15. Bölüm

4.7K 535 775
                                    

Selaaamm 

Bölüme girerken ayakkabılarınızı ve ciğerlerinizi şu sağ tarafta duran rafa koyun, çıkışta alırsınız. 

İyi okumalar <3 


----


Uyandığımda yatakta bir süre gerindim. Büyük ihtimalle baya uzun bir uyku uyumuştum ve bu yüzden bütün eklerim tutulmuştu. Şiddetli bir yağmur çatıyı dövmeseydi bir an nerede olduğumu unutacaktım. Bütün vücudum açıktaydı ve bu neden üşüdüğümü açıklardı. Dün gece olanlar aklıma gelince sevgilisine ilkini vermiş liseli bir genç kız gibi sırıttım ve sol tarafıma döndüm.

"Günaydın gün ışığım."

Oops, bu bölümde Byun Baekhyun'u bulmayı umut edenlere kötü bir haberim var. Evet, yine ben. Yakışıklı Starınız Park Chanyeol.

Neyse konumuza geri dönecek olursak yatağın diğer tarafında Baekhyun'u bulma umuduyla o tarafa doğru sokuldum ama çıplak bedenimi saran soğuklukla gözlerimi açtım. Terk edilmiştim.

Yataktan çıkıp üzerime sabahlığımı geçirdikten sonra lavaboya girdim. Bu sabahlık fikri harikaydı. Kendime aşık olduğumu biliyordunuz değil mi? Aşağı indiğimde salonu boş görmemle mutfağa ilerledim. Baekhyun arkası kapıya dönük bir şekilde mutfak masasına oturmuş sabah kahvesiyle birlikte yanından asla ayırmadığı ajandasına bir şeyler yazıyordu.

Adım seslerimi bastıran yağmur sesine teşekkürlerimi sunarak bir süre onu izledim. Geldiğimin farkında bile olmadan masaya kaldırdığı bacaklarıyla ritim tutarak bir şeyler mırıldanıyor ve mırıldandıklarını defterine not alıyordu. Her yerde beste yapabilme yeteneği vardı. Ben de bir iki defa bir şeyler yazmayı ve bestelemeyi denemiştim ama bu konuda gerçekten ilham sorunlarım vardı.

Oradan 'çünkü yeteneksizsin Chanyeol' dediğinizi duyabiliyorum fakat bunu asla kabullenmeyeceğim. En iyisi siz kabullenin.

Uzattığı bacaklarına, dün gece ikinci seferimizde odadaki karanlığı fırsat bilerek bacağında bıraktığım ufak tefek izlere baktım. Geri döndüğümüzde onu darp etmişim gibi görünmesinin lafını günlerce edeceğini biliyordum.

Lakin en az benim de okuldaki çocuklar kadar Byun Baekhyun hakkında kirli düşüncelerim vardı. Benim tek farkım bunları gerçekleştirmeye onlardan daha fazla yakın olmamdı. Onu izlemeye devam etmenin benim için zararlı olacağını bildiğim için arkasından kollarımı boynuna doladım ve çenemi omzuna yasladım.

"Daha ilk sabahtan kocanı yatakta bir başına bırakman çok ayıp bebeğim." Kalın uykulu sesimin tenini ürpertmesini izledim. Belki de onu korkuttuğum için veya yeni yıkadığım yüzümün soğukluğu yüzünden ürpermiş olabilirdi tabii. Ben, benim için en iyi ihtimali değerlendirmeyi seviyordum.

"Çünkü kocam daha ilk sabahtan 2'ye kadar uyuduğu için o saate kadar yatakta kadar kalamazdım." Ne? Duvarda asılı saate baktım. Cidden saat 2'yi geçiyordu.

"O kadar uyudum mu ben ya gerçekten?" Hafifçe başını salladı. Yanındaki sandalyeyi çekip oturdum ve başımı omzuna yasladım. Uzun boylu biri olarak bunu yapmak oldukça boyun ağrıtıcıydı ama Baekhyun'a temas etmeyi seviyorum. "Çok üzgünüm kocacım. Rüzgar sesi yüzünden gece pek iyi uyuyamadım da o yüzden."

Yalandı. Bütün gece düşünmekten uyuyamamıştım ki ben, Park Chanyeol, daha önce asla düşünmekten uyuyamadığım bir gece olmamıştı. Durun hatta benim uyuyamadığım bir gece olmamıştı. Malum bir işim yoksa tabii ki.

"Sen ne yaptın? Şarkı mı yazıyorsun?" Defterini önüme geçip okudum. Öylesine yazmış gibi görünüyordu ama ona rağmen hiç fena değildi.

100th ApologizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin