyorum ki bölümdeki Park Chanyeol'e yükselmeyin asdsaşkşlana düşeceksiniz ve canınız yansın istemiyorum kalsjdlkaa

İyi okumalar 


-----


Her şeyin güzelleşmeye başladı günlerdi.

Baekhyun'la arkadaşlığımızın 11. ayındaydık.

Her şey güzeldi çünkü o gün tanıdığım hırçın, kendini beğenmiş omurga düşmanı Baekhyun'un gerçekte huysuz ama sevimli bir kedi olduğunu fark etmiştim. Pek gülmüyordu, sanırım bir takım psikolojik sorunları vardı. Benimle paylaşmamıştı ama arada konusu geçer gibi oluyordu ve bana bazı ipuçları bırakıyordu. Sessizdi ve bu sessizlik duvarını aşmaya çalıştığım an pembe patilerini çevreleyen tırnaklarını üzerime salıyordu.

Aramıza duvarlar ördüğü için bazı günler ortadan kayboluyordu. Arkadaşı olmadığını bildiğim için nereye gittiğini sorguladığım ve onu takip ettiğim sırada bir kliniğe girerken gördükten sonra onun hakkında hiçbir şeyi sorgulamamaya karar verdim. Arada bir dalıp giden bakışlarının nedenini merak etmemeye çalıştım. Aksine beni tekmelese de yanında kaldım.

Sayesinde okulun yurdunda tek kişilik bir odaya yerleşmiştim. Ailesinin zengin olduğunu biliyordum fakat ailesinin süper zengin olduğunu tahmin edememiştim. Bilmem kaç kuşaktır gelen bir mal varlıkları vardı. Baekhyun bu zenginliğin yanında oldukça sıradan biri gibi görünüyordu.

Yaz tatilindeydik ve nasıl oldu bilmiyorum ama Baekhyun'u, Baekhyun'da kalmam konusun da ikna etmiştim. O sırada 2 odalı bir dairede kalıyordu. Sanırım benim yan odasında kalmamı sorun etmemişti. Ya da koca bir yaz tatilini tek başına evde geçirmek istememişti. Çünkü gerçekten ben haftanın en az üç günü arkadaşlarımla buluşmaya giderken o bütün gün evde takılıyordu. Lezzetli yemekler yapıyordu ve kendisi sadece iki kaşık bir şey yemekle yetiniyordu. Bir de temizlik ve düzen takıntısı vardı ki bana bir keresinde bu konuda çok fena bağırdığı için neredeyse ağlayacaktım.

Ten teması konusunu aştığımızı düşünüyordum. Birileri yanından geçerken en uzak yere kaçmaya devam ediyordu ama ona sarıldığımda ya da komik bir şeyler izlerken ona vurduğumda rahatsız oluyor gibi görünmüyordu.

Güzel ve iyi anlaşan iki arkadaş olmuştuk. Öyle etrafına sevgi ve ışık saçan biri değildi ama yalnız kaldığımızda benimle bir şeylere gülüyor, laf sokmalarıma karşılık bana laflarını adeta kazık gibi saplıyordu. Film ve müzik zevki oldukça iyi olduğu için evdeyken sıkılmıyorduk. İyi bir içiciydi. Ve tabii en sevdiğim özelliği ise benim için para harcamasıydı.

Galiba gerçekten beş parasız olduğumu fark etmişti. Çünkü daha ikinci ayımızdayken beni bir şeyler almak için markete göndermiş sonra ona kartını geri vermek istediğimde 'Sende kalsın eksik bir şeyler aldıysan markete geri göndereceğim çünkü seni' demişti.

Bana bir liste vermişti ve kas gücümden yararlanacağı söyleyerek markete yollamıştı. Listede en son unutmam gereken şey olan soğanı unutmuştum ama Baekhyun beni geri göndermemiş, kartı da almamıştı.

Başlarda kullanıp kullanmama konusunda tereddüt ettiğim için kullanmamış, param suyunu çekince biraz para çekmiş, yüklü bakiyesi yüzünden fark etmediğini düşünmüş ve gündelik harcamalarımı bununla yapmaya başlamıştım. Hiçbir şey demediği için market olayının aslında yalan olduğunu fark etmiştim. Tamam, gerçekten kas gücümden yararlanmıştı ama sonuçta soğansız yemek yapamazdı değil mi?

100th ApologizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin