Kafamı Çağan'ın omzundan kaldırmadan derin bir nefes aldım. "İlker'e bak." kaşlarımı kaldırarak sevgilimin gösterdiği yöne baktım. Sıla'yı ve yanında oturan çocuğu izliyordu.
"Ne istediğini anlamak mümkün değil."
"Kabullenemiyor ama aşık oldu." kafamı kaldırıp ona baktığımda o hala arkadaşını izliyordu. Kafasını bana doğru eğince gülümsedi. "Benim içinde kolay olmamıştı kabullenmek."
"Cidden bu evreyi atlamışız nasıl oldu da kabullendin sen?" gözlerimi kısarken yüksek sesli müziğe rağmen kahkahası ulaştı kulağıma.
"Oyunu bitirmek istediğin zaman beni, evimizi terk edeceğin zaman anladım."
"Detaylı bir anlatım yapmayacaksın anladım." gülerken kafasını iki yana salladı. Şarkı biterken birbirimizden ayrılmadık yenisi başlardı zaten hemen.
"Evet bu akşam aramızda eski solistimiz aynı zamanda çok yakın arkadaşımız Azra ve nişanlısı Çağan var." Ali'nin sesiyle bakışlarımız sahneye kayarken bize doğru gelmekte olan pastaya şaşkınlıkla baktım. Buranın böyle etkinlikleri yoktu ki.
"Düğünden önce bir pasta kesersiniz diye düşündük." Derin ellerini çırparak yanımıza gelirken kocaman gülümsedim. Pasta iki katlı ve bembeyazdı. Sıla ve İlker de yanımıza gelirken birbirlerine sarılmış bizi izleyen Derin ve Selim'e teşekkür ettik.
Pastanın etrafında yanan maytaplar sönerken Çağan'la birlikte üstündeki mumları üfledik. "Çok teşekkür ederiz." hepsine tek tek sarıldıktan sonra sevgilime sarıldım. Her şey o kadar iyi gidiyordu ki nazar değecek diye korkmadan yaşayamıyordum artık.
"Bu bizden size ufak bir hediye, kına gecesi yapmıyoruz madem." Sıla ve Derin ufak hediye paketini uzatırken şaşkınlıkla aldım paketi.
"Hediye nereden çıktı şimdi, kızlar ne gerek vardı?"
"Olsun öyle kuru kuru pasta kesilmez." pasta demişken çoktan götürülmüştü bile. İnsanlar eski hallerine dönerken masamıza geçtik. Hediye paketini açtığımda hep birlikte çekildiğimiz bir fotoğrafı çerçevelettiklerini gördüm.
"Yaaaa çok güzel bu." beyaz çerçeveyi Çağan'a tuttum. "Evimizin ilk eşyası belli oldu." Masamıza yaklaşan Ali gülümseyip muhabbete dalınca ona odaklandık.
"Azra bir şarkı söyler misin?" kaşlarımı kaldırıp arkadaşlarıma bakınca hepsinin onaylayan bakışlarıyla sevgilime döndüm. "Söyle hadi özlemişsindir." dudaklarıma ufak bir öpücük bırakınca kızları da elinden tutup sahneye yürümeye başladım.
"Ay benim sesim kötü." diye cırlayan Derin'e Sıla da onay verirken ikisinin de eline mikrofon tutuşturmuştum.
"Şarkıyı biliyorsunuz geçen gün arabada bağırarak söylüyordunuz." ikisi de şaşırsa da şarkının girişini insanlara dönerek söylemeye başladım. Evde veriyordum artık konserlerimi.
Çağan iyi bir izleyiciydi bir flaşla bana ritim tutması eksikti ama sırada o vardı kesinlikle.
Ay ay ay ay yanıyorum
Ay ay ay ay çok fena
Ay ay ay ay yağ yağmur
Mum misali eriyorum
Derin sanırım ne olacaksa olsun diyerek şarkıya katılırken Çağan'a doğru dans ederek ilerliyordum.
Eyvah yürüyorum bak
Ateşe doğru
Bir şey yap
Bu aşk bu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ
ChickLit"Ben hayatta seninle aynı evde kalmam!" burnumu havaya dikip sinirle söylendim. Saçımı başımı yolacaktım şimdi sinirden. "Bende sana çok meraklı değilim ama mecburuz." Ya da bir dakika neden onun saçını başını yolmuyordum ki? ©️Tüm hakları saklıdır.
