31.BÖLÜM "DUYGUSAL GECEYE DÜŞEN İHTİRAS" (+18)

15.1K 50 1
                                    

Uyarı: Bölümde +18 cinsel içerikli sahneler bulunmaktadır. 18 yaşından küçüklerin okumaması önerilir!

###

Olayların üzerinden günler geçmiş; herkes kendi kabuğuna çekilmiş, Selin; yalnızlığın sessizliğinde boğulmuştu. Sonunda satamayıp, Ayça ve Demir'le grup yaptıklarını söylemişti bir mesajında. Bunu duyan Emirhan, haftalar sonra evine geri dönmüştü.

Şimdi aralarında, haftalardır Selin'in çilesini çektiği sessizlik vardı sadece. Emirhan, onu nasıl böyle bir şey yapabileceğini sorguluyordu kafasında. Bu kadarını da yapmazdı... Değil mi? Selin ise, gözyaşları içinde, tüm pişmanlığıyla hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. "Bunu da mı yaptın Selin? Ben seni, dünyalar kadar çok severken, sen bir de daha fazla ileri gidip onunla grup bile mi yaptın?" Gözleri kapalı, ağrıyan şakaklarını ovalayordu. Ayağa kalktı sinirle.

Selin, ona arkası dönük, oğlana doğru kalktı ve ellerini onu beline dolayıp, sarılmaya çalıştı. "Emirhan, çok pişmanım. Seni çok özledim. O şerefsiz, beni sadece seks için seviyor; bunu anladım. N'olur beni affet... Seni çok özledim." Oğlan zorlamadı kızı. Sarılmasına izin verdi.

Selin'in üstünde bel altına kadar uzanan bir badi ve altında da bir kilot vardı. Emirhan, onun sevgilisiydi... Her şeye rağmen. Utanmıyordu ondan. Emirhan, kızın güzel kokusuna dayanamıyordu. Kaptırdı kendisini. Kalçalarının onun kadınlığına bastırdı. Selin ise, ona eşlik etti sadece. Erkekliği hafif sertleştiğinde ise yüzünü ona döndü. "Beni bir daha aldatacaksın değil mi?" diyip, önce dudaklarını ondan sonra boynunu öpmeye başladı. Öpücüklerin etkisiyle inleyerek, "Hayır. Seni bir daha aldatmayacağım." dedi gözlerinden yaşlar düşerken. "Sana inanmıyorum." dedi kızın badisini çıkarırken. Selin, oğlanın sakallarından öpüp, erkeksi kokusunu içine çekerken, "Bana inanmanı istiyorum." diyip adamının kravatını çıkartıp, gömleğinin düşmelerini yırtarcasına açtı. "Sen, sadık bir eş değilsin." Dolgun göğüslerinin tadına bakıyordu şimdi. Koz, gözleri kapalı kendinden geçerken, "Bundan sonra senden başkası olmayacak." dedi. Emirhan, gömleğini çıkartıp, kızı kucağına alıp odaya taşıdı.

Odaya geldiğinde kızı yatağa bırakıp, üstüne çıktı. Kilodun içine daldırdı elini. Kadınının, kadınlığıyla oynarken, "Sana kapılmak istemiyorum." dedi fısıltıyla. Selin ise çığlıklarla, "Senin dalgalarında esir olmak istiyorum." diyip oğlanın kemerinin tokasını çözüp pantolonunu indirdi. Adam, pantolonunu bir kenar fırlatırken, kızın kilodu çıkarttı. Artık, Afrodit'i çırılçıplaktı. "Senin yalanlarına karnım tok Afrodit. Kızın kadınlığına dil darbelerine maruz bırakırken, "Seni özledim Zeus." Zevk çığlıkları gecenin sessizliğini bölerken, kendini kadından alamıyordu Zeus. Artık olan olmuştu. Baksırı çıkartıp, yavaş yavaş, genital organını ıslattıktan sonra girdi onun derin kuyuları. Daldı, kendini ondan alamadı.

"Artık, seninim Afrodit." diye inledi. Afrodit, zevkle içindeki sertliği hissederken, "Artık, benimlesin Zeus." diye çığlık attı. Artık, beraberlerde ve onları bağlayan şeyler koşmadıkça, beraber olacaklardı.

***

Demir, yorgunlukla eve geldiğinde, dışarıda yağan dolu hala devam ediyordu. Donmuştu resmen ve ısınmaya ihtiyacı vardı. Salonla evin girişini bağlayan koridora geldiğinde görünürde kimseyi göremedi. Evin içine doğru seslendi. "Kimse var mı?" Koridorun yan tarafındaki mutfaktan çıkan annesi ona yöneldi. "Hoşgeldin." diyip sarıldı oğluna. "Hoşbuldum." Ayrıldıklarında, "Açsan yemek hazırlatayım sana." dedi. Demir, kafasını sallayıp, "Yok istemiyorum; biz arkadaşlarla yedik bir şeyler." derken salona doğru geçiyordu. Arkasında kalan annesi ise, kaşlarını yukarı doğru kaldırıp, "Kimmiş bakalım bu arkadaşlar?" dedi ve salona geçip oğlanın yanına oturdu. "Merak etme, saçma sapan birileri değil. Üniversiteden arkadaşlar." Meryem, şaşırmıştı. "Mevzun olmana rağmen, hala görüşüyor musun?" Oğlan garipsemişti annesini. "Niye görüşemez miyiz?" diye sordu. Meryem, cevap vermedi. Oğlunun böyle, yıllarca süren arkadaş ortamının olmasına sevinmişti.

Demir, eve geldi geleli babasını görememişti. Gerçi, yaklaşık bir haftadır doğru düzgün göremiyordu da... "Babam nerede, anne?" diye sordu Meryem'e dönüp. Meryem, yukarı katı işaret edip, "Yarım saat önce geldi. Banyo yapıyor." Oğlan, şüpheli bir yüz ifadesi takınıp, "Onu bir haftadır, göremiyorum." dedi. Kadın, oğlana yüzünü ekşitip ayağa kalktı. "Bilmiyor musun sanki... Babanın işleri çok yoğun; şirketin işleri bu sene baya bir büyüdü." dedi ve yukarı doğru çıktı. Oysa, Demir başka bir şeyler düşünüyordu, fakat babasının öyle işlerde merakı olacağını zannetmiyordu. Hem annesiyle mutlu, hem de öyle bir mizacı olan biri değildi.

Ayağa kalktı ve odasına doğru çıkmak üzeri salondan ayrılıyordu. Fakat salondaki ikili koltuğun arkasındaki büfe masanın üzerinde duran telefondan bildirim sesi gelmişti. Önce bir duraksadı, ardından salona girip telefonu eline aldı. Babasının telefonuydu bu. Banyodayken burada unutmuştu. Gelen mesajı açtı. Telefonun da şifrede yoktu. Ne saf bir adamdı bu babası. Oku mesajı. Şahika adında bir kadından gelmişti.

"Bu gece gelmiyor musun? Seni özledim..."

Oğlan derin bir şok çukurunun içine girerken, düşündüklerinde haklı çıktı için çok kızdı babasına. Şimdi; kendisine ahlak bekçiliği yapan babası düşünsündü!

###

31.BÖLÜM SONU...

***

Herkese merhaba;

  Emirhan ve Selin arasında geçen vuslatı beğendiniz mi?

Sizce, Demir bu sırrı babasına karşı kullanacak mı? Yoksa, iyi niyetli bir tutum mu sergileyecek?

Sınır; 5K, 50 yorum, dilediğiniz kadar oy... Herkese tutkulu geceler. Hoşçakalın.

TUTKUNUN TEHLİKELİ TONU (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin