52

9.5K 669 34
                                    

"Gel babacım." Endişeli gözlerimi kapıya dikip içeri giren babama baktım.

"Neden uyumadın hala?"

"Yeterince uyumuşum, hiç uykum yok ki." Omzumu indirip kaldırdım. Teki sargıda olunca istediğimi yapamıyordum tabi. Gülümseyip yatağın boş tarafına otururken saçlarımı okşadı.

"İyisin değil mi?"

"Evet tatlım iyiyim, hala endişeleniyor musun?"

"Etrafımda çok kayıp oldu Azra, çok insan kaybettim ben. Ama kendi çocuğumu kendi ailemi kaybedemem. Tabi ki endişeleniyorum." Tek kolumu boynuna sarıp ona sarıldım.

"İyiyim, daha da iyi olacağım söz veriyorum." Saçlarımı okşayınca gözlerimi yumdum.

Babamla aramın bozuk olmasına katlanamazdım.

"Bugün Ahmet amcanla görüştük." Geri çekilince sırtımı yatağın başlığına yaslayıp ona baktım.

"Ve?"

"Düğününüz için beklemeye gerek olmadığına karar verdik. Sen toparlanınca her şeyi adetlere göre hazırlarsınız. İki düğün yapalım diye düşünüyor annenler birini de Rize'de."

"Baba orada kimse yok ki. Babaannemler de gelirdi buraya." Dedim kocaman açılmış gözlerimle birlikte.

"Ben de öyle dedim ama Aynur hanımla annen böyle düşünmüş." Omuz silkti.

"Biz Çağanla bu konuyu bir konuşsak? Yani düğün için hiç konuşmadık daha."

Yüzümdeki saçları çekerken mırıldandı.

"Bu akşam gelmemiş hayret, siz konuşun annenle ayarlarsınız." Yataktan kalkınca tekrar konuştum.

"Baba bir de yarın şirkete gidebilir miyim? Kendimi iyi hissediyorum işimin başına geçsem sorun olmaz bence."

Arkasını dönüp bana çatık kaşlarla bakınca minnacık gülümsedim.

"Bir hafta yatsaydın bari."

"Baba yat yat nereye kadar vallahi sıkıldım. Hastanede de kaldık zaten kaç gün. Bence yeter."

"İyi sabah uyan da bakarız duruma göre." Saçlarıma öpücük bırakıp odadan çıkınca tuttuğum nefesimi bıraktım.

Yataktan kalkıp balkona doğru yürüyeceğim sıra tekrar açıldı odanın kapısı.

"Niye kalktın sen?"

"Tuvalete gidecektim."

"E kızım benden isteseydin ya." Kızgın bakışlarını görünce dudağımı ısırıp yatağın kenarına tutundum.

Stresten düşüp bayılacaktım şimdi.

"Baba kendim hareket edebiliyorum, biraz yürümekten zarar gelmez hem. Sen niye gelmiştin?"

"Annen yemek tepsisini getir demişti onu unutmuşum." Kenarda duran tepsiyi alıp bana baktı.

"Yardıma ihtiyacın olmadığına emin misin?" Kafamı aşağı yukarı sallayıp banyoya doğru yürümeye devam ettim.

"Hadi gidebilirsin sen cidden iyiyim."

Beni onaylayıp odadan çıkınca biraz bekleyip kapımı kilitledim.

Nefesimi üfleyip balkon kapısına yaklaşırken hızlı davranmaya çalışarak perdeyi açtım.

Kapının kilidini açıp Çağanla burun buruna gelince kızarmış burnuna hafifçe güldüm.

PERESTİŞWhere stories live. Discover now