53. Bölüm

2.1K 206 115
                                    

Beş ayda anca tamamladığım bölümüme hoş geldiniz şalskdşla

Kafama atacağınız yuh olsun sana boi taşlarını enişten şekilde kabul ediyor(hak ettim çünkü alşksdşa) ve iyi okumalar diliyorumm


----


"Böyle öğrendiğin için özür dilemek isterim ama özür bile dileyemem ben senden. Ben sana hiçbir şey diyemem. Benimle konuşmak istemeni bile hak etmiyorum." Sujin karşımda bir şeyler anlatıyordu. Konuşmalarından çok yüzündeki ifadelere odaklanıyordum.

Bir gün tesadüfen görürüm diye, yine o şeyleri yaşarım, yine odasına kapanarak sessiz ağlayışları arasında bir gün ölmeyi bekleyen çocuk olurum diye deli gibi korktuğum adama çok benziyordu.

Onu en son gördüğümde bir restoranın tuvaletindeydim. Olabilecek en aciz halimleydim. O zaman hayatımda Chanyeol vardı. Onun sayesinde belki o çaresiz çocuğa dönüşmemiştim tekrardan ama yaşadığım sürece o kişiye dönme korkum sanırım asla dinmeyecekti.

Şu an ne kadar iyi durumda olursam olayım sahip olduğum şeylere ince bir iplikle bağlıymışım gibi hissediyordum. Üzerime en ufak bir ağırlık binse o ip kopacak ve kendimi yeniden başladığım yerin daha da dibinde bulacaktım.

Biliyordum ki artık Chanyeol'e sahiptim, annelerim bile bir şekilde buradaydı. Kendi hayatıma sahiptim ve başladığım yerden fazlasıyla uzaktım. O ip asla kopmayacaktı ve asla düşmeyecektim.

Benimki boş bir korkuydu. Asla gerçek olmayacak o kabuslardan biriydi. Sujin'i görürsem, onun gözlerine bakarsam bu korkum tetiklenir sanıyordum. O pis, karanlık ve soğuk odada abisinin bana olan iğrenç dokunuşlarını hatırlarım sanıyordum.

"Abim evdekilerle pek anlaşamazdı. Hep sorunluydu, sorunlu olduğunu ben de ailem de biliyorduk. Ondan olabildiğince uzak dururdum. Senin kadar acı şeyler yaşatmadı bana ama iyi anılarım olduğunu da söyleyemem..."

Oturalı kaç dakika olmuştu? Sessiz bir kafede, herkesten uzak bir masada belki de bir saatten fazladır oturuyorduk. İkimiz için de konuşmaya girmek zor olmuştu. Ben zaten oturduğumuzdan beri ağzımı bile açmamıştım. Sujin'in ise gözlerindeki yaş bir an bile kurumadığı için arada kendini sakinleştirebilmek için nefes alıyordu. Onu böyle ağlatmayı istememiştim hiç.

"Ondan korktuğum için genelde pek yanına gitmezdim. Şehirden uzakta yaşıyorduk zaten. Seninle birlikte olduğunu biliyordum. Seni uyarmalıydım. Onun nasıl biri olduğu hakkında seni daha ilk gördüğümde uyarmalıydım. Ne seni uyarabildim ne de sonrasında sana yaptıklarında gördüğümde sesimi çıkarabildim. Küçüktüm ve ondan hiç olmadığım kadar korkuyordum. Susmamam gerekiyordu, eğer aileme anlatsaydım ya da sana bir şeyler söyleyebilseydim, yanında olsaydım..." Konuşmasının sonuna doğru sesi iyice kısıldığı için ara vermek zorunda kaldı.

Eğer diye bir şey yoktu. Kim olursa olsun o zamanki bana yardım edemezdi. Çünkü ben aptal gibi ona aşığım sanıyordum. En kötüsü ise o da bana aşık sanıyordum.

"13 yaşındaydım. Belki o kadar büyük değildim ama susmamı gerektirecek kadar küçük değildim. Bir şeyler yapabilirdim. Seni uyarabilirdim, babama anlatsam mutlaka bir şeyler yapardı." Kimse bir şey yapamazdı.

"Korkuyordum Baekhyun. O benim abimdi. Onu benden iyi kim tanıyabilir ki? Sokağımızdaki kedileri kovalamaya çalışırdım. Benim kedileri ne kadar sevdiğimi bilirsin ama olabildiğince kendimden uzak tutmaya çalışırdım çünkü bilirdim ki onlara abim mutlaka zarar verirdi. Beni dövdüğünü, sonra da sesimi kimse duymasın diye dolaba kapattığını, boğazıma yapışarak öldürmeye kalktığını ve daha nicesini bir tek ben biliyordum. Sana gelip bunları anlatabilirdim. Onun kötü biri olduğunu sana zarar vereceğini söyleyebilirdim. Eğer söyleseydim belki bana inanırdın."

100th ApologizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin