Bölüm 87; eskiden burada yaşıyordum

Start from the beginning
                                    

Tüneli kazarlarken bir delik karşılarına çıkmış, bu deliği takip ettiklerinde orta katın balkonlarının olduğu bölgeye açıldığını keşfetmişlerdi. Yakınında hiçbir köprünün ya da balkonun olmadığı ama güneş banyosunun yapıldığı yeri gören bir delikti burası. Jakaranda ve Amasia deliğin girişine geldiklerinde hareket büyüsü kullanmayı kestiler. Ayakları tekrar yere basan Fred heyecan içindeydi. Olduğu yerde zıpladı ve "Muhteşemdi bu!" diye bağırdı. Ellerini yanaklarına vurdu ve "Hayatım boyunca yaptığım en muhteşem şeydi!" dedi tekrardan. Sonra ona bakıp gülümseyen büyüklerini gördü ve hemen başını eğerek "Yani..." dedi ve mahcup bir şekilde Jakaranda'ya baktı. "Çok teşekkür ederim efendim! Bu çok büyük bir onurdu!" dedi. Jakaranda bir şey söylememiş, onun başını okşamıştı. Yürümeye başlamadan önce çok çekiniyormuş da merakına yenik düşmüş, daha fazla dayanamayıp sormuş gibi bir tavırla "Manik sizin gelecekte kral olacağınızdan bahsetmişti. Bu doğru mu?" dedi Fred. Jakaranda sorunun arkasındaki manayı anlayamamış, Amasia'ya bakmıştı ama o da kendisinden farklı gözükmüyordu. "Evet öyle!" dedi Jakaranda. "Güney Krallığı'nın gelecekteki kralıyım!"

Fred başını kaldırdı. Nemlenmiş gözleri parıl parıl ışıldıyordu. Yüzünde masum, sevimli bir gülümseme vardı. "Yeryüzünün kralları böyle candan oluyor demek." dedi. Ömrü boyunca sadece zulüm görmüş belki de başı bir kere bile okşanmamış bu çocuğun yumuşacık kalbinden gelen ne de tatlı bir cümleydi bu. Jakaranda donup kalmıştı. Kelimeler arkasındaki hüzün onu esir alıyordu. Ellerini çırpıp "Buradan kurtulmayı ve krallığınızın bir parçası olmayı dört gözle bekliyorum efendim!" diye ekledi Fred.

Jakaranda'nın ömrü saray içerisinde, hizmetçiler ve saray halkı tarafından pohpohlanırken bir yandan da babası tarafından ezilmekle geçmişti. İşin aslı kendisine güzel sözler söylemeyi, övgüler yağdırmayı huy edinmiş insanlarla içten konuşan, gerçekte kalbinden geçenleri aktaranları ayırt edebiliyordu artık. Tüm krallığın yollarına çiçekler dökmesi babasının gözlerinin içine bakarak, gülümseyerek bir kere "Aferin!" demesi etmiyordu. İlk kez en az babası kadar içten, başka hiçbir kirli duygu karışmamış bir övgü almıştı Jakaranda. Kalbinin en derinlerinden sarsıldı. Elini Fred'in yanağına koydu ve "Ablalarım sana bayılacaklar!" dedi. "Yedi tane ablam var Fred. Sürekli suratımın asık olmasından şikayet edip duruyorlar. Senin şirin suratını görünce peşimi bırakırlar artık. Hem sana büyü öğretmesi için birisini de görevlendiririm. Bakarsın bu işi kavrarsın da kendi başına uçarsın!"

"Gerçekten mi?!" diye bağırdı Fred. Jakaranda gülmüş ve "Gerçekten!" demişti.

"O günleri ben de dört gözle bekliyorum küçük dostum!" dedi ve elini kıvırcık saçlarına daldırdı sevimli çocuğun.

Amasia en başından beri hiç dahil olmadığı bu ikili arasındaki diyaloğa imrenerek bakıyordu. Jakaranda'nın hiç olmadığı kadar nazik ve babacan oluşuna ise hiç şaşırmıyordu. Çünkü bunun sebebini çok iyi biliyordu. Aylarını beraber geçirdiği yol arkadaşını az biraz tanımıştı artık. Güney'in gelecekteki kralı sözüne sadık bir adamdı. Bazen dünyadaki en gıcık kişi olsa da hayatı özellikle Amasia için zor hale getirse de savaşta ve olaylar karşısında Evan'ın aksine duygularıyla değil beyniyle hareket etmesi çoğu kişiyi irrite etse de o bir kraldı. Hem de herkesin başında görmek isteyeceği bir kral. Evan'la didişmesi de Amasia'ya öfke kusması da bu sebepleydi zaten. O başka her şeyden daha fazla halkını seviyor ve önemsiyordu. Bu çocuğa bu denli muhabbetinin ardında da aynı duygular vardı. Bir söz vermişti. Onları krallığına götüreceğine dair bir söz vermişti. Sözüne sadık bir adamdı Güney'in gelecekteki kralı. Savaş henüz başlamamış da olsa, henüz hiç kimse kurtulmamış da olsa bu çocukların hepsi Güney Krallığı'nın birer vatandaşıydı artık. Her biri uğruna ölünecek kadar kıymetliydi onun için. Bir kralın kurduğu bağ buydu işte, asil ve haşmetli.

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Where stories live. Discover now