48. Bölüm

2.5K 286 505
                                    

Ben bile bir önceki bölüm nerede kaldık unuttum. 

İşteyken vakit bulduğum aralarda yetiştirmeye çalıştığım için çok da sağlıklı bir bölüm beklemeyin derim

İyi okumalar


---


Okuldayım.

Bu mesajın bildirimini almamla okulun dışından çığlık sesleri duymam neredeyse aynı anda gerçeklemişti. Refleksle yerimden kalkıp cama koşmak istediğimde camın hemen önündeki masasında oturan yaşlı kadın okuma gözlüklerinin üzerinden bana bakınca duraksamıştım. Onu aşıp camdan bakmam çok zordu.

"Çığlık sesi oldu da..." Diye açıklama yaptım ve yerime oturdum. Gerginlik ve telaş içinde önce önümde açık olan ve öğlene kadar okuyup bitirmem gereken sınavlara sonra da Chanyeol'den gelen mesaja baktım. Acilen bir şeyler düşünmem gerekiyordu.

Aynı zamanda da Jung Hocaya hiçbir şey belli etmemem.

Jung Hocanın "Bu okulda sanki ilk defa çığlık duyuyor" diye mırıldandığını duyuyordum. Okulun bahçesinde birkaç kız dans etse yine aynı şekilde hayranlık çığlığı duyardınız, bunu da biliyordum. Ama bu sefer durumun farklı olduğundan adım gibi emin olduğum için yerimde duramayarak nihayet cama koştum.

Jung Hoca bu tavrımı ve masasının oraya geçmemi yadırgayarak söylense duymazdan geldim. Okulun bahçesinde yürüyen kalabalığı, fotoğraf çekmeye çalışan insanları görünce yutkundum. Çünkü aynı zamanda kalabalığın arasında ortalamanın üstündeki boyu ile hemen dikkat çeken Chanyeol'ü de görmüştüm. Ne yapmaya çalışıyordu bu?

Beni görmeye gelmemiş olmasını umuyordum ama yıllardır tanıdığım adamdan bahsediyorduk.

Beni görmeye gelmişti.

Hızlıca bir şeyler düşündüm. Daha doğrusu düşünmeye çalıştım ama aklıma en ufak bir şey bile gelmiyordu. Koşup gitmek dışında. "Ben çok kısa bir süre gidip gelebilir miyim hocam? Çok kısa bir işim var da." Önümde bir yığın kağıt varken sorduğum bu sorunun kendi cenazeme en önden yer ayırmak olduğunu biliyordum ancak belki boşluğuna gelir diye düşünmüştüm.

"Madem gidip gelecek kadar vaktin var gitmişken benim dokuzdaki dersime de gir. Çünkü birilerinin aksine rapor okumakla oldukça meşgulüm de." Başını bile kaldırmadan kanımın çekilmesine neden olan düz ses tonuyla konuşmuş ve sonumu getirmişti.

İtiraz etmenin anlamsız olduğunu bilerek masamdaki sınav kağıtlarını toplayarak çantama sokmuş ve hızlı adımlarla odadan dışarı atmıştım kendimi.

Çok panikli görünüp öğrencilerin dikkatini çekmemek için büyük bir uğraş vermeme rağmen binanın dışına ulaşıp peşindeki hayran sürüsüyle binaya doğru yürüyen Chanyeol'le karşılaşınca bütün uğraşlarım boş bir çabaya dönüşmüştü. Eskiden olduğu için gözleri beni bulmakta bir an bile zorlanmamıştı. Göz göze geldiğimiz anda kalbim atmayı unuttuğu için adımlarım da hareket etme eyleminden vazgeçti.

"İlginiz için teşekkür ederim ama benim yüzümden ne sizlerin ne de diğer öğrencilerin eğitimlerinin aksamasını istemem. Müsaadenizle eski okulumda biraz vakit geçirmek istiyorum. Tekrardan teşekkürler." Chanyeol oldukça içten bir şekilde insanlara teşekkür ettikten sonra insanlar birer birer ondan uzaklaşmaya başlamıştı. Chanyeol'ün pek çok haline alışmıştım ama olgun Chanyeol yeni gördüğüm bir şeydi ve nasıl alışacağım konusunda bir fikrim yoktu.

Ben hareket edemediğim için olduğum yerde öylece kaldım. Chanyeol büyük adımlarıyla saniyeler içerisinde benim bulunduğum yere kadar geldi ve sanki yıllar önce okulda karşılaşıyormuşuz gibi bir rahatlıkla "Selam" dedi. Yüzünde geniş bir gülümseme vardı. Sanki burada olmaktan gurur duyuyormuş gibi bir gülümsemeydi. Muhtemelen zaten buraya gelerek beni alt üst etmekten oldukça gurur duymaktaydı.

100th ApologizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin